Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
profilimde belirttiğim gibi son 2 bölüm 25 oy sınırını geçmeden bölüm atmayacaktım aslında ama son bölüm 23 oy alınca 2 oy için bekleyenleri bekletmeyeyim dedim 🥲 hayalet okuyucu olup oy vermeyenleri ve yorum yapmayanları şiddetle kınıyorum, lütfen bu kurguyu sevin 😭
_______
Yoongi ve Jonathan bir süre birbirlerine meydan okur gözlerle bakmaya devam etmişlerdi.
"İyi şanslar o zaman" mı? Bu çocuk bu öz güveni nasıl kazanmıştı? Böyle bir cümle kurabiliyor olması için ya Yoongi'yi tanımıyor olması ya da arkasında büyük bir güç olması gerekiyordu. Oldukça şüpheli biriydi zaten, hiçbir şekilde güven de vermiyordu. Birdenbire Minji'nin yeni bir düşmanı mı çıkmıştı yani ortaya? Onunla alıp veremediği ne vardı?
Uzun bir bakışmanın ardından ilk konuşan Yoongi olmuştu. "Ya. Sen beni daha tanımıyorsun sanırım."
"Belki tanıyorum, belki tanımıyorum. Yalnız beni bu klişe sözlerle korkutamazsın, haberin olsun." Oldukça da küstahtı.
"Öyle mi?"
"Öyle." Jonathan yerinde kıpırdandığında yine acıyla tıslamıştı dişleri arasından. En ufak bir hareketi yarasını acıtıyor olmalıydı. "Her neyse," demişti birkaç saniye sonra kendini toparladığında. "Bu konuyu uzatmak istemiyorum. Seninle konuşmak istediğim başka bir konu var, Yoongi-ssi."
Yoongi, merakla tek kaşını kaldırdı. İşte bu, beklemediği bir yanıttı. Kollarını göğsünde çaprazlayarak duruşunu dikleştirdi. "Neymiş?"
Jonathan hafifçe boğazını temizledi. "Seninle bir anlaşmaya varalım. Senden şikayetçi olmayacağım ama..."
Genç, cümlesini yarıda kesip birkaç saniye cevap vermediğinde Yoongi daha da meraklanmıştı. "Ama?" diye sorarak cümlesini devam ettirmesini istediğini belli ettiğindeyse sanki başından beri amacı onu meraklandırmak olduğunu itiraf eden bir gülümseme yerleşmişti Jonathan'ın dudaklarına. Ortamı kızıştırmayı seviyordu anlaşılan.
"Ama seninle ortak olacağız."
Yoongi'nin bu cümleyi beyin süzgecinden geçirip yine de bir şey anlamaması birkaç saniyesini almıştı. Ortak olmak derken... Herhalde şirkete ortak olmaktan bahsediyor olamazdı, değil mi?
"Anlamadım?"
"Ortak işte."
"Şirkete ortak olmayı falan düşünmüyorsun, değil mi?"
Jonathan bir süre şaşkınlıktan konuşamamıştı. "Ne? Tabii ki hayır!" Konuşabildiğindeyse tek yapabildiği hızla reddetmekti. "Ortak, partner." Partner kelimesiyle beraber Yoongi'nin kaşları havaya kalkmıştı. "Bakma öyle! Demek istediğim suç ortakları işte."
