~GÜLLERİN YANSIMASI~gerçek aşk mı

23 7 0
                                    

Uçakta başınıza gelen en utanç verici ve en kötü olay ne?
İlk 4 yaşındayken sonrada 10 yaşındayken binmiştim ve hiçbir zaman bu başıma gelmemişti. Uçağa kustum, evet uçağa kustum.

10 dakika sonra inecektim. Son dakikalarda çok kötü midem bulanıyordu ve kusacak gibiydim. Verdikleri hiçbir yemeği yemedim ve ağzıma bir lokma bile alsam kusacağım eminim. Uyumaya çalışıyorum ama olmuyor(5 dakikada uyumak)
Son 2 dakika iğrenç midem bulanıyor. Bir anda koltukta bulunan ihtiyaç torbasını açtım, daha doğrusu açmaya çalıştım. Olmadı açamadım, ama ihtiyaç torbasını içine değil dışına kustum. İyi ki toiletin yanındayım yoksa rezil olmuştum. Bir şans eseri koltuk kirlenmedi.Yan tarafta oturan siyahı adama doğru baktım, bana tepkisiz ve korkmuş bir şekilde bakıyordu. Anlamadığım şeyler mırıldandı. İNSANLAR ÇOK GARİP
2 dakika sonra uçak yere indi fakat bu 10 dakika sürdü. Tüm havalimanını turlamak mi zorundaydık!
Yere indiğimizde 1 buçuk saat havalimanında kalacaktık. Uçak kapısı açıldı valizimi almak için ayağa kalktım ve valizimi olduğu yere uzandım. Tabii ki başıma yine b*ktan birşey geldi. Telefonum yee düştü daha doğrusu ÇAKILDI
Yere baktığımda telefonum yerde yoktu. 5 yolcu çıktıktan sonra "Kimse uçaktan çıkmasın" Diye bağırdım ve ardından "no outside" Diye bağırdım. Tüm yolcular bana baktı ve telefonumun kayıp olduğunu söyledim. Herkes bana anlamsız gözlerle bakıyordu. Onu gördüm, çarptığım çocuğu... "bir saniye geçebilir miyim?" Diye insanların arasından geçerek bana doğru geldi. "Saatlerimiz birbirlerine bağlanmış" Dedi, anlamamıştım. BAĞLANDI DERKEN?
Anlamadığımı anlayarak bana "Kolunu getir" Dedi ve elimden tutarak beni kendine çekti. Saatimi açtı ve kendi saatinin numarasını gösterdi. Şimdi anlamıştım, saatlerimiz o bana yaklaşınca bağlanmıştı. Telefon numaramı sonrada şifremi sordu. Saatine yükledi ve bir sayfa açıldı. "Telefonu buldum"diye bağırdı. Telefonumun nerede olduğu gözüküyordu fakat burası yandaki yaşlı kadının çantasıydı. Kadın bize korkulu ve acınası gözlerle baktı, telaşlıydı. Telefonumun onda olduğunu bildiğimizi biliyordu. O anda "AA telefonunuz bu muydu? Yanlışlıkla kendiminkini sanıp koymuşum, çok özür dilerim" diyerek telefonumu bana uzattı. Beyaz kısa saçlı, yaşına göre süslü giyinmiş tatlı bir kadındı ama bu onun suçsuz olduğu anlamına gelmezdi. Adını bilmediğim Freeshop'da tanıştığım aslında daha tanışmadığım adam tam teyzeyi azarlayaceken kolundan tutup teyzeye de "sorun yok." Diyerek çıktım. Onu tam çıkardığında bana "Ne yapıyorsun! O kadın cezasını çekmeliydi, o bir hırsız" Dedi. Ona bağırarak "Olayları bu kadar abartma! O teyzeyi zor durumda bırakmak istemiyorum tamam mı?" Dedim. Kolumu kolundan çekti ve sinirli bir şekilde gitti. Siyah gömleği, korelileri andıran siyah saçları, açık teni gözleri ile çok yakışıklıydı, boyu 1.80 gibiydi. Ben ise kahverengi uzun saçlı, 1.70 boyunda zayıf beyaz tenli biriydim ve güzel denebilirim diye düşünüyorum. Peşinden gidecek kadar enayi ve pick me değilim. Onla aynı yöne değil hamburger yemek için Freeshop'un yanındaki restoranda oturdum ve siparişimi verdim. "1 küçük boy sadece köfte ekmek hamburger ve yanında patates kızartması" Diyerek önümden geçen garsona seslendim. Adam telaşla siparişlerini yazdı.
-İçecek olarak ne içersiniz?
-Kola kaç euro?
-3 euro
-Peki, kola istiyorum.
Bu ne arkadaş 3 euro bir kola olur mu?! Tamam havalimanı tabi pahalı olacak ama bir euro zaten bu gün baktım 60₺ ye denk geliyor!

Yine başıma bişi geldi daha doğrusu birisi... Yine o.
Beni görmüştü ama görmezden geldi. Bu hoşuma gitmedi ama yanına gelip, hAdİ bErAbEr YiYeLiM diyecek halim yok.
Siparişim en sonunda geldi.
Yemeğimi 10 dakika sonra bitirdim ve hesabı ödeyip kalktım, ama bir sorun vardı o da benle kalkmıştı ve daha adını bile bilmiyordum...

Çıkıp Freeshop'a doğru ilerliyordum, buhavalimanı çok büyüktü gezmeyi max 1 saate bitirirsin gibi birşeydi. Freeshop'a girdiğimde o da peşinden geliyordu. Bana döndü "İstediğin parfüm vardı galiba. Onu sana almamı ister misin?" Dedi somurtarak. Bunu neden yapıyor bilmiyorum. "Teşekkür ederim ama kendim alabilirim" dedim ve önüne geçtim. "O zaman alma" Diye bağırdı. Çok sinirlendim, bana böyle istediği gibi bağırma hakını ona kimse vermiyor. O anda mağazayı terk ettim. O ise orada kaldı.
Yarım saatimi cafede kahve içmeye harcadım. Hala bana bağırması aklımdan çıkmıyordu. Saate baktım uçağın kalkmasına 10 dakika kalmıştı. Zaten hesabı ödemiştim. Masadan kalkıp uçağa doğru yürüdüm. Bu pasaport kontrolünü daha önceden restoranda gelmeden yaptırmıştım bu yüzden diyek uçağa geçtim. Çok uzun bir yolculuk olacaktı.
18 SAATLİK BELKİ DE DAHA FAZLA, BELKİ DE DAHA YAKIN

GÜLLERİN YANSIMASI(devam etmiyorum isteyen olursa finali yazarım)Where stories live. Discover now