BÖLÜM 9

410 315 21
                                    

Vote atmayı unutmayın ❣️
-----

Hayır, en fazla bir kaç km gidebiliriz 4-5 km."
" Peki sonra ne yapacaz ?" dedi Sera.
"Aracın bizi götüreceği yere kadar gidelim belki bir kaç kilometre sonra insanlar vardır ." dedi Austin de.
"Umarım Austin." diyip arabayı tekrar sürdüm.

İnsanları görecek miyiz bilmiyoruz ama arabanın duracağı yerde zombi görmek istemiyorduk bu felaket olurdu.
"Yakıt ne kadar kaldı Freya ." diye konuşmaya başladı Sera.
" Çok az kaldı , bitmek üzere etrafta insan yada ışık fln görüyor musunuz?"
"Heryer karanlık , ışık dahi yok." dedi Austin.
Karanlık çökmüştü aracın yakıtı bittince istesekte ilerleyemezdik karanlıkta.
Araçta sabahlamak daha iyiydi.
Biten yakıtla araç durunca kafamı ellerimin arasına alıp direksiyona yaslandım.

Sera panikleyerek konuşmaya başladı:
"Şimdi ne yapacaz? Ya zombiler buraya gelirse."
" Araçta kalmamız daha güvenli Sera, burda sabahlayalım şafakta da yola çıkarız."
" Neyle peki?"
" Neyle olacak Austin nerde olduğumuzu dahi bilmiyoruz , çıkmayalım gece gece sabah şafakta yola çıkarız."
"Peki ya zombiler gelirse ." diye korkuyla konuştu Sera.
"Bilmiyorum, sadece gelememelerini umuyorum , olurda gelirlerse araçta olmak dışarda olmaktan daha güvenli şuan dememle kapıları ve pencereleri kitledim arabadan çıkan farları kapatım.

"Görüntünün olamaması şuan bizim için daha iyi ışığa gelebilirler." diye açıklama yaptım ve hepimiz sessizce beklemeye koyulduk.
Saat daha gecenin 8'ydi sabah olmasına çok vardı ne yapacağık korkudan uykumuz dahi kaçmıştı.
"Austin, sırt çantasını verirmisin hemen yanında." Sabahtandır tek lokma bir şey yememiştik çantaya koyduğum bisküvileri yiyebilirdik.
Austin çantayı uzatınca elinden alıp bir paket bisküvi,bir şişe su ile bir pet bardak çıkartım .
Çantayı geri Austin'e uzatıp bisküvi paketini açarak bize eşit bir şekilde paylaştım:
"Bununla idare etmeliyiz, aynı şekil de suyuda, ne kadar yürüyeceğiz yada ne kadar gideceğimizi bilmiyoruz o yüzden bunlar bizi doyurmasa da idare etmek en iyisi." dedikten sonra bisküvileri yedik.

Az bir su içtikten sonra çantaya koyup Austin'e uzatacakken dışardan bir ses geldi.
"Neydi o ?"diye panikle konuştu Sera.
"Sessiz olun eğer bir zombiyse dışardan bizi zaten göremez aracın camları sayesinde." dedikten sonra hırlama sesi geldi arabanın arkasında . Bir zombi gelmişti ya daha fazla gelirse. Diye içimde geçirmişken Austin dile getirdi:
"Ya daha fazlası gelirse."
Bilmiyorduk aracın yakıtı olmadığı için ilerleyemiyorduk da eğer daha fazlası gelirse kapana kısılırdık.

Biz kara kara düşünüyorken zombi Sera'nın olduğu cama ellini vurdu ve Sera refleks olarak bana doğru kayarak çığlık attı.
Bu ses zombinin daha çok ses çıkarmasına ve camı kırmaya çalışmasına yetmişti.
"Sera sessiz ol." dedim panikle ve sessizce.
"O şey camı kıracak." Bu o kadar kolay değildi elle kırması yani.
"Sessiz ol ses alamayınca gidecek."
dedikten sonra ne olur ne olmaz diye silahın emniyetini açarak bekledim eğer cam kırılma gibi bir şey olursa ona sıkıcaktım.

Bir kaç dakika sonra ses kesildi . Biz gitti mi diye çevremize bakınıyorken Austin'in olduğu arka cama vurmaya başladı. Çok fazla ses ediyordu bu ses başka zombileri de etrafımıza toplayabilir di. "Sera bu şeyin kafasına sık yoksa başka zombiler gelecek ." diyemeden bir zombi daha aracın camına vurmaya başladı etrafımızı sarıyorlardı araçtan çıkamıyorduk dışarda kaç tane olduğunu bile bilmiyorduk o yüzden aracın farlarını açtım.
Sera : " Ne yapıyorsun Freya buraya gelecekler." dedi korkuyla.
" Eğer etrafta zombi varsa bu sese gelecekler zaten ama etrafta varmı yokmu diye bakmak zorundayız farların açık olması daha iyi." dedikten sonra Farları açtım.

DİRİLİŞ (Zombiler) Where stories live. Discover now