~GÜLLERİN YANSIMASI~Katil

14 6 0
                                    

Gözlerimi açtığımda sandalyeye bağlıydım, etrafıma baktığımda yığınla insan görmüştüm. Hepsi ise benim yaşlarımdaydı ve galiba üstlerinde ki okul formasına bakılırsa onlar da öğrenci olmalıydı. Bazılarının forması benle aynıyken, bazılarınınkisi ise farklıydı. Gözlerim hemen Enes'i bulmaya çalışmıştı ve en sonunda görmüştüm. Bir kız ve bir erkeğin arasındaydı ve bayılmıştı. Hemen yanımdakileri uyandırmaya çalıştım. En sonunda ise biri gözlerini açıyordu. Evet sonunda biri uyanmıştı, şu an dünyalar benim olabilirdi! Hiç vakit kaybetmeden ağzımdaki bantla konuşmaya çalışıyordum, "mmmm, mmmm, mmmm" kafasını bana doğru çevirdi ve ağzındaki bantla konuşmaya başladı genç adam "mmmmmm mmmm" o da hiçbir şey söyleyemiyordu. En sonunda kapı aralanmıştı. Ne olduğunu anlayabilmek adına başımı yanımdaki uyanan çocuğun göğsüne koyarak hala baygınmış taklidi yapmaya çalışıyordum. O anda kafanma birşey dokunduğunu, daha doğrusu yaslandığını hissettim. Yaslandığım çocuk kafasını benim kafama yaslamıştı. Dış görünüşü aynı Enes'in sarışın haliydi, hiçbir fark yoktu. Hemde hiçbir fark. Bu kadar benzerlik bence hiç görülmemiştir gibi birşeydi. Hatta bir makalede okumuştum, birbirlerine aşırı derecede benzeyen ama hiçbir kan bağı olmayan insanlara doppelgänger deniyormuş. Hatta bence Enes ve bana yaslanan sarışın çocuk doppelgänger olmalı.
Adamlar içeri girdiğinde ışığın açıldığını fark etmiştik. Bir anda ister istemez elim yandaki sarışın çocuğun beline gitti ve ona yanlışlıkla sarılmıştım. Benim ona sarıldığımı anlayan sarışın genç bana karşılık vererek adamlara yakalanmadan bana bir eliyle sarıldı. Nefes alış verişlerini duyabiliyordum. Çok korkuyordum ve bu nedense çok kötü bir hisse kapılmıştım gitmişti. Ona daha sıkı sarıldım ve ben ona sarıldıkça o bana daha sıkı sarılıyordu. Adam odanın diğer ucuna gidince, sarışın genç elini omuzuma koydu ve nabızımı atışlarımı dinlemeye başlamıştı. Bana doğru başını eğdi ve " Şey sen iyi misin? Yoksa öldün mü güzelim? Nabzın atıyor, uyan!" dedi. Türkçe konuşuyordu ve galiba burada sadece Türkler ve çifte vatandaş olan Türkler vardı. Sarışın çekik gözlü bu adamın Enes gibi sakalları hiç yoktu. Bembeyaz bir teni vardı. Başıma doğru bana iyice yaklaştı. Öpüşmemize tam 1 milimetreden az kalmıştı. Bir anda adam kapıdan çıktı ve gitti. Sarışın çocuk bunu fırsat bulmuş olacaktı ki dudağıma yapıştı. Kendimi suçlu ve çok kötü hissetmeye başlamıştım. Hemen onu ittirdim ve sandalyemi biraz yana doğru çekmeye gayret ettim. Birden aklıma Enes geldi. ondan yavaşça ayrıldım ama hala çok yakındık. Birden telefonuma sarışın çocuktan ayrılıp baktım. Mobil verim bitmişti, kontür de bitmişti. Enes'in profil fotoğrafına bakmak için Watsapp'a girdim çünkü yaptığım şeyden pişmanlık duyuyordum, ama ona karşı tüm duygularımın bitmesi profil fotoğrafına bakmakla oldu. Yeni güncellenmişti ve onun otel odasında çekilmişti. Sarışın bir kız vardı ve galiba o Enes'in yaslandığı kızdı. Enes'le öpüştükleri fotoğraf vardı. Direk telefonu kapatıp sarışın çocuğa baktım ve "adın ne?" dedim, hemen o ince sesiyle cevap verdi, "Poyraz, peki senin?" diye sordu, "Mevsim" dediğim anda Poyraz'ın gözlerine odaklandım.
Bir anda arkadan gelen sesle arkamızı hızlıca dönmüştük. Enes'in yanındaki sarışın kız uyanmıştı, ve hemen sonra ise Enes uyandı. Enes uyandığı anda benim yanıma gelmeye uğraştı, ama sandalyeye bağlı olduğunu sonradan fark etmişti. Enes bana birşeyler söylemeye başlamıştı ama tabi anlaşılmıyordu "mmmm mmm mm" diye sızlanmaya başlamıştı. Bende o sırada sarışın kıza doğru baktım. Bana garip ve sinirli bir şekilde bakıyordu. Enes ipi açmaya çalışırken bana bakan Poyraz'a döndüm "biz ağzımızdaki bantı ne ara açtık?" Dedim. Sırıttı ve biraz sesli bir şekilde, "Öpüşürken dişlerimle çıkardım ya" dedi. Gülmemek için kendimi çok zor tutuyordum ama bu gerçekti. Gerçektende  dişleriyle keserek açmıştı. Enes bir anda dolu gözleriyle bana döndü ve kafamı sarışın kıza çevirip "Hadi sizde beraber öpüşün, aynı profil fotoğrafındaki gibi. Hem belki ağzınızdaki bantlardan kurtulursunuz" dedim. ve başımı Poyraza bakarak sırıtmaya başladım. Sanırım sarışın kızı seviyordu. Bu ikisini kıskandırmak için iyi bir oyun olabilirdi. Poyraz da aynı şekilde yine ba sırıttı ve başını benimkinin üstüme koydu ve gözlerini kapatıp bana " Oyunu anlamış olmalısın" dedi ve bende ona aynı şekilde iltifat ettim, " Puhahah Tabi ki de" dedim yavaşça gülerek. Gerçekten büyüleyici bir yakışıklılığa sahipti, ama Enes'de inanılmaz yakışıklıydı. Enes mi Poyraz mı daha yakışıklı diye sorsalar asla ayırt edemezdim. Fakat Enes'in daha karizmatik olduğu bir gerçekti. Tamamen pürüzsüz bir yüze be kaslı bir vücuda sahipti. Kısaca koreli ve anime karakteri gibiydi ikiside.
Galiba yaklaşık 2-3 saat falan Poyraz'ın omuzunda uyuyakalmıştım. Gözlerimi açtığımda ise farklı bir yere gelmiştik ve sanırım benim korkulu rüyam gerçekleşmişti. Enes tam da yanımda oturuyordu. Tam da yanımda ve sadece ikimizin ağzında bant yoktu sadece ikimizin. İkimiz de birbirimizin birer yansıması gibiydik, ama şimdi ikimizde birbirimize düşmandık. Şöyle bir gerçek vardı ki ikimizde birbirimize deliler gibi aşıktık, fakat birbirimiz den deliler gibi de nefret ediyorduk.

GÜLLERİN YANSIMASI(devam etmiyorum isteyen olursa finali yazarım)Where stories live. Discover now