~GÜLLERİN YANSIMASI~Otel

18 7 0
                                    

Annem ve babama mesaj atmak için telefonumu açmıştım, anneme ve babama Amerika'ya geldiğimi söyledim ve telefonu kapattım. Burada her ülkeden bir sürü insan vardı.
Metro 4. Durak ta durunca hızla indim ve yürümeye başladım.

Havalimanından çıkınca kafamı sağ sola çevirdim, kimse Türk'e benzemiyordu. Taksi durağında olduğumu gördüm ve taksiye binmek için sıraya gireceğim anda biri benim iterek önüme geçti. Evet bu oydu. Galiba onla aynı takside gitmem gerekiyordu yoksa yarım saat burada enayi gibi taksi bekleyecektim. Arabaya doğru ilerledim ve arka koltukta oturan serseri kılıklı ukalanın yanına geçtim. Bana sırıtarak bakıyordu, "demek yanıma oturdun, umarım kendin içindir;)" Dedi ve taksiciye seslendi, "
Go Lotus Otel.". Aksanından İngiliz veya Amerikan olmadığı çok belliydi ve o da bunun farkında gibi görünüyordu. Hangi otele gideceğimi bilmiyordum annem bana mesaj atacaklardı. Şoför bana dönüp "And you?" Dedi, "One minutes." Diye yanıtladım. WhatsApp'a girdim ve annemle mesajlarımıza baktım ve gördüğüm şey karşısında ufak çaplı bir şok geçirmiştim Lotus Otel...
Şoföre "Lotus Hotel" dedim ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Yola çıkmıştık, galiba yol boyu o da camdan dışarıyı seyretti. Yolun sonuna geldiğimizde büyük bir güçlükle ona "adın ne?" Diye sordum. Bana döndü, ve "Enes" Dedi. Güzel bir adı vardı, "bende Mevsim" dedim. Bana gülümsedi. Bana gülümsemişti, evet gülümsemesi çok güzeldi. Taksici arabayı otelin oraya durdurdu ve "Okey, get money" Dedi. Taksicinin de İngilizcesi iyi değildi. Taksiciye dönüp "How much" diye sordum. "1 dollar" Diye cevap verdi. Adama 1 dolarımı çıkarıp uzattım. Adam elimdeki 1 doları hemen elimden kapıp aldı ve Enes'e bakmaya başladı. Enes'e "1 dolar uzat" dedim. "Hee tamam" Dedi ve çantasından 1 dolar çıkarıp şoföre uzattı. Şoför aynın şekilde parayı elinden hızla çekip aldı. "Okey go out. Goodbye" Dedi. Biraz fazla kabalardı. Belkide biz Türk olduğumuz içindir ama Enes'in Türk olduğundan şüpheliyim. Enes kendi kapısını açtı ve dışarı çıktı. Kapıyı tutup "hadi gel, yoksa taksi de mi kalmak istiyorsun?" Dedi. Bu sözünden sonra direk dışarıya çıktım. Şoför sırıtarak "Goodluck!" Dedi ve arabayı hızla sürüp önümüzden hızlıca geçti. "Sen okumak için mi geldin?" Diye bana sordu. "Evet, peki ya sen?" Diye cevap verdim. Onun yaşındaki birirsi, daha doğrusu bizim yaşımızda ki birisi neden Amerika'ya okumak içingelme sebebi olabilirdi ki? Bana döndü "Evet bende okumak için geldim." Dedi. Otele geçip lesepsyon'un yanına gittik. "Hello lm Mevsim Çelik"dedim. Lesepsyon sırıtarak "number 335"dedi ve anahtarı bana uzattı. Anahtarı elinden aldım ve Enes'i beklemeye başladım "lm Enes Jones" Dedi. Biliyordum adım gibi biliyordum onun Türk olmadığını. Acaba Türk değilse nereli olabilirdi? "Lesepsyonist adam yine aynı şekilde rahatsız edici gülümsemesini eksik etmeyerek anahtarı Enes'e doğru uzattı. "336" Dedi. Enes anahtarı adamın elinden aldı ve bana gözleriyle "gel" işareti yaptı. Başımı onaylarcasına aşağı yukarı hızlıca salladım. Asansöre doğru ilerledi. Aklıma gelmişken ona sordum, "Sen nerelisin?" Dedim çünkü buralı olmadığını soyadı kanıtlıyordu, "Nasıl yani? Ben Türk'üm." Dedi. Düpedüz yalan söylüyordu, Türk olması imkansızdı. Türk birinin Jones diye soyadı olur muydu? Israrla "Sen Türk olamazsın! Jones soyadına sahip bir Türk olamaz Enes." Dedim, bitkin bir şekilde cevap verdi. "Orası biraz karışık ama anlatıcam" dediği anda asansör kata çıkmıştı. "Gel benle" Dedi ve beni kolumdan tuttu ve otelin balkonuna doğru sürükledi. Anlat dercesine ona baktım. "Peki başlıyorum ama benim sözümü asla kesme." Demesiyled3 başımı aşağı yukarı salladım. "Benim babam hem Japon hem Kuzeykore hem de Alman"dedi. Bu inanılmaz bişi böyle birşey olamazdı. "Nasıl böyle birşey olabilir ki?" Dedim ve yanıtladı, "benim büyükannem Amerikalıymış ve Dedem ise hem Kuzeykoreli hemde Japonmuş. Bu hem büyük büyük dedem ve annem den kaynaklıymış dedem Japonya'daki dünyaya geldiği için Kuzeykore kurallarına uymak zorunda değilmiş bu nedenle babam da hem Kuzeykore hem Amerika ve Japon vatandaşı olmuş. Annem ise Türk, evet garip geliyor ama 4 ülkenin vatandaşıyım fakat kimliğimde öyle değil, kimliğimde hem TC, hem de Japonya'nın vatandaşıyım." Bu söylediği karşısında çok şaşırmıştım. Gerçekten çok şanslıydı, 4 ülkenin vatandaşı olmak...
Mükemmel birşey olmalı. Enes'e şaşkın gözlerle bakarken Enes bir anda gülmeye başladı, "biliyorum inanılmaz geliyor ama bu bir gerçek. "Gerçekten inanılmazmış" kahkaha atmaya başladım.
Ben kahkaha atarken o da gülmeye başlamıştı, sanırım iyi arkadaş olmuştuk "neyse hadi gidelim valiz taşıyan görevliler odalarımızın kapısında ağaç olmuşlardır" dedim ve gülerek balkondan çıkıp odama gittim. Bu gün çok güzel geçecek diye mırıldandım. "Çok yorgunum biraz uyumak iyi gelebilir" diyerek yatağıma uzanıp Biraz uyumaya başladım.

GÜLLERİN YANSIMASI(devam etmiyorum isteyen olursa finali yazarım)Where stories live. Discover now