1.6

11.9K 703 180
                                    

Sınavlar, bayram temizliği derken pek vakit bulamadım yazmaya o yüzden fırsat buldukça yazmaya çalıştım. Bölüm bekleyenleriniz var biliyorum o yüzden düzenlemeden attım. İlk okuyucular bazı yazım hatalarıyla karşılaşabilirler bunun için çokkk üzgünüm ama daha fazla bekletmek istemedim. Boş olunca düzelteceğim

İyi okumalarr<3

Berk olayları hızlıca anlatıp yerine geçmişti. Çocuk korkudan terliyordu resmen.

Demir hırsla dizlerini sallıyor, Tuğrulcuğum odada bir ileri bir geri yürüyor, Buğra anne hanımı sakinleştirmeye çalışıyor, Deniz de Berk'i dikkatle dinliyordu. Peki o sırada biz ne mi yapıyorduk?  Tabi ki de hâlâ ayakta dikiliyorduk. Küçücük oda zaten doldurmuşlar tüm koltukları oturacak yerimiz yoktu. Düşünün günlerdir görmediğim sürekli seyahat halinde olan Buğra bile burdaydı. Özlemişim keratayı. Ama Furkan eksikti acaba neredeydi, halbuki hiç kaçırmaz böyle şeyleri

Biz ayakta dikilmeye devam ederken aile üyeleri Berke kızıyordu, onlara haber vermek yerine yalan söylediği için. Özellikle Demir çok sinirliydi ama belli etmiyordu, kendini tutmaya çalışıyor gibiydi.

"Kızım sen sokak serserisi misin ne demek Duruya saldırmak?" sonunda Tuğrulcuğum Berk'e yüklenmeyi bırakıp rotasını bana çevirmişti.

"..." ağzım açılıp kapanıyordu ne cevap vereceğimi bilmeden öylece duruyordum. Sıranın bana geleceğini düşünmemiştim. Sonunda pes edip tamamen sustum.

"Ablamın bir suçu yok baba. Duru onu kışkırttı, beni aşağıladı ablam da ağzının payını bir güzel verdi. Eline sağlık ablacım" Mete bu konuşmanın sonunda bir de sırtıma pat pat vurmaz mı? Sanki asker arkadaşıyım.

"Mete, oğlum sen böyle bir çocuk değildin. Şiddetin her türlüsüne karşı çıkardın noldu böyle. Duru ne dedi bu kadar sinirlendirecek?"

Burçak hanım merakla bize bakıyordu. Neler olduğunu gerçekten merak ediyor gibiydi.

Mertle beraber omuz silktik. Olanları detaylıca anlatacak değildim. Mete anlatmak isterse anlatırdı. Zaten o kız onda büyük bir travma yaratmıştı.

"Olanları söylemeye niyetiniz yok belli ki." Demir sert bir tonda konuşmuştu. İkimiz de tepkisiz kaldık, o sırada Tuğrul Bey'in telefonu çaldı. Önemli bir konuşma olacak ki dışarı çıktı. Kimseden çıt çıkmıyordu.

Şu an ortam çok gergin ama ben açım
"Burdan dürüm yemeye gidelim mi? Ben çok acıktım da"
Mete hevesle kafasını salladı saatlerdir bi şey yemiyor çocukcağız tabi evet der, abi tayfası da bu rahatlığıma şaşırıp bana bön bön bakmaya devam ettiler.
"Demek sadece ben ve Mete açız. Peki, o zaman siz eve geçin biz dürümden sonra geliriz."

Sonunda şaşkınlıklarını üstlerinden atıp hepsi aynı anda ayağa kalktı. Demir de adam olmaz bunlar dercesine kafasını iki yana salladı.

"Yalnız gidemezsiniz hem de bu saatte."

"Abim haklı"

"Ayrıca biz de acıktık"

Hepsi peş peşe konuşunca hangisine odaklanacağımı şaşırdım.

"Beni de bekleyin bi 10 dakikaya bitiyor işim"
Berk de katılmaya karar vermişti anlaşılan.

Odadan teker teker çıkmaya başladık en sona ben ve Deniz kalmıştık. Kapıdan geçerken Deniz de bana iyice yaklaşmış  kulağıma eğilmişti.

"Günlerdir benden kaçtığını fark etmedim sanma. Alırım bunun hesabını"

Hass anlamış mıydı o

KORALTANLAROù les histoires vivent. Découvrez maintenant