BÖLÜM 42

241 184 9
                                    

Merhabalarrr
Nasılsınız sevgili okurlarım umarım iyisinizdir❣️✨✨✨

------------------

Güneş ışınlarının gözüme çarpmasıyla gözlerimi araladım sabahın erken saatleriydi. Gece zombi çığlıklarını duyarak uyumaya çalışıyorduk .
Sesler yükselince ara ara uyanıyor pencereden etrafa bakıp bir şey olmadığını görünce tekrar uyuyorduk.
Rex ve Sera'ya baktığımda ikisi ayrı koltuklarda uyuyordu.
Yattığım yerden kalkıp onlara doğru yürüdüm.
"Sera, Rex hadi uyanın."dediğimde ikiside hemen uyanmıştı.
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.
Arkamdan Sera içeri girip:
"Günaydın Freya."dediğinde "Günaydın Sera." diyip havluyla yüzümü kurutarak odaya gittim.

Sera lavabodan çıkıp yanıma geldiğinde Rex de gelmişti.
"Bir kaç şişe su alalım çantalara katıp karakolla uğrayalım, mühimmat bulursak ordan havaalanına gidip şu lanet olası yerden gidelim."dediğimde Sera'yla bir kaç suyu çantaya kattık. Rex silahlarda ki mermileri sayıp onları doldurdu.
Maria'nın bebeğini de koltuktan alıp çantamın içine katıp ayaklandık.
Kendimizi sokağa atarak karakolun olduğu tarafa yöneldik.
Kaldığımız evden uzaktaydı araba olmadığı için bir kaç saatimizi alacaktı ve havaalanına oldukça ters ve uzak bir yerdeydi.
O yüzden akşam olmadan havaalanına varmalıydık.
Karakoldan mühimmat olması lazımdı fakat bizim gibi bu halde olan insanlar almış olabilir di ama yinede orda illaki silah falan vardır diye umuyorduk.

Dün uğradığımız markette yaklaşınca yine burnumuza kötü kokular gelmişti.
Sanırım dün o dolaptan çıkan insan bedeninden geliyordu bu koku.
Markette doğru yaklaşınca bu kokunun dünkü cesetden gelmediğini gördük.
Yolun ortasına sürüklediğimiz dolaba doğru yaklaştık ve dün güneşin altında can veren zombinin yanında yeni bir insan bedeni vardı.
"Bu da ne böyle."dedi Rex ve ceset'e yaklaştık.
Bu yeni bir cesetti , yeni parçalanmış bir  insan bedeni. Üzerindeki kandan dün burda öldüğünü gösteriyordu.
"Keşke onu dün daha önce görseydik bizimle olabilirdi şimdi." dedi Sera.
"Hayır Sera bu insan bedeni burda değildi ve dünkü öldürdüğümüz zombinin yanında olması çok tuhaf."dedim bu çok tuhaftı.
"Nasıl yani?"dedi Rex. Aklıma gelen şeyle önce durdum. Olabilir miydi? Mümkün müydü  bu?
"Dün biz bu zombiyi öldürdük onlar ise bu zombinin yanına bir insan ceset'i koydular."
"İntikam mı yani ?"dedi Rex mantıklı gelmiyordu ona.
"Bilmiyorum ama bu ceset rastgele bu zombi ceset'inin yanına gelmiş olamaz."
"Aman Tanrım."dedi Sera.

Zombi ceset'inin yanında olan insan ceset'ine son kez bakıp ordan ayrılmak adına karakolun olduğu yöne doğru yürümeye başladık.
Bu çok kötü ve çok ürkütücü bir şey di.
Bu nasıl olur , sadece yeme ve saldırma duyguları olan bir canavar nasıl bu tür bir şey düşünüp böyle bir intikam alır aklım almıyor.
Bunu düşündüğümden beri içime korku girmişti. Onlar dün gece bu yüzden bu kadar çok çığlık atıyordu.
Yaptıkları şey ise dün öldürdüğümüz zombinin yanına bir insan ceseti bırakarak ya bir mesaj yada intikam adına böyle bir şey yapmıştı.
Zombiler intikam bilirler miydi?
"Karakolla gidip şu lanet olası yerden gidelim bir an önce."dedi Rex.
Üçümüzün içine de korku girmişti ve adımlarımızı hızlandırdık.

Karakolun olduğu sokaka gelmemiz bir kaç saatimizi almıştı. Lanet olsun çok uzaktaydı.
Karakolu görmemizle oraya doğru yürüdük.
Çok büyük bir karakol değil di bu yüzden bir an önce silah yada mühimmat bulup havaalanına gitmeliydik.
Karakolun kırılan kapısından içeri girdiğimizde silahlarımızın emniyetini açarak ilerledik.
Koridorda yürürken yerde gördüğüm bir silahı almak için eğildim ama boştu.
"Boş." tekrar koridorda yürüyüp içerdeki masalara doğru yürüdük.
Hepimiz masaları karşıtırıyor işe yarar bir şey bulmak istiyorduk ama yoktu.
Sera'ya baktığımda kafasını kaldırıp bir şey yok anlamında kafasını sağa sola saladı. Rex'e baktığımda oda aynı şekilde ve bende bir şey bulamamıştım.

Emniyet müdürünün olduğu odaya yönelip içeri girdik.
Darma dağın olan odada bir şeyler bulmak adına etrafa bakındık  yoktu. Rex sağ taraftaki çekmeceye doğru yürüyüp içine baktı ve bir adet şarjör buldu.
"Buda işe yarar etrafa bakınalım belki vardır bir kaç tane daha ."dedim ve etrafa bakındık ama yoktu.
Bir şey bulamayarak odadan çıkıp koridorda gezindik.
Sorgu odasından sesler gelince durduk ve sorgu odasına bağlı olan gözlem odasına girdik.
Koca siyah camın ardında sorgu odasının içinde bir sürü zombi vardı.
Gözlem odasından bizler onları görüp duyuyorduk fakat onlar bizi görmüyor ve duymuyordu.

"Güneş den saklanmak için buraya saklanmışlar."dedi Sera.
"Baksanıza kapıyı açıp kapatmayı bile biliyorlar ki kapıyı kapatmışlar."dedi Rex.
"Onların artık anlama becerileri gelişiyor."dedim başka açıklaması yoktu.
"Mutasyon mu?"dedi Rex.
"Evet, onlar birer vahşi hayvan ama benlikleri yerine geliyor. Sadece anlayan birer vahşi hayvanlar."dedim. Bu korkutucu bir şey di zombilerin dünyayı ele geçirmek diye bir sebepleri var çünkü onlara ait bir dünya isteyecek kadar benlikleri geri geliyor olabir miydi?

Karakolda bulduğumuz bir iki şarjör le havaalanına doğru yol aldık. Burdan artık gitmemiz gerekiyordu. Zombiler insanlar için daha kötü bir hale geliyorlardı.
Eğer bu zamana kadar kalan veya saklanan insanlar varsa bizim gibi artık onlarda bu zombiler tarafından katledilecekdi.
Bu yüzden bizim bir an önce onların olmadığı bir yere gitmemiz gerekiyor du.

Havaalanının olduğu yere gelene kadar saat dört olmuştu ve  saatlerce yürüdüğümüz için çok yorulmuştuk ama bir an önce o uçağa binip bu cehennemden uzaklaşmak istiyorduk.
Havaalanının uzun koridorunda yürüyüp uçağın olduğu yere geldik ve gördüğümüz manzarayla donup kaldık.

DİRİLİŞ (Zombiler) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt