7.

28.2K 960 308
                                    

Keyifli Okumalar ♡

Şezlongun üzerinde ki havluyu alıp vücuduma sardım. Hava aşırı sıcaktı denizin bile serinletmediğini düşünmeye başlayacaktım neredeyse.
"Dondurmalarınız gençler." Ferhat abinin elinde tuttuğu kase dondurmalar ile dudaklarımı yaladım. Dondurma aşığı bir insandım.
Çilekli çikolatalıyı aldım ve bana ait şezlonga yayıldım. Uzaktan gelen Baran abi ile gözlerim çıplak vücuduna kaydı. Hoş şuan ona nasıl hitap edeceğimi de şaşırmıştım. Bulem'e tabiki bu olanları anlatamamıştım çünkü daha yalnız kalmamıştık.

O kesin bana tavsiyeler ve neler olup bittiği hakkında bir şeyler söylerdi.

Baklavaları ben burdayım dercesine bağırıyordu. Hayır Yare bakma..

Bakışlarım gözlerine çıktığında zaten bana bakıyor olduğunu görmem ile alt dudağımı dişledim. Yakalanmıştım. Sırıtan yüzü de bundan hoşnut olduğunu doğruluyordu.
Herkes dondurmalarına gömülmüşken kimseden ses çıkmıyordu. Baran gelip şelzongumun boşta kalan kısmına oturdu ve henüz erimemiş boşta ki dondurmayı aldı.

"Az sonra voleybol maçı var yazdıralım mı isimleri?" Voleybol konusunda bir iddiam olmadığı için olumsuz anlamda başımı sağa sola salladım.
"Olur." Dedi Ferhat abi.
"Bana da okey." Dedi abim.
"Bayılırım." Dedi Bulem. Toplamda altı kişi olmaları gerektiğin için iki kişi eksikti.

"Bizsiz olmaz bence." Duyduğum kız sesi ile başımı kaldırdım. Esmer bir çocuğun koluna girmiş kızdı. Tanımıyordum.
"Aaaa Yeliz ve Serkan ikilisi." Dedi abim. Baran ve Ferhat abi de ayağa kalkarlarken Bulem ile biz yabancı kalmıştık.

Geçen yıl buraya gelmiştik fakat sınav senemiz diye gün boyu ders çalışıp bir iki saat serinlemeye gelip sonra tekrar ders çalışma gibi bunaltıcı bir rutinimiz vardı. O yazı hatırladıkça bile daralıyordum sanırım. Ortamlara da yabancı kalmıştık haliyle.

"Yare gel seni tanıştırayım." Ayağa kalktım ve abimin yanına gittim. Kız tatlı birisine benziyordu yani güzel enerji almıştım. Bu enerji işlerine fazla önem veren birisiydim. Birisi ile ilk karşılaştığım da iyi enerji alamazsam sonra güzel gitmiyordu.

"Hadi maça." Dedi Serkan abi. Burda ki herkese abi demek bazen sinirimi bozsa da yapabileceğim bir şey yoktu. Annem ve babam iki yıl erken yapabilirlerdi beni aslında tabi.

"Baran." Herkes gittiği için ona böyle hitap etmiştim ve tuhafıma gitmişti.
Gülümseyerek tişörtünü kafasından geçirdi. "Efendim sarışın?" Aslında ne diyeceğimi bende bilmiyordum. Ama sanki böyle de ne tuhaf oluyordu.

"Bu sabah yaptıkların neyin nesi?" Ellerini beline koydu ve başını yana yatırdı. 
"Ben gayet açık konuştum." Açık konuşmamıştı yapmıştı.

Mırıltılar çıkarttım ve havlumu bedenimden ayırdım. Denizden gelen hafif dalgaların olduğu yere oturup kumlarla oynayacaktım. Çocukça olduğunu biliyordum ama gidip de bu sıcakta onların voleybol maçını izleyecek değildim.

"Peki iyi şanslar size." Yanından geçecekken kolumu tuttu.
"Sen yoksan şans da yok." Dudaklarım aralanırken etrafa baktım. Maç yapılacak yer kafeteryanın arkasında olduğu için bizimkilerden birileri yoktu.

"Geleyim o zaman şans şart çünkü."

Çantamın içinden şortumu aldım ve giydim. Üzerime bir şey giymeye gerek yoktu. Bakışlarının göğsümde hissederken alt dudağımı dişledim.
"Gerçekten çocuk değilsin sarışın." Neyi ima ettiğini anlarken saçlarımı yana attım.

"Günaydın Baran abi." Abi kelimesini gıcıklık olsun diye söylemiştim. 
"Abi? Görüşeceğiz sarışın." Sadece gülümsemekle yetindim ve maç yapılacak yere doğru adımlarımı ilerlettim.

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now