18.Bölüm

26 2 0
                                    

Yonca Altınbaş'dan

Dolmuş gözlerimle doğukana döndüm.
"Doğukan beni sahile geri bırakır mısın?"
"Neden?"
"Bırak işte doğukan."
"Yonca bir sorun mu var?"
"Doğukan!Ya arabayı sağa çek ve ben yürüyerek gideyim!Ya da sen götür beni oraya!Hadi sen seç hangisi?"dedim bağırarak.
"Tamam."dedi ve arabayı diğer şeride soktu.
Zaten çok uzaklaşmadığımız için bir kaç dakikada vardık.Arabadan inmeden önce doğukana döndüm ve
"Sen evine dön.Beni bekleme."diyerek arabadan indim ve az önce oturduğum banka baktım.Birisi orada oturuyordu ve benim yaptığım gibi denizi izliyordu.Onun olduğuna emin olmak için telefonumu açtım ve onun adını tıklamadan önce banka biraz daha yaklaştım.Çünkü o adamında telefonu çalarsa doğru kişiyi bulmuşum demektir.Iyice yaklaştıktan sonra onun ismine bastım ve telefonun çalmasını bekledim.2 saniye sonra önümdeki adamın telefonu çaldı.Adam telefona baktı ve ekrana tıkladı.Müzik sesi kesildi ve telefonuma bakınca aramanın reddedildiğini gördüm.Içimde bir heyecan oluştu.Onu görecektim.Heyecanla ona mesaj atmaya başladım.
-Arkandayım.
Mesajı attığım an o adamada bir bildirim geldi.
Bir kaç saniye sonra ayağı kalktı ama arkasını dönmedi.Bense hızlıca koşup ona sarıldım.Bir anda vücudu titredi bunun farkındaydım ama umursamadım ve daha sıkı sarıldım.
"Sen bana sarılmayacak mısın?"
"Sarılıcam yonca."bu ses.Bu ses bir yerden tanıdık geliyordu.Hemen ondan ayrıldım ve onun önüne geçerek yüzüne baktım.Bu,bu gerçek olamazdı dimi?Karşımda duran adam benim 1 aydır konuştuğum o adam olamazdı değil mi?
"K-koray?"Evet oydu.Ilk önce revirde sonrada abimin şirketinde gördüğüm o kişiydi.Koray Tandemir.
♤♤♤
Korayla bankta oturmuş deniz manzarasını izliyorduk.Ikimizde konuşmuyorduk.Sessizliği ilk bölen onun sesi oldu.
"Birşey demeyecek misin?"
"Neden benden kaçtın?"dedim sorusuna soru ile cevap vererek.Ikimizde aynı anda birbirimize baktık.Onun yeşilleri benim kahverengimle birleşti.
"Çünkü..."sustu.
"Çünkü ne?"
"Çünkü kaçtım işte."
"Nedenini soruyorum."
"Bak ben.Nasıl denir işte.Eee ben bir çok insan öldürdüm yonca.O yüzden beni kendi temiz hayatına sokmazsın diye korktum."
Aslında demek istediği ben katilim demekti.
"Öldürdüm derken?Mesela kaç kişi?"
"Çok."
"Sayamayacağım kadar mı çok?"
"Sayamayacağın kadar çok.Böyle birisini hayatıma alabilir miydim emin değilim.Aklıma bir soru geldi.
"Peki akıl hastanesinde ne işin vardı?"
"Düşmanımızdan biri onu bulamayalım diye oraya girmiş.Bende onu öldürmek için oraya girdim. "
"Peki o gün.Yani seni tedavi ettiğim gün.Neden sırtında öyle izler vardı?"
"O gün o adamı buldum ama bir kargaşa yaşandı.Sonra içeri güvenlik midir artık bilmiyorum 2 adam girdi seslerimizi duymuşlar gelmişler.Bende intihar ediyorum filan sansınlar diye biraz rol yapayım dedim.Kendimi biraz dövdüm filan.Sonra onlara biraz beni döndü sen mal mısın lan diye diye öyle oldu işte."Büyük bir kahkaha attım.O da gülmeye başladı.
"Sonra beni sana getirdiler.Ben seni gördüm.Dedim ki işte bu kız dedim.Sonra sana yazdım filan."dedi.Gülüşüm soldu ve utanarak gözlerimi ondan kaçırdım.Ifak bir kahkaha attı ve bana yaklaştı.Soluğumu tuttum ve ne yapacağını izledim.Yanağıma tüy kadar küçük bir öpücük kondurdu.
"Yaaaa!"diyerek onu göğsünden tutup benden uzaklaşması için ittirdim.
"Utanıyorum zaten birde öp tam olsun!"dedim mızmızlanarak.
"Hımmmm öperim."dedi.Kalbimin ritmi hızlanmaya başlamıştı.Zaten onunla her konuştuğumda bu oluyordu.
"Birşey daha sorsam çok konuşmuş olur muyum?"Basını iki yana salladı ve gülümsedi.
"Seni sabaha kadar dinlerim."
"Peki o zaman abimle nerden tanışıyorsunuz?"
"Abinle ortağız.Zaten akıl hastanesinde olan o kişide abinle ikimizin düşmanı."
"Anladım."dedim ve tekrardan denizi izlemeye başladım.
~~~

BİLİNMEYEN NUMARAMWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu