22.

13.7K 423 72
                                    

Keyifli Okumalar♡

"Ya Deniz dikkat et oğlum aaa..." annemin abime söylenmesi ile abimin kolunun altına girdim.
"Yeter bu kadar kahraman rolü kesmek yaralısın cınım sen." Dedim alayla. Omzumdan sarkan eli önümde ki saç tutamını çekti.

"Çok konuşma cadı." Diyerek arabaya doğru ilerledik. Gaye bize doğru gelirken hınzırca gülümsedim.
"Aa ben evde bir şey unuttum Gaye sen abimi şey etsene." Konuşmasına fırsat vermeden benim üstlendiğim taşıma görevini ona yığdım. İkisi burun buruna kalırken kahkaha attım.

"Siz öpüşün ben annemleri oyalarım." Diyerek dış kapıdan apartmana girdim. Abim bana küfür ederken Gaye de abimi azarlamaya başlamıştı bana neden küfrettiği için.

Bu olayın ardından neredeyse bir buçuk hafta geçmişti. Ve ailecek kim var kim yok bir pikniğe gitme fikri ortaya atmıştı annem. Piknik diyince annem gelirdi akıllara zaten. Organizasyonu baya iyi hallediyordu. Tam takım doblocu bir annem vardı.
Tabi ki Baran'lar da geliyordu. Ama onlar piknik yerine geçeceklerdi direkt.

Oysa onla arkadan gelmek daha cazipti. Çünkü özlemiştim. Hastaneden birlikte çıktıktan sonra beni eve bırakmıştı ve yüzyüze görüşmemiştik bu sürede. Ne kadar mesajlaşıp sesli konuşsak da...

En sonunda hepimiz arabaya binmiştik. Şarkı eşliğinde piknik yerine vardığımız da hemen arabadan çıkıp gözümüzü kestirdiğimiz masaya koştum, kalabalık sayılırdı ve herkes fellik fellik masa arıyordu.

"Ne kadar hazırcısın lan." Dedi Gaye'nin kolları arasında yürüyen Deniz. Ellerimi belime koydum ve ağırlığımı bir bacağıma verdim.
"Yer kaptım ben yer ne hazırcılığı pü." Diyerek sırıttım ve bagajdan eşyaları indirmeye gittim.

Gördüğüm iki araba ile gözlerim açıldı ve sevinçle güldüm. "Heh geldi Bulem'i bunun." Dedi Deniz.

Baran'ım geldi abi ne diyorsun...

Bulem arabadan inip koşarak yanıma geldi ve sarıldı. Biz sevinç nidaları çıkartırken Ferhat abiler de bize gülüyorlardı.
"Baran neredeyse üzerine atlayacaktı uyarmasam." Fısıldadığı şeyle kahkaha attım.

Zaten çoktan gözgöze gelmiştim bile. Sadece gülümsedim ve elime aldığım poşetleri masaya götürdüm. "Selam." Yanımıza gelen Yeliz'e baktım. Çok tatlı geliyordu nedense gözüme. "Selam nabersin?" Dedim poşettekileri çıkartıp masaya koyarken.
"İyidir senden naber asıl?" Diyerek göz kırptı.
"İyi ya noolsun." Bir yandan da gözlerim Baran'ı tarıyordu. Abimin yanına oturmuş onla şakalaşıyordu. Babam direkt mangal ile uğraşmaya girişmişti. Annem de 'su almamışız' diye söylenerek yanımıza geliyordu.

"Ay merkez de uzak buraya ne yapacağız ya?" Dedi bu sefer. Evet merkez biraz uzaktı buraya gidip gelmesi sürebilirdi.
"Burdan birilerinden rica etsek olmaz mı teyze boş şişe varsa doldururuz bir yerde." Baran'ın aklına gelen fikirle herkes onaylar mırıltılar çıkarttı.
"Doğru söylüyorsun aslında oğlum, Yare biliyor nerde çeşme olduğunu oraya giderken de soruverin birilerine." Annem gitmem için bana baktı. Kafamı salladım ve Baran'ın yanına gittim.

"Tamam biz bir arayalım." Dedim ve çeşmenin olduğu yola doğru ilerlemeye başladık.

Canım anam bilmeden ne güzel sevap işlemişti şuan. "Deli gibi özledim anasını satayım." Diyerek konuştu Baran. Annemlerden uzaklaşmıştık en sonunda ama görebilme riskleri vardı.
"Bende seni çok özledim." Diyerek nefesimi verdim. Gözüm bir aileye takıldı. Yanlarında boş şişeler vardı. Dirseğim ile Baran'ı dürttüm.

"Efendim güzelim?"

"Baran baksana şu ailenin şişeleri var bir sorsak mı?" Onaylar anlamda mırıltılar çıkartınca hemen kenarda olan masaya gittik. Bizle yaşıt olduğunu düşündüğüm çocuk bizi fark edince gözlerini dikti. Nezaketen gülümsedim.
"İyi günler biz yeni geldik de su getirmeyi unutmuşuz rica etsem şişeler lazım değilse alsak olur mu? İşimiz bitince getiririz." Adam sevecen bir tavırla kabul edip kadın iki şişeyi oğluna verdi.

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now