Mektup

12 4 0
                                    

Ertesi gün sarılmış bir elle müdür yardımcısının karşısında oturuyordum.
"Normalde disiplin kurulunun önünde oturuyor olman gerektiğini biliyorsun değil mi?" dedi müdür yardımcısı. Başımı sallamakla yetindim. Başıyla elimi işaret ederek "Kırık falan var mı?" diye sordu. "Hayır, sadece incindi." diye yanıtladım sorusunu.Müdür yardımcısı baştan sona beni süzdü. Sanırım kafasında tarttığı bir şeyler vardı. Sonunda merakına yenik düştü.
Müdür yardımcısı:Anlat bakalım bu olayın önünü arkasını
Naz:Aslında.. Anlatacak çok bi şey yok. Melih bi süredir beni rahatsız ediyordu. Biraz.. Yapışkan biri... En son dün yolumu kesmeye kadar vardırdı işi.. Hatta bileğime yapıştı.. Ben de yumruk attım.. Çenesine.. Tamamen nefsi müdafaa.. Eminim kamera kayıtlarına bakmışsınızdır. Orda da her şey gayet açık Bi şekilde gözüküyordur.
Müdür yardımcısı düşünceli bir ifadeyle yüzümü inceliyordu. Odayı dolduran sessizlik gittikçe daha sinir bozucu oluyordu.Birden çiğ bir telefon sesi sessizliği bozdu. Müdür yardımcısı telefonu alelacele açtı ve bikaç dklık görüşmeden sonra telefonu kapattı ve bana döndü.
Müdür yardımcısı:Evet.. Ne diyorduk.. Sana bir ceza vermeyi düşünmüyorum kızım... Ama Bi daha böyle olay istemiyorum anlaştık mı?Bir daha böyle bir şey yaşarsan bana gel. Ben müdahale ederim. Senin sağa sola yumruklar saçmana gerek yok.
Son cümlesinden sonra şen bir kahkaha attı.
Müdür yardımcısı:Hoş.. Bundam sonra kimsenin seni rahatsız edeceğini sanmıyorum.
Söylediklerine gergin bir gülümsemeyle karşılık verdim.
Müdür yardımcısı:Neyse seni daha fazla derslerinden alıkoymayalım öyle değil mi. Sana bir geç kağıdı yazayım,hocana verirsin
Geç kağıdını alıp teşekkür ettim ve odadan çıktım. Kapıdan çıkarken az kalsın içeri girecek olan matematik hocasıyla çarpışacaktım. O da en az benim kadar affallamıştı.
Naz:AA.. Hocam... Kusura bakmayın sizi fark etmedim..
Kalbim bu yakınlık karşında teklemişti.Elini omuzuma koyup şaşkın bir gülümsemeyle baktı bana.
Matematikçi:Önemli değil Nazcım... Eline ne oldu?Yoksa şu duyduğum olay doğru mu?
Utançla başımla onayladım.
Matematikçi:Ah kötü olmuş. Şimdi Mustafa hocayla görüşmem lazım. Ama konuşmak istersen yanıma gelebilirsin.
Naz:Teşekkür ederim... Hocam.
Hızla yanımdan ayrıldı ve içeri girdi. Ahhh başım o kadar kalabalıktı ki kalbimi tekleten bu adamı nasıl özlediğimi fark etmek canımı yaktı. Sıkıla sıkıla idari kattan ayrıldım ve sınıfıma doğru ağır ağır ilerledim.Kapıyı çalıp içeri girdiğinde bütün kafalar bana döndü ve fısıltılar başladı. Geç kağıdını hocaya verip yerime geçerken bile arkalarına dönüp fısır fısır konuşmaya devam ediyorlardı. Sırama oturduğumda hocanın bile bana olan bakışlarında Bi ima vardı. Hakan kulağıma eğilip nasıl olduğumu sordu. Onu her ne kadar görmezden gelmek istesem de yüz ifadesine karşı koyamadım. "İyiyim" diye geçiştirdim. Hoca ve sınıftaki ucubeler derse dönünce Hakan bana iyice yaklaştı.
Hakan:Elin ne durumda
Naz:İyi
Hakanın nefesini saçımda hissedebiliyordum.
Hakan:Bikaç gündür olan tavrım için özür dilerim. Lütfen böyle olmayalım
Naz:Umrumda değil
Hakan:Umrumda olduğunu biliyorum
Yüzümü ona çevirdim ve direkt gözlerine baktım.
Naz:Umrumda değil dedim
Hakan:Bana kızgın olduğun için böyle dediğini biliyorum
Naz:Saçmalıyorsun. Artık sus.
Ağzını açıp Bi şeyler demek istedi ama hocanın bakışları onu susturdu. Benden uzaklaştı ve kafasını sıraya gömdü. Zil çalınca Hakanın saçma sapan sorularına maruz kalmamak için sınıftan kaçarcasına çıktım. Ama sınıfın önünde beni bekleyen biri vardı. Zeynep bana hızla sarıldı ve boğuk Bi sesle konuştu"iyi misin? ".
Naz:Ben gayet iyiyim. Asıl sen iyi misin. Bi sorun yok öyle değil mi
Zeynep:Ha-hayır. Sadece şu olanları duydum. Çok korktum. O çocuk sana saldırdı mı
Naz:Nerden çıkartıyorsun bunları. burda konuşmayalım.
Onu daha sakin bir tarafa yönlendirdim. Bakışlardan uzak bir yere.
Naz:Öncelikle telaşlanmana gerek yok
Zeynep sabırsızca sordu:Ama elin?
Naz:Yumruk attığım için incindi sadece
Zeynep:Yumruk muuuu
Naz:Evet. Yumruk. Canımı sıkan birini yumrukladım tek olay bu. Ki senin canını sıkan mesele için de bunu yapmaktan çekinmem.
Zeynep:Aa ha-hayır kimseyi yumruklamanı tercih etmem. Lütfen bu konuyu unut
Naz:Neden unutayım ki, sen unuttun mu. Hiç sanmıyorum. Bak Zeynep, seni zorlamak istemiyorum ama eğer sana kötü davranan biri ya da birileri varsa bunun onların yanına kalmasını istemiyorum.
Zeynep:Öyle bir şey değil.. Tam olarak
Naz:Ne o zaman
Zeynep derin bir nefes aldı ve sıkıntıyla nefesini verdi.
Zeynep:be-benim hoşlandığım biri vardı. Son sınıflardan. Biri ona benim ağzımdan Bi mektup yazmış. Kim olduğunu bilmiyorum. Sonra çocuk da bana geldi. Çok şaşırmıştım, çok sevinmiştim. Benim farkında olduğunu bile bilmiyordum. Sonra bana Bi mektuptan bahsetti. Çok hoşuna gittiğini ama benimle olamayacağını söyledi.Hayatımın şokunu yaşadım.ona neyden bahsettiğini sorduğumda da utanmamam gerektiğini hatta medeni cesaretimden etkilendiğini söyledi. En sonunda bana mektubu iade ettiğinde olayı anladım. Ama iş işten geçmişti. O kadar utandım ki.
Ağlamamak için zor durduğunu fark ettim. Onu kendime çekip teselli ettim.
Naz:Kim biliyordu ondan hoşlandığını
Zeynep:hiçkimse. Kimseye bundan bahsetmemiştim
Naz:Çok tuhaf.
Zeynep:Öyle
Naz:Peki kimdi bu çocuk
Zeynep:Son sınıflarda uzun sarışın Bi çocuk var ya..
Düşündüğüm kişi olmaması için dua ettim.
Naz:İsmi yok mu bu sarışının
Zeynep:Ö-özgür
Bi şey diyemedim. Bizim sarışının da olmadığı masa yok. Şaşırdım, en çok da özgürün bu olgun tavrına.
Zeynep:Tanıyor musun
Naz:Maalesef. Dergide ortak çalışıyoruz. Ne buldun onda hiç anlamadım. Oldukça sinir bozucu biri
Zeynep gözlerini kaçırdı.
Naz:Özür dilerim. Seni üzmek istemiyorum.
Zeynep:Önemli değil.Geçti gitti zaten
Hiç geçip gitmişe benzemiyordu ama daha çok üstelemek istemedim. Zeynep'i sınıfına bıraktım ve kendi sınıfıma yollandım. Aklım Zeynepteydi, aklım Özgürdeydi,aklım mektuptaydı,aklım o mektubu yazan sanavabiçteydi.. Onu bulucak ve bunu ona ödetecektim.





YIRTICI KUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin