39.

6.7K 349 192
                                    

Keyifli Okumalar♡

Ağlayarak telefonumu montumun cebinden çıkarttım. Sinirden ağlıyordum ve bu en nefret ettiğim şeydi. Millet sinirlenince oraya buraya vurur ben ise ağlıyordum.
Çok geçmeden telefon açıldı. "Efendim Sarışın'ım." Baran'ın ılımlı sesi daha çok ağlamamı sağladı.

Karşıdan gelen küfür içeren cümlesi ağlamamı duyduğu içindi. "Yare noldu bebeğim, nerdesin?" Diyerek hızlıca konuştu. Burnumu çektim ve nerde olduğumu bilmiyormuş gibi etrafıma baktım. Üniversitenin çıkış kısmındaydım.
"Baran ya...sinirlerim bozuldu benim. Evde misin?" Bugün çalışmayacağını biliyordum ama evde de olmayabilirdi.

"Evdeyim yavrum nerdesin alayım seni."

"Hayır hayır ben geliyorum taksiye atlayıp." Telefonu kapattım ve yoldan bir taksi çevirdim. Şansıma çabucak bulmuştum. Sinirim benim çabamın hiçe sayılmasıydı. Kaç gündür sınavlarla boğuşuyordum ve gecem gündüzüme girmiş saçma sapan rutinler içerisindeydim.

Bugün temel derslerden bir sınavın sonucu açıklanmıştı. Sınav beklediğim gibi geçtiği için notu da güzel bekliyordum ama sonucu görünce hiç de öyle olmadı.
Tamam düşük not elbette alabilirdim ama sorun başkaydı. İki soruluk bir sınavdı. İki soruyu da yapabilmiştim ama bir soru da rakamın yanına "metre" yazmadığım için bütün elli puanım gitmişti.

İşte bunu görmem ile bütün her şey koptu. Bütün günlerin stresi sanki bir anda toplanmış ve patlatmıştı.
Üniversitenin acımasız bir yer olduğunu biliyordum bu konularda ama işte, bende böyleydim. Zorlukların üstesinden nasıl geleceğimi daha yeni yeni öğreniyordum. Belki de şuan ağladığım şey için biraz zaman geçtikten sonra gülecektim.

Taksiciye para verip indim. Ağlamam durduğu için mutluydum ama gözlerim yorulduğu için uyku bastırmıştı.
Zile basmamla kapı açılmıştı.

Kapıda beni bekleyen Baran'ın kollarının arasına girdim direkt. Fazla mızmız ve nazlıydım ama böyleydim işte ne yapabilirim ki.
Baran ikimizi de içeri soktuktan sonra ayağı ile kapıyı kapattı ve saçlarımı okşamaya başladı. Tekrar ağlamaya başlarken sakinleşmem için telkinler veriyordu.

Ben her üzgün olduğumda beni kollarında sarıp sarmalayan sevgilim iyi ki varsın...

"Artık ağlama bebeğim hadi gel elini yüzünü yıkayalım." Diyerek bebek gibi kollarımdan kavradı ve kucağına aldı. Yanağını öptüm ve başımı omzuna koyup beni taşımasına izin verdim. Lavoboya geldiğimiz de çamaşır makinesinin üzerine oturtturdu bedenimi.
Baran'a sık sık geldiğim için bazı bakım eşyalarımı buraya getirmiştim. Mesela makyaj çıkarırken kullandığım malzemelerimi. Ve şimdi baran pamuk kutusundan bir tane pamuğu alıp, temizleme suyu ile ıslattı ve tek gözüme hafifçe bastırdı.

Onu izlemek için diğer gözümü açtım ve burnumu çekeledim. Ondan utanma gibi bir duygum yavaş yavaş yok olduğu için herhangi bir utanma tepkisi oluşmadı. Hiç soru sormadan yüzümü temizlemesi şuan için yaptığı en güzel şeydi.
Çünkü bir şeyler sorarsa tekrar ağlardım.

Diğer gözüme geçince gülümsedim. "Yapabiliyorum dimi?" Diye sormayı da ihmal etmedi. Onaylayan mırıltılar çıkarttım. Sadece göz makyajı yaptığım için işi bitmişti. Yüzümü ellerinin arasına aldı ve alt dudağımı dudağının içine aldı. Yavaş yavaş öperken gözlerimi kapattım. Sanki nazımı dindirmek için öpüyordu ve kendimi çok iyi hissediyordum.

Alnını alnıma yasladı ve dudaklarımızı ayırdı. "Biraz daha iyi misin?" Dedi gülümseyerek.
"İyiyim bebeğim." Diyerek dudağına hızlıca öpücük kondurdum.

Üzerime her zaman olduğu gibi Baran'ın kıyafetlerinden bir şeyler giydim. Şimdi ikimiz de yatağında yatıyorduk, odasında siyah gece perdesi olduğu için kapatınca oda tamamen karanlık oluyordu ve şuanda da bunu yapmıştık. Sırt üstü yatıp her konudan konuşarak sohbet ediyorduk.
Gülerken kafamı ona döndürdüm.
"Sonra naptın yani yakalanmadın mı?"

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin