Endişe

8 3 0
                                    

Ertesi gün kursa giderken içimde tuhaf Bi kıpırtı, heyecan vardı. Her ne kadar kendime bile itiraf etmekten çekinsem de özgürle vakit geçirmek için fazlasıyla hevesliydim.
Kursa gittiğimde beni koca bir hayalkırıklığı bekliyordu. O gün Özgür kursa gelmedi. Çizim yaparken aklım onda kalmıştı. Ertesi gün de okulda yoktu ve ondan sonraki gün de. İçimdeki endişe yüzüme yansımış olmalı ki hakanın da dikkatinden kaçmamıştı.
Hakan:Neyin var senin böyle? Dünden beri Bi durgunsun
Naz:Bi şeyim yok. Sadece aklıma takılan Bi durum var. Kafam onla meşgul
Hakan:Yardım edebileceğim bir şey mi
Naz:Hayır
Hakan:O zaman yapmam gereken şey kafanı dağıtmak. Hadi toparlan, gidiyoruz
Naz:Ne toparlanması, ne diyorsun sen
Hakan:Okulu kırıcaz. Hadi acele et. Zil çalmadan tüyelim.
Şaşkınlıkla yüzüne abuk Bi ifadeyle bakakaldım.
Hakan:Felsefeciyi bana tercih etmek gibi niyetin yoksa topla şu eşyalarını
Uyuşuk tavırlarla toparlandım. Neyin peşindeydi Bu çocuk?!
Naz:İyi de nasıl çıkıcaz
Hakan:Sen onu dert etme. Hadi hazırsan, gidelim.
Hızlıca okuldan çıktık. Beni arka bahçeye sürükledi. Arka kapı kilitliydi.
Naz:Kapıdan mı atliycaz
Hakan:Bi sabret be kızım
Hakan cebinden Bi anahtarlık çıkardık ve anahtarları kilitte denemeye başladı. 3.deneyişte kilit açıldı. Hakan zafer kazanmış bir ifadeyle sırıtıp bana göz kırptı.
Hakan:Hanımlar önden
Naz:Sende ne geziyor okul kapısının anahtarı
Hakanın sırıtışı büyüdü.
Hakan:Oyalanmaya devam edersen anahtarımdan olucam. Hadi, hadi...
Sözüne uydum ve önden ilerledim. Arkamızdan kapıyı kapadı ve kitledi. Yaptığını sorgularcasına yüzüne baktım.
Beni sırtımdan hafifçe iteleyerek okuldan uzaklaşmaya zorladı.
Hakan:Böyle şaşkın şaşkın bakma, anlatıcam. Hele Bi uzaklaşalım.
Bi şey demeden sözüne uydum.
Naz:Bari nereye diyoruz onu söyle
Hakan:Sen nereye gitmek istersen...
Naz:Eve?
Hakan:Bu kadar sıkıcı olma. Kafanı dağıtalım diye kırdık okulu. Ne istediğini söylemezsen ben bir rota belirliycem.
Naz:Bi şey istemiyor canım. Senin planına uyalım.
Cebimden sigaramı çıkardım. Derin bir nefes aldım ve iki gündür aklımdan çıkmayan sarışını düşündüm,yinee...
Sonunda dayanamadım ve özgüre mesaj attım.
Hakan:Neden içiyorsun şu iğrenç şeyi
Cevap vermek yerine derin bir nefes aldım sigaradan ve Hakanın yüzüne üfledim. Küçük bir öksürük krizi geçirdi.
Naz:Benim kötü alışkanlığımı sorgulamayı kes. Anahtar sende ne geziyor sen onu söyle.
Hakan:Eski bir alışkanlık. Önceki okulumun da kapılarının anahtarlarını çıkarmıştım. Bu okulun bütün anahtarlarını toparlayamadım henüz.
Naz:İyi de nası ve....neden?
Hakan:Hademeyle kurduğun sağlam bir bağın çözemiyeceği şey yoktur....diğer soruna gelirsek de kendimi böyle daha rahat ve güvende hissediyorum.
Cidden tuhaf ve biraz rahatsız edici geldi Hakanın söyledikleri ve söyleme şekli. Gergin bir ifadeyle yüzünü inceledim. Ne aradığımı bilmiyordum yüzündeki ifadede ama incelemeyi sürdürdüm.
Hakan:Tuhaf bulduğunu bu kadar belli etmene gerek yoktu hahahaha
Naz:O kadar belli oluyor ha?
Hakan:Sen biraz öyle birisin zaten
Naz:Nasıl biri
Hakan:Her şey yüzünden okunan biri
Naz:Bunu iyi bir şey gibi söyledin
Hakan:İyi bir şey.. En azından benim için. Yüzüne bakınca nasıl hissettiğini bilmek hoşuma gidiyor. Sevincini de üzüntünü de öfkeni de yüzünde görmek gerçek hissettiriyor. İçimde bir yere ulaşıyor  hislerin; oraya dokunuyor, içine alıyor, bütün varlığıyla oraya hükmediyor sanki.
Bu dürüst itiraf beni hazırlıksız yakalamıştı. Şaşkınlıktan tepki veremedim. Hakan da başka bir şey diyip beni dada fazla utandırmadı. Yan yana sessizce yürümeye devam ettik. Hakan bizi durağa yönlendirdi ve otobüs beklemeye başladık. O sırada mesajlarımı kontrol ettim ama  Özgürden ses seda yoktu. Can sıkıntısıyla telefonu cebime sokuşturdum. Kafam o kadar dağınıktı ki otobüse bindiğimizi bile fark etmemişim. Sonunda aklım biraz yerine geldi de nereye gittiğimizi sormayı akledebildim. Hakan şapşal bir ifadeyle sorumu geçiştirdi ve beklememi söyledi. Daha fazla üstelemedim ve tanıdık sokakları izlemeye başladım. Ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ama sonunda hakan geldiğimizi söyledi ve pek tanıdık olmayan bir semtte indik. Bi şey demeden onu takip ettim. Sonunda büyük bir atış poligonunun önünde durdu.
Hakan:Taaadaaaa. İşte geldik.
Naz:Ne?! Sen ciddi misin
Hakan:Stres atarız diye düşündüm
Naz:Nası Bir deşarj olma anlayışın var senin?
Hakan:Emin ol seveceksin
Naz:Nası emin olabilirsin ki? Hiç hoşlanmam silahlardan, patlayan yüksek sesli şeylerden.
Hakan:O kadar geldik en azından bir dene. Sevmezsen zorlamıyacağım
Naz:Elinde silah olan birini zorlamak pek akıl karı olmaz zaten.
Hakan küçük bir kahkaha attı ve beklenti dolu gözlerle beni izlemeye başladı. Sonunda Pes ettim.
Naz:Offf. Madem geldik..
Hakan keyiflenmişti. Omuzumu hafifçe sıktı ve "işte benim kızım" dedi. Belki bu laftan hoşlanmam gerekiyordu ama beni sadece irite etmişti.
Hakan:Hadi girelim.
Naz:Yaşımız sorun olmayacak mı
Hakan yan Bi bakış atıp göz kırptı. Bu hakareti bana Özgürü hatırlatmıştı. Göğsüme rahatsız edici bir sıcaklık yayıldı. Telefonumu çıkarıp tekrar mesajlarımı kontrol ettim ama hayalkırıklığından başka bir şey yoktu.
Hakan kayıt işlemlerini halledip yanıma geldi. Kulaklık ve koruyucu gözlük taktık.
Hakan bikaç atış yaptı ve bana silahla alakalı birkaç şey gösterdi ama onu dinlemiyordum.Elime silahı tutuşturdu ve arkamdan duruşumu ayarlamama yardım etti. Kalp atışını sırtımda hissediyordum,hızlı atıyordu. Sonunda tetiğe bastım. Silahın gücü beni sarsmıştı.
Hakan:Nasıl hissediyorsun
Naz:Hoşlanmadım. Al.
Hakan silahı elimden aldı. Hayalkırıklığına uğramış gözüküyordu.
Naz:Sen devam et. Sonra eve gidelim lütfen.
Hakan:Buraya senin için geldik. Hoşlanmadıysan kalmamıza gerek yok.
Naz:Teşekkür ederim... Bugün cidden çok çabaladın...benim için. Pek keyfim yerinde değil... senin de moralini bozdum.
Hakan içten bir bakış attı.
Hakan:Senin için her şey değer.
Bu beş kelime kalbimi tekletmişti. Gözlerimin yandığını hissediyordum. Hakan aramızdaki mesafeyi kapattı ve beni kollarının arasına aldı. Ben de kendimi onun kollarına bıraktım. Onun bu içten davranışı için ağladım, yanımda olmasını istediğim adam için ağladım.

YIRTICI KUŞ Where stories live. Discover now