Soğuyan Kahve

6 1 0
                                    

Özgür sinir krizi geçirirken sadece izlemekle yetindim. Korkudan koltuğa sinmiş öfke nöbetinin bitmesini bekliyordum. İçeri giren yardımcı kadın hiçbir şey yokmuş gibi kahvaltı tepsisini sehpaya bıraktı ve çıktı. Özgür bu umursamazlık karşında daha da hiddetlendi ve tabakları arkadasından savurdu. Oda savaş alanına dönmüştü.
Özgür sakinleşmek bilmiyordu. Sonunda iş başa düştü. "YETER!" diye bağırdım. Ama özgür hala kızgın boğa gibiydi. Onu tuttum ve yüzüne okkalı bir tokat geçirdim. Derin bir uykudan uyanır gibi oldu. Sakin bir tonda "yeter" diye mırıldandım. Koltuğa oturttum onu ve sırtını sıvazladım. Başını ellerine gömdü ve ağlamaya başladı. Ahhhğğ Tanrım, deliricem. Adam Bi türlü sakinleşemiyor. Ama ben de kafayı yemenin kıyısındayım. Hala ne olduğundan Bi haber, tanımadığım bir evde tutuluyorum. Her ne kadar özgürün yakasına yapışıp her şeyi anlatması için onu zorlamak istesem de haline içim acıdığı için onu kendi haline bırakmaya karar verdim. Cevapları asıl kaynaktan alacaktım. Özgürün kafasını okşadım ve "sana su getiricem, tamam mı? Biraz sakinleşmeye çalış, olur mu?" diyip kapıya yöneldim. Ağır adımlarla aşağıya indim ve mutfağı aramaya koyuldum. Mutfakta yardımcı kadından başka kimse yoktu. "Ateş nerde?" diye sordum kadına. Kadın beni iğneleyici bakışlarıyla süzdü ve "Bahçede" diye mırıldandı ve işine döndü. Salondaki açık kapıdan bahçeye çıktım. Bizim tehlikeli abi Ateş bey bahçe masasına kurulmuş keyif kahvesini içiyordu. Yukarıda bu adam yüzünden ağlama krizi geçiren Özgürü düşündüm,bu adamın bağırsaklarını dökmek istiyorum. Beni görünce yüzünde sinsi bir ifadeyle elindeki fincanı bıraktı ve kollarını kavuşturdu.
Ateş:Bakıyorum kardeşimin sohbetinden çabuk sıkılmışsın
Boş bir ifadeyle yüzüne baktım.Üstündeki pahalı takımın üstüne kusmak istiyordum.
Naz:Neler olduğunu öğrenmek istiyorum
Ateş lafı dolandırmayı denemedi bile.
Ateş:Durum şu ki Küçük hanım...
Durumu teatral hale sokmak için uzun bir es payı verdi.
Ateş:... siizi kaçırdık.
Naz:Ne demek beni kaçırdınız
Ateş:Aslında seni değil Özgürü kaçırdık ama gel gör ki yanında eşantiyon olarak sen de çıktın.
Söylediği şey komikmiş gibi kahkaha attı. Gülerken Özgürü anımsatıyordu.
Naz:Ne saçmalıyorsun sen yha?!Niye kendi kardeşini kaçırasın ki?!?!
Ateş:Bu cevapları sana Özgürün vermiş olması gerekiyordu. Niye bana soruyorsun?
Naz:Ben. Senden. Cevap. bekliyorum.
Ateş soğuk ve mesafeli bir ifade yerleştirdi yüzüne. İğretiyle süzdü beni.
Ateş:Sevgili kardeşim her konuda olduğu gibi kızlar konusunda da pek zevksizmiş.
Naz:Saçmalamayı keser misin artık?!
Sabrımın son raddesine ulaşmak üzeydim.
Naz:Neden alıkonuyorum, öğrenmek istiyorum.
Ateş:Hem çirkin hem kötü huylu. Ah benim aptal kardeşim.
Bu adamın gözlerini oymalı ve eline vermeliydim ama sadece öfkeyle yüzüne bakıyordum. Ateş gözlerini devirdi ve sinsi ifadesiyle konuşmayı sürdürdü.
Ateş:Kardeşimin peşindeki 'kötü adamların' onun peşini bırakması için onu 'kötü adamlar' dan önce ben kaçırdım.Yani başka bir düşman onu ortadan kaldırMIŞ gibi oldu. Ve yanında seni de kaçırmamız inandırıcılığını bir hayli arttırdı doğrusu.
Naz:Kardeşini korumak için aldığın önlem bu mu gerçekten
Ateş kayıtsız bir tavırla kahvesini yudumlarken kafasıyla onayladı.
Ateş:Senin yüzünden kahvem soğumuş.
Ateşin o iğrenç suratına katlanamadım ve özgürü daha fazla yalnız bırakmamak için Bi bardak su alıp yukarı çıktım.
Odaya girdiğimde Özgür kafasını koltuğa dayamış tavanı izliyordu. Geldiğimiz fark etmemişe benziyordu. Yavaş adımlarla yanına ilerledim ve "Özgür" diye fısıldadım. Kafası yavaşça bana döndü.
Şefkatli bir ifadeyle yavaşça suyu ona uzattım. O suyu içerken ben yanına oturdum. Kısılmış sesiyle "teşekkürler" dedi. İçten bir gülümseme verdim ona. Bu bitik hali içimi acıtıyordu. Benim tanıdığım o matrak neşeli çocuktan geriye koca bir enkaz kalmıştı. Bi haftada ne gelmişti başına düşünmek bile istemiyordum.
Naz:Daha iyi misin?
Özgür:Hıhım
Az önce yaşadığı duygu seli onu bir hayli yormuştu. Kafamı omzuna dayadım ve koluna elimi geçirdim. Kolu soğuktu.
Özgür başta irkilse de kafasını kafama dayadı.
Özgür:Benim seninle ilgilenmem gerekiyordu.
Naz:Bazen gıcık sarışınların da ilgilenilmeye ihtiyacı olur.
Kolunun üzerindenki elimi okşadı. Gerginliğini hissettim. Derin bir nefes aldı ve abisi gibi o da lafı dolandırmadı.
Özgür:Bizi abim kaçırdı.
Naz:Harika bir abi-kardeş ilişkisi
Özgür ironik yorumumu görmezden geldi.
Özgür:Seni bırakması için ikna etmeye çalıştım ama nafile.
Kafasını kafamın üstünden çekti. Eliyle çenemi tuttu ve kendine doğru çevirdi.
Kısık sesle konuştu "bunları yaşamana sebep olduğum için özür dilerim.gerçekten... seni bu saçma durumdan kurtarmak için elimden geleni yapacağım. Söz veriyorum." Bi şey diyemedim. Kafamı omzuna geri koydum. Ağzımdan çıkan tek laf "Annemler delirmiştir" oldu.

YIRTICI KUŞ Where stories live. Discover now