Seviloşummm: ama neyse anlat bakim.

Ben: böyle olmaz aramam lazım.

Seviloşummm: hemen arıyorum.

Ben: yewww

Arasın bakalım. İlk bir kızacak yazmadım diye ama gönlünü alıcam. İnanıyorum.

-yaklaşık 1.30 saat sonra-

"Knk bu adam sana var ya abayı yakmış."

Sevilin cıvıl cıvıl gelen sesinin aksine kendimi neden bok gibi hissediyordum.

"Bilmiyom ki"

"Kuzum zaten adamı beğenmiyor muydun?"

"Evet." Gerçeklik payı var şhhhh.

"E o zaman"

Biraz düşününce "Biraz fazla abartmıyor muyuz knki?"

"Bir tık belki ada ama eve bırakması şüpheli geldi."

"Kuzum ölüyodum orda ben adam üzülmüştür ondan." Ama doğru bazı hocalar takmıyordu.

Telefonun karşısından bir oflama geldi. "Kendini kandırmaya devam et ada. Sonra bunları kafana takıp delirirsin."

Haklıydı. Takardım. Fazlasıyla.

"Bebeğim bak şimdi hiç bişi olmamış gibi devam ediyoruz. Adam da zaten tepkinden korktuğu için hiç bişi diyemeyecek konumda. O yüzden ona bırakıcaksın. Erkekler genelde ilk aşık olam taraftır bilirsin. Ve bu bir hoca ve az da olsa yaş farkınız var. Tepki çeker. Ama içinde de çok tutamaz sana yakınlık gösterir." Ne uzun paragraf yazdın be Sevil.

"Adamı bana aşık ettin bide evlilik planı yap sevil tamamdır. Hiç bişi kesin değil ki." Ofladım. Baya içten bir oflamaydı. Umutlandırıyordu işte beni hem de sınav senesinde.

Sınav senesi olmada okeysin yani

Kafamı iki yana salladım. Yaparsın kızım bu güne kadar nasıl hallettiysen öyle umursamıcan ve hocanı sıçarken düşüneceksin bu kadar. Hem ben onu cidden seviyor muydum ki aramızda bişey olsun. Sempatik geliyodu o kadar. Sempatik ve parasempatik.

Sevil konuşmayınca dediklerimi düşündüğünü anladım. "Kapatalım istersen. Yarın okulda konuşuruz. Bizimkilere bişey deme ama olur mu?" Dedim.

"Sen nasıl istersen adam."

Görüşürüz dedikten sonra telefonu kapamıştık. 1.30 saat az da değildi. Aşağı yemeğe insem bence kimse yadırgamaz.

Ayağa kalkıp panduflarımı giydim. Ev dubleksti. Götümüze sokacaz. Temizle temizle bitmiyordu.

Aşağı inip mutfağa yöneldim. Annem televizyon izliyordu. Genelde benden sonra evde olurdu ama bu sefer Fırat hoca gelirken anneme haber vermişti o da telaştan çıkıp gelmişti. Bunu sanırım ben uyuduğum sıra yapmış olmalı. Ama iyi oldu annem dinleniyordu.

"Mikrodalgaya koydum çorbayı bebeğim"

"Tamam anne."

Mikrodalgayı açınca mercimek çorbası görmemle içten içe mutlu oldum. Çok severdim. Hele bide çorbacıda ben küçükken yemeğe bayılırdım. O zamanları özleyeceğim aklımın ucumdan bile geçmezdi.

Çorbayı çıkarıp mutfak masasına oturdum. Kaşık da aldım. Göm ada göm.

15 dakikada çorbayı ve ana yemeği silip süpürdükten sonra ayağa kalktım. Bulaşıkları yıkamak için su koydum.

Baya bi bulaşık birikmişti. Annem de uzanıyordu ben yapsam elime yapışmaz. Sıcak suyu beklerken telefonumu elime aldım. İnstaya girdim baktım ama hiç bişi yok. İnsanların yaptıkları şeyler tırnaklar moda tasarımı vs vs

AH BE HOCAM!?+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin