V - ortak? ortak.

288 27 74
                                    

_______

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

_______

Jungkook, zamanı geldiğinde her şeyi öğreneceğini söylemişti Yoongi'nin. Ama Yoongi düşündüğünde daha neyin zamanının geleceğini bir türlü aklında oturtamıyordu. Elinde isimler vardı, adresleri vardı; kısaca kanıtlar vardı ama kim olduğunu söylemiyordu ve söylemeyecekti de. Bu, onun sinirini bozuyordu.

"Ne zamanı? Daha başımıza ne gelmesi- ya da dur. Daha elinde ne gibi kanıtlar olmalı da bana kim olduğunu söyleyeceksin?"

Jungkook gözlerini ciddi bir şekilde Yoongi'ye dikerek, "Sen bana güvenmiyorsan, ben sana nasıl tamamen güvenebilirim?" diye çıkışmıştı.

"En başta adını yalan söyleyen sendin!" Jungkook onunla dik dik konuşurken Yoongi de kendini tutamamıştı ve sert bir şekilde çıkışmıştı. Sonraysa ne yaptığının farkına varmış, sakinleşmişti. "Her neyse, boş ver, tamam mı? Peki planın ne?"

Jungkook kollarını göğsünde birleştirerek sırtını oturduğu deri koltuğa yasladı. Kasları oldukça fazla olduğundan kollarının birleşmesi de bir o kadar zor gibi duruyordu. Yoongi bir süre sadece kaslarına odaklanmıştı. "Birkaç planım var ama onlardan önce senin planını duymak istiyorum? Aklından ne geçiyordu? Oraya gittin, dayak yedin, hurmalar yendi ve götün tırmalandı. Sen ne planlıyordun?" Jungkook onunla imalı imalı konuşurken bile odağı kaslı kollardı.

Sonrasında omuz silkerek gözlerini Jungkook'un ceylanımsı gözlerine çıkarmıştı. "Doğaçlama takıldım."

"Doğaçlama takıldın?" Jungkook'un pirsingli tek kaşı sorgulayarak havaya kalkmıştı.

"Evet. Bana orada babamla ilgili bir dosya olduğunu söylediler, ben de fazla düşünmeden içeri daldım."

Jungkook iç çekti. "Senin sorunun bu bence. Yapacağın hareketlerin sonucunu düşünmeden hareket ediyorsun ve hepsi elinde patlıyor. Anladığım kadarıyla baban senin için oldukça önemli ve onlar da bunu biliyor ve kullanıyorlar. Yapma."

Yoongi hafifçe gülmüştü; omuzları hafifçe sallanmış, dişleri dudakları arasından görünmüştü. "Şimdi de psikolojik analizlere mi başlayacağız. Öyleyse kalsın, bir psikoloğum var zaten."

"Pek işe yaramıyor gibi." Jungkook hafifçe mırıldanmıştı, sanki kendi kendine konuşur gibi ama Yoongi onu duymuştu elbette. Duysa da hiçbir tepki vermemeye karar vermişti.

Birkaç dakika sessizce oturduktan sonra tekrar konuşan Yoongi olmuştu. "Artık senin planının ne olduğunu ya da olacağını söyleyecek misin?"

Jungkook yerinde kıpırdanmış, hafifçe dudaklarını düşünür bir halde büzerek ve tavana bakarak konuşmaya başlamıştı. "Dediğim gibi, aklımda birkaç plan var ama hangisi en uygunu olur bilemiyorum." Oturduğu yerde dikleşerek Yoongi'yle yeniden göz teması kurmuştu. "Bunları konuşmak için daha geniş bir zamana ve daha rahat bir mekâna ihtiyacımız var. Bu şirket..." diyerek ellerini havada sallamıştı. "...biraz kasvetli ve beni geriyor."

küçük beyaz yalanlar ℘ yoonkookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon