Poyraz'ın da Enes'in de hayatları mahvolmuştu, Poyraz kendisini iki katlı 5 odalı bir eve kapatmış denizi seyrediyor, Enes ise kendisini oda ve balkona kapatmış Mevsimle konuşuyordu...
Enes'ten
1 haftadır panik ataktan dolayı sıvı besleniyordum, çok kötü birşeydi. Gerçi yiyebilsem de yemezdim Mevsim orada açken... Kapımın aniden çalınmasıyla zor da olsa "Gir!" diyebilmiştim. Yana'ydı gelen, eski sevgilim olsada onu seviyordum. Ona aşık değildim, o ise bana hiç değil ama çocukluk arkadaşı işte. Artık o Poyraz'ı seviyordu bakışlarından anlayabiliyordum. Hep hayal kurardım, Mevsim ve ben evlenecektik, Poyraz ve Yana da evlenecekti...
Yana bu durumdayken hep benle ilgilenmişti, bazenleri de Poyraz'ın yanına gidip onla konuşmaya çalışıyordu.
Benim iyi olduğumu görünce sırıttı ve sallanan sandalyemin yanındaki küçük koltuğa oturup, konuşmaya başladı, "Ben, şey ben. Bu gün Mevsim'in yanına gittim ve doktorlara sordum. Sanırım ölüm tehlikesini atlatmış." bunu duyunca dünyalar benim olmuştu, üstelik bunu en yakın arkadaşımdan duymakta ayrı bir mutluluktu. Heyecanla ve soğukkanlılığımı koruyup sordum, "O ne zaman uyanacak?!" korkmuştu. Yavaşça yutkunarak tam konuşacakken tekrar sustu,"Konuşsana!"
"Tamam şey"(duraksar)
"Şey ne Yana Şey ne!"
"4 yıl"
Tekrar bir panik atak geçirmek üzereyken ağzımdan tek bir kelimeler çıktı, "4 yıl, 4yıl, 4 yıl, evet 4 yıl, dört yıl sonunda dönecek, oley 4 yıl" bunları söylerken çok yavaştan, delirmiştim, ama 4 yıl ne ki değil mi? Çok hızlı geçer. Ellerimle başımı tutarken son bir şey duydum, "Enes hayır 4 yıl kesin değil, yani belki" bunu duyunca tam rahatlayacakken yere düşmemle yine bir ses duydum, ama bu sefer Poyraz ve Yana'nın sesi karışık gelmişti.
Enes hayır Enes uyan hayır!
Yetişin kimse mi yok burada!
Bu s*ktiğimin evinde bir tane bile insan yok mu lan!Poyraz'dan
Telefon çalıyordu açmayacaktım kararlıydım, ama bir seferlerine içimden açmak geldi. Yanımda duran telefonuma, uzandığım koltukğumdan doğrulup uzandım.
"Alo ne oldu Yana?"
"Hemen gel buraya Enes iyi değil!"
"Ne! Hemen geliyorum bekleyin beni orada, en yakın doktoru çağır. HEMEN!"
Direk koltuğumdan hızlıca kalkıp telefonumu ve cüzdanımı aldım. Kapıya doğru koştuktan sonra elimdeki araba anahtarıyla arabayı açıp, sürücü koltuğuna doğru atladım. Arabayı çalıştırdım ve otobana doğru ilerlemeye başladım. Hız sınırının sonuna kadar. Yoluma bir polis çıkıp ehliyetimi gösterene kadar vakit kaybetmek istemiyordum.
Yarım saat sonra
Poyraz'dan
Evin kapısının önündeydim, direk zile bastım daha doğrusu abandım! Yana kapıyı açtığı anda evin içine doğru fırlayıp Enes'in odasına doğru koşmaya başladım. Yana da arkamdan bana yetişmeye çalışıyordu. Kapıyı açtığımda anda Enes'i tedavi eden doktoru görüm. Bana âdeta bomnastik side eye bakışı atmıştı. Enes ise uyanıktı ve bana dik dik somurtarak bakmakla meşguldü. Direk Enes'in yanına koştum ve tam bişi söyleyecekken doktor beni durdurdu, "Çok konuşmaması ve yorulmaması çok önemli, bu yüzden bence onu biraz yalnız bırakalım ve yormayalım" dedi. Başımı onaylar şeklinde aşağı yukarı salladım. Yana'ya da kapıyı işaret ederek dışarı çıktık. Ardından da doktor dışarı çıkmıştı.
Genel Bakış Açısı
Enes hepsi odadan çıktıktan sonra sanki yüreğinden bir parça koparılıp atılmış gibi olmuştu. Başını balkona doğru çevirip mırıldanmaya başlamıştı,
Bildiğin yerde bilmediğin haldeyim
Beklesem varda, geleceğin var mı Mevsim
Beynimde depremler olurdu ama sen ayakta kalırdın
Biz neler hayal ettik neler yaşadık
Sonra çekildim bir kenara
Seyrettim olup biteni
Baktım kimde ben ne kadarım
Kim bende ne kadar kalmış diye
Özdemir Asaf
YOU ARE READING
GÜLLERİN YANSIMASI(devam etmiyorum isteyen olursa finali yazarım)
RomanceSadece yurt dışında okuyacaktım ama hayatımın bir oyun olduğunu, yeni tanıştığım arkadaşımın bu ordunun oğlu olduğunu bilmiyordum. Biz beş kişilik bir ekibiz ve hep öyle kalacağız...(kitaba devam etmiyorum isteyen birkaç kişi olursa kitabın finalini...