BÖLÜM 32

241 192 2
                                    

Rex arabayı kasabaya doğru sürüyordu orada bir şey bulursak 30 mil uzaklıktaki havaalanına gidecektik.
Serayla Austin'ni kaybetiğimizde Sera çok kötü olmuştu şuan ise Rex den hoşlanıyordu. Bu iyi bir şeydi Sera tutunacak dal arıyordu oda Rex olacak. Eğer güç alacağın bir şeyin olursa hayatta kalma mücadelen o kadar uzun sürer.
Ve Sera ile Rex eğer birbirlerini sevip birbirlerine destek olurlarsa hayatta kalma mücadeleleri o kadar uzun olur.
Mücadeleyi kazanıp yada kaybedeceğimizi bilmiyorduk ama sonuna kadar mücadele edecektik. Kim bilir belki bu zombilerin yok oluşunu görebilirdik.
Peki zombiler yok olunca ne kadar insan kalkmıştır. Bir buçuk hafta oldu ve dünyanın dört bir yanındaydılar. Ne kadar insan kalmıştı ki?
Resmen hayvanlar ve bitkiler gibi bizimde soyumuz tükenmişti.

Rex kumral bir adamdı , hafif uzun saçlarına nazaran küçük ve kalkık bir burnu vardı.
1.80 boylarındaydı Sera'nın ise 1.65 .
Zayıf biriydi ama böyle cılız insanlar gibi değil. Kilosu tamdı boyuna göre ne çok zayıf nede şişman.
Sera'ya atığı kaçamak bakışları onu sevdiğini doğruluyordu.
Hani bazı insanlar olur ya bakışlarından herşey açıklanır , Rex ve Sera da öyleydiler.
Bakışları birbirlerini sevdiklerini doğruluyordu.
Maria'ya baktığımda oyuncak bebeğini kucağına alarak uyuyordu. Boynu tutulmasın diye kafasını omuzuma yasladım.

Geçip giden yola bakışlarımı çevirdim az kalmıştı kasabaya bir kaç kilometre ötedeydi.
Kasabayı uzaktan görmemizle Maria'yı nazikçe uyandırdım.
Ben ve Sera elimizde olan silahlara mermilerini takıyorduk.
Kasabada büyük ihtimalle zombi olacaktı.
Elimdeki silahın mermilerini taktıktan sonra başka bir silahın daha mermilerini taktım ne kadar çok silah o kadar iyiydi bizim için.
Silahların mermilerini takma işlemimiz bitince bir kaç tane şarjörü ceplerimize koyduk. Resmen savaş'a gidiyorduk ve tek umduğumuz hiçbirimize bir zarar gelmemesi gelmezdi değil mi?

DİRİLİŞ (Zombiler) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin