Fifteen☆

61 7 24
                                    

Majeste- Aşk dediğin
Yüksek Sadakat - Belki üstümüzden bir kuş geçer

☆ -Şarkıyla okumanız daha etkili olur,(şarkı eklenirse tabii)

İyi okumalar..

|✓|

Yaptığımız kamp;biraz macera ve biraz çamura bulanmışlıkla bitti. Bunun için sevgilime öpücüklerimi sunmaktan kaçınmadım. Şimdi ise beraber onun evinde oturuyor,rastgele bir film seyrediyorduk. Gecenin bilmem kaçıydı. Sevgilimle berabersem zamanın yerin ne önemi vardı ki zaten.Onunlayken basit şeyler bile olağan dışı kadar güzel şeylere dönüşürken, gözlerine bakarken kendimi kaybederken,zaman ve yerin pek de bir önemi yok. O olsun,yeter bana.

Bazı sahnelerde diş etlerini gösterecek kadar gülüyor,bazen ise ruhu çekilmiş gibi televizyona bakıyordu. Ben ise hiçbir mimiğini ya da hareketini kaçırmamak için pür dikkat onu izliyordum. Kendince hazırladığı birkaç atıştırmalıklardan yiyor zaman zaman bana da uzatıyordu. Tekrar bana uzattığı atıştırmalığı yememiş,elini bacaklarıma yerleştirmiş, dudaklarına hafif ve hızlı olacak şekilde birkaç öpücük kondurmuştum.

"Bu ne içindi?"

Sorduğu soruya omuz silkmiş,tekrar öpmüştüm dudaklarından. Geri çekilmeme izin vermemiş,ellerini boynuma çıkarmıştı. Şuan hakimiyet benim elimdeydi fakat daha fazla sürmeyecekti. Koltuğa doğru uzanmamla ağırlığını vermeden üzerime çıkmış öpüşlerine devam etmişti. Altındaki baskısını bana sürtmesiyle ağzının içine doğru kısıkça inledim.

"Hyung,sana telefon-"

Shuhua merdivenlerden gözüne taktığı uyku bandajıyla aşağı indiğini görünce hızla üstümdeki adamı ittirmiş,yere düşmesine neden olmuştum."Ah! kıçım, acıdı Hoseok ya."

"Annem arıyor."

Yoongi hemen ayağa diklenmiş, boğazını temizleyerek telefonu elinden aldı. Gülerek yanıma gelen Shuhua'a karşın göz devirip ben de güldüm."Bozmasam sevişecektiniz yani yuh!" Omzuna vurmuş susmasını söylemiştim. Aslında hoşuma gitmediği söylenemezdi.

"Sessizdeydi duymamışım."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Hayır anne, böyle bir şey olmayacak."

Sinirle konuşmasını bitirip, telefonu koltuğa atmıştı.
"Hyu-" lafını bitirmesine izin vermemiş,Shuhua'a odaya çıkmasını ve orada onu beklemesini söylemişti. Hızla ayaklanmış sevgilimin yanına gitmiştim ben de."Yoongi,bir şey mi oldu? Ne dedi annen? Cevap versene Yoongi." Başını kaldırıp, bana baktı.

"Yoongi-"
"Gitmem gerek. Tokyo'ya."

Heyecandan sıkı sıkıya tuttuğum ellerini daha çok sıktım."Neden?" Derin bir nefes aldı. Hareketleri beni iyice kuşkulandırıyordu."Annem,oraya gelmemi ve benim için bulduğu bir kızla tanışmamı istiyor."
Kirpiklerim titredi. Kalbim.
Ellerini bıraktım.

"Ve sen de ailene karşı gelemeyeceğin için,o kızla tanışmak zorundasın. Sorun değil," Başımı eğip ayaklarımıza bakmıştım yine. Gördüğüm uyumsuzlukla hafifçe gülümsedim."Hoseok-" Gülümsememi bozmadan yüzünü avuçlarımın arasına aldım."Sorun değil sevgilim. Ben senin gerçek ailenin kim olduğunu,sevincinde, üzüntünde yanında kim olduğunu biliyorum. Sorun değil. Çünkü biliyorum,bizim kalplerimiz birbirine adanmış." Yanaklarını iyice sıkıştırmış dudaklarının öne doğru büzüşmesine neden olmuştum. Çok tatlıydı.

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Mar 17 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

casa mia || yoonseokTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon