"Sevgili ayrıcalıklı olmalı ama." Kendimi tutamayarak güldüm. "Evet bu makul bir fikir...Turşu suyu ve turşu koydum içine." Diyerek 'meslek sırrımı' açıkladım.
İkimiz bir süre yemeklerimizi yerken sohbet ettik ardından puflarımızı birleştirdik ve Baran'ın göğsüne yattım. İkimizden de çıt çıkmıyor sadece ateşi izliyorduk.

Sanırım zamanı tam burada durdurmak ve buraya hapsolmak istiyordum. Şuan 18 yaşındaydım

(böyle söyleyince çok küçük geldi gözüme nedense)

Aklımın ucundan geçmeyen bir hayatı yaşıyordum. Baran ile kendimi hiçbir zaman böyle görmemiştim, beynim bu fotoğraf karesini hiç getirmemişti önüme. Ya da böyle bir aşk yaşayacağım tahmin edilesi değildi. Aşk diyorum çünkü onun yanındayken kalbiniz hem durma noktasında hem de hiç durmayacakmış gibi atıyorsa bu aşktı bana göre. İnançlara bağlı bir insandım. Her kavramın rastgele ortaya çıktığını sanmıyordum. O yüzden aşk vardı ki ortaya çıkıyordu. Sadece bir çok yüzü vardı.

Bana göre aşk da buydu. Onun her hareketinin senin kalbinde kelebeklerden de fazlasını hissettirmesiydi.

Şakağıma usul usul öpücükler bırakan Baran'ın varlığı ile derin bir nefes verdim.

"Resimlerini yarın mı göstereceksin?" Buraya bu amaçla gelmiştik ama geldikten sonra yaşadıklarımız tamami ile unutturmuştu. "Ne zaman görmek istersin?"

Açıkçası şuan çok merak etsemde rahatımızı bozmak istemiyordum. "Yarın bakarız." Dedim ve yanağını öptüm.

***
"Sarışın! Sarışın! Sarışın!"

Gözlerimi hafifçe araladım ve yüzümü buruşturdum. Baran'ın eğlenen ifadesi direkt karşımdaydı.
Ve ah- üzerinde bir şey yok muydu onun?

"Uykucu bir Sarışın sevgilim var!" Diyerek kapıya ritimli bir şekilde vurmaya başladı. Göğsümün altına inmiş olan yorganı çekeleyerek yüzüme kadar çektim ve yüz üstü yattım. Gece geç yatmıştık ve çok uykum vardı hala. "Uykum var.." diyerek yarım ağız konuştum.

Baran'ın sesi kesilince gittiğini düşünüp rahatladım. Evet uyuyabilecek-
"YA BARAN!" Bir anda üzerimde ki yorgan çekildi ve karnımdan tutarak yataktan ayırdı bedenimi. Sanki çuval taşıyormuş gibi bunu zorlanmadan yapması ayrı bir ironiydi.

"Sarışın'ı uyandırma servisi!" Debelensem yere düşeceğimi bildiğim için hiç çaba göstermeden ne yapacağını beklemeye başladım. "Sarışın ağzına sıçsın senin." Diyerek küfretmeyi de ihmal etmedim tabi ki.

"Aaa ayıp!" Diyerek tuvaletin kapısını açtı. Hala beni kucağından indirmeden musluğu açtı. "Bak ıslatırsan konuşmam-" demem kalmadan avcuna aldığı suyu boynumdan aşağı doğru bıraktı. Soğuk su bedenime alarm verirken çığlık attım.
Tekrar aldığı suyu bu sefer yüzüme döktü.

"Ya Baran...ya konuşmayacağım senle! Pislik üşüyorum!" Su gerçekten buz gibiydi. En sonunda karnımda ki elini serbest bırakınca sinirle tuvaletten çıktım ve kapıyı sertçe yüzüne kapattım. Gerizekalı Şubat ayında yapılacak şey miydi bu. Sweetimin boyun kısmı da ıslandığı için onu da çıkarttım.

Islak kıyafetten nefret ediyordum.   Şöminenin dibine oturdum ve kollarımı kendime sararak ısınmaya çalıştım. Baran karşımda belirirken gözlerimi devirdim.
"Yok yok sen ilişkimiz uzayınca değiştin be. Öküz gibi uyandırmaya başladın pislik." Eskiden onda kaldığımda ya hiç uyandırmıyordu ya da öperek uyandırıyordu.

"Ya suyun sıcak tarafını açtım be." Gözlerimi açarak ciddi olup olmadığına baktım.
Elimi nah yapıp ona salladım. "Bak açtın aynen aynen. Eline aldığın su sana sıcak mı geldi Baran?" Diyerek kafamı başka yere çevirdim.

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIOnde as histórias ganham vida. Descobre agora