III - mahkum

174 33 60
                                    

her zamanki gibi, yorumlarınız benim için değerli, lütfen yorum yapmadan geçmeyin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


her zamanki gibi, yorumlarınız benim için değerli, lütfen yorum yapmadan geçmeyin. keyifli okumalar dilerim🫶🏻

_______

Demir parmaklıkların ardında, soğuk duvarların arasında ne kadar zaman geçirdiğini bilemiyordu Yoongi. Zaman ve mekân kavramı şu birkaç günde tamamen yok olmuştu. Başına gelmeyen şey de kalmamıştı.

Yüzündeki yaralar ve vücudundaki morluklar sızlıyordu. Aynı zamanda kendini çok pis hissediyordu. Ter kokmuştu ve beyaz gömleğinin sağ kolu ve eteğinde kan lekeleri vardı.

Evet, kan. Ve hayır, kendi kanı da değildi.

Her şey Jonathan denen o geri zekalı insan müsveddesi yüzünden olmuştu. Başına ne geldiyse tüm sorumlusu oydu.

"Bir planım var," demişti adamların adım sesleri odaya yaklaşırken. Dahiyane bir fikir bulduğunu falan sanmıştı Yoongi. Mesela adamlar odaya girdiğinde onlara saldırabilirlerdi. Onları bir güzel dövüp sonra da evden kaçarlardı. Ama hayır, böyle bir şey değildi Jonathan'ın planı. Yakınından bile geçmiyordu.

Adamlara saldırmanın tam aksine birbirlerine saldırmayı teklif etmişti. "Yerdeki camlardan birini al ve bana sapla!"

Yoongi şaşkınlıkla "Ne?" diye bağırmıştı.

"Duydun işte! Eğer birbirimize zarar verirsek birimizden birini, ya da ikimizi de, mutlaka hastaneye kaldırmak zorunda kalırlar, biz de böylece hastaneden kaçıp kurtuluruz." O an mantıklı gelmişti tabii. Kaçırılma psikolojisi insana en mantıksız şeyi bile mantıklı düşündürebiliyordu demek ki.

O yüzden Jonathan'ın ayağının altındaki cam parçalarından birini eline aldı. Jonathan da onu takip etti. "Çok derine saplama ama, tamam mı?" demişti sonra Jonathan.

"Ya, beni daha da telaşlandırma!" Çıkışmıştı Yoongi sinirle.

Ardından kapının kilidinin sesi tüm odayı doldurmuşken Jonathan birden Yoongi'nin üzerine yürümüş ve Yoongi de ne yapacağını bilemez halde elindeki cam parçasını karşısındakinin karnının sol tarafına saplayıvermişti.

"Min Yoongi..." Jonathan acıyla tıslamıştı.

O sırada kapı açılmış, içeri iki tane siyah tişörtlü ve pantolonlu adam girmişti. "Siktir!" İçlerinden bir tanesi telaşla bağırırken Jonathan da dizleri üzerine yığılmıştı.

Yoongi, gözleri kocaman açılmış bir şekilde karşısında bir film gibi gerçekleşen olayları izliyordu.

Önünde dizleri üzerinde karnını tutan Jonathan, "Böbreğimi deştin," diye fısıldamıştı acıyla. Ve ardından öne doğru tamamen yığılmıştı.

Yoongi ise elinde cam parçasıyla öylece dikiliyordu evin korumalarından biri yanına yaklaşırken. Elleri havada, temkinli adımlarla Yoongi'ye yaklaşıyordu. Sanki ona da her an zarar verebilirmiş gibi. "Tamam, sakin ol," demişti ellerini hafifçe aşağı yukarı oynatarak. "Şimdi elindeki cam parçasını yere bırak."

küçük beyaz yalanlar ℘ yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin