2.0

8.6K 591 43
                                    

SELAAAMMMM,

Nasılsınızz?

İyi okumalar çiçekleriim<3

AHU ( Demir'in öğrenmesinden yarım saat önce)

Yorgunum.

Bu yorgunluk sadece fiziksel olarak değil ruhani bir yorgunluktu aynı zamanda.  Önce pamuk şekerim elimden alınmış sonra da sağlam kemiğim kalmayacak şekilde dövülmüş, en sonunda da ruhumu koparıp gitmişlerdi sanki.

Dünkü yaşanan olaydan sonra kendimi daha da kötü hissetmiştim. Herkesin ne kadar korktuğunu görmek, ve bundan çok daha ağır bir hastalığı taşıdığın halde en bilmesi gereken kişilere söylememenin verdiği o his... Kendimi bok gibi hissediyorum. Onlara bunu yaşatmaya hakkım yoktu. Hele hele saklamaya hiç hakkım yoktu.

Bu işin içinden nasıl çıkacağımı da bilmiyorum. Söylemeye o kadar geç kaldım kii. Nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyorum. Böyle bir şey nasıl söylenebilir ki. Karşılarına geçip 'Ya ben kanserim ama bunu anne ve babam olan size söylemedim." mi diyeceğim? Gerçekten niye söylemedim? Cidden aptal sorunlarını göz ardı eden salağın tekiyim.

"Burda böyle kendini yiyip bitireceğine çok geç olmadan söyle bence"

Koca sessizliği yarıp geçen ses bana ulaştığında önce korkmuş sonra da dediklerine kulak kesilmiştim. Haklıydı. Zaten Buğra hep haklıydı.

"Nasıl anladın?"

"Yüz ifadenden belli oluyor her şey canımın içi. Yaptığın doğru değil belki ama bulunduğun koşulları düşününce kimse senden doğru karar vermeni bekleyemez zaten"

Hâlâ tereddütte kaldığımı görünce sözlerine devam etti

"Kendini suçlamayı bırak çiçeğim. Annen ve baban daha yokken bunu öğrendin ve ne yapacağını bilemedin, yol gösterecek bir rehberin yoktu. Ve sen daha bunu kaldıramadan karışmış olduğunu öğreniyorsun. Belki biz bunu normalleştirdik kendi aramızda sen hemen alış diye ama bu normal değil. Kimse kaldıramaz böyle bir şeyi, hele senin yaşında. Sen bu yaşına kadar hep tek başınaymışsın, her şeyi kendin sırtlamak zorunda kalmışsın bunu da yaparım diye düşünmen normal hem biz kimdik ki? Daha bizi tanımıyordun bile. Kendini yiyip bitirme. Bunları sen daha iki üç gün önce söyledin unuttun mu?. Ne bu halin şimdi? "

Evet, hepsini ben söylemiştim. YouTube'a yüklediğim videoda söylemiştim bunların hepsini. Ama şimdi sanki bambaşka biri bunları söylemiş gibi, üzerinden yıllar geçmiş gibi..

"Bilmiyorum abi, dün annemlerin o halini görmek.. Herkes çok korkmuştu. Bunu yaşatmaya hakkım yok. Sizi hak etmiyorum"

Sonunda sesim ağlamaktan iyice kısılmış, ağlamamdam dolayı konuşmayı sürdürememiştim.  Buğra abim yanıma gelip sıkıca sarıldı. Sanki her düşüncemi biliyor ve onları kafamdan silip atmak istercesine sımsıkı sarılmıştı.

"Yavrum, şu an çok üzgün ve çaresiz hissettiğin için böyle düşünüyorsun. Şimdi bana bak, ağlamayı bırak ve annemlerle konuş. Daha fazla geç olsun istemezsin dimi"

Kafamı hızlıca iki yana salladım. Geç kalmak istemiyordum artık.

"Ben şimdi gidiyorum annem ve babamı senin odana yollayacağım. Başbaşa konuşun, onlara her şeyi anlat. Seni anlarlar ve anlayışla karşılarlar çiçeğim. "

Alnımdan öpüp gitti.

Önce gözyaşlarımı sildim sonra elimi yüzümü ve düşüncelerimi yıkayıp yatağa oturdum. Sakin olmalıydım. Onlar beni anlar, annem ve babam beni anlar. Onlar eski ailem gibi beni yargılamak, onlar iyi insanlar. Beni anlarlar, umarım..

KORALTANLARWhere stories live. Discover now