Cadı

13 4 0
                                    

Sessizlik... Karanlık... Birbirine çarpan nefeslerimiz...
Elim istemsizce Özgüre uzandı.
Naz:Özgür
Elim göğsünü buldu. Elimin altında atan kalbin ritmi benim de kalbimin ritmini bozdu.
Özgür az önce koca Bi tartışmanın ortasında değilmişiz gibi beni korkuluklardan geçti.
Özgür:Gel şöyle.
Ona uydum ve beni balkonun içine çekmesine izin verdim. İçerde seslerin yükseldiğini duydum, gürültülü bir kapı vurulma sesi. Özgürün gerildiğini hissedebiliyordum. İçeri girmek için bir hareket yapınca el yordamıyla kolunu tuttum.
Naz:Gitme
Ne cevap verdi ne de yerinden kıpırdadı.
Naz:Lütfen... Karanlıktan korkuyorum.
Özgür sonunda içeri girmekten vazgeçti,iyice yanıma sokuldu. Yan yana durduk bir müddet. İçerideki sesleri dinledik. Ama uğultudan bir şey anlaşılmıyordu.
Naz:Üzerine geldiğim için üzgünüm
Özgür:Sana çıkıştığım için üzgünüm
Başımı hafifçe omzuna yasladım.
Naz:Konuşmak istersen.... Herhangi bir şey hakkında...konu önemli değil... dinlerim.
Sesim fısıltı gibi çıkmıştı.
Özgür:Teşekkür ederim...
Sıkıntılı bir nefes verdi.Gergin konuyu üzerimizden uzaklaştırmak istedim.
Naz:Kurs sensiz çok sıkıcıydı. Benimle uğraşan kimse olmayınca o kadar iyi odaklanamıyormuşum.
Özgür neşeyle güldü. Kahkahası içimi ısıttı.
Özgür:Öyle mi?! Bunu öğrendiğim iyi oldu.
Hafifçe koluna vurdum.
Naz:Bana karşı kullanabileceğini düşünmemiştim. Böyle gıcık mı doğdun yoksa sonradan edindiğin bi özellik mi?
Kıkırdadı.
Özgür:Tamamen sana özel bir muamele.
Naz:Öyle mi?
Özgür:Hıhımmm.
O neşeli anı telefonumun çiğ sesi bozdu. Arayan Hakandı. Tuhaftı, neden aynı evdeyken arıyordu ki?. Telefonu açtım. Kaotik sesler geliyordu telefondan.
Naz:Alo, alo! Hakan orda mısın?
Hakan:Alo, Naz?
Naz:Efendim
Hakan:Naz.. Naz..Az önce... bir kavga... çıktı da..
Hakanın sesi kesik kesik geliyordu.
Naz:Hakan anlamıyorum. Sesin kesiliyor.
Hakan:Alo.. Alo... Şimdi duyuyor musun
Naz:Evet
Hakan:Az önce kavga çıktı da birinin kaşı açıldı onu hastaneye götürüyoruz.
Naz:Kavga mı çıktı? Hangi ara?Elektrik yok ki. Ne oldu? Anlamıyorum..
Hakan:Sonra anlatırım. Şu an pek konuşamıyorum.Araba kullanıyorum. Merak etme diye aradım. Sen ben gelene kadar bekle,tamam mı? ben seni bırakırım.
Naz:Yok yok hiç önemli değil. Sen arkadaşlarınla ilgilen.
Hakan:Bekle beni. Şimdi kapatmam lazım. Görü-
Telefon kapandı.
Özgür:Bi sorun mu var
Naz:Bilmiyorum... Anlamadım. Galiba az önce içerde kavga olmuş. Hakan birinin yaralandığından bahsetti. Hastaneye gidiyorlarmış. Tam anlamadım neler olduğunu. Sesi kesik kesik geliyordu. Arabanın içinde bir tantana olduğu kesin. Sonra anlatırım dedi. Bi de onu beklememi söyledi ...onunla gelmiştim de
Özgür:Seni ben bırakabilirim
Naz:Hakanı beklesem.. Ayıp olmasın çocuğa...
Özgür:Habersizce hastaneye giden o. Ayrıca ne zaman gelir bilmiyorsun.
Naz:O da böyle olsun istemezdi. Arkadaşının doğum günü mahvoldu.
Özgür:Parti dediğin olaylı biter.
Gittiğim son partiyi düşündüm. O kusmuk şöleni ahh....
Özgür:Hadi seni eve bırakalım.
Naz:Bu karanlıkta nası aşağı inices. Düşüp Bi yerlerimizi kırmayalım
Özgür:Telefon flaşını açarız. Hem bunca zaman niye açmadıysak...
Özgür telefonunu çıkardı ve flaşı açtı. Gözlerim kamaştı. Işığa alışınca gözlerimiz özgür elimden tuttu ve beni peşinden sürükledi. İçerde az kişi kalmıştı. Ortalık baya dağınık görünüyordu. Merdivenlere vardığımızda özgür "dikkatli ol, merdivenler biraz dik." dedi. Ağır ağır indik merdivenlerden. Özgür hala elimi sıkıca tutuyordu. Elim kocaman elinin içinde kaybolmuştu. Binadan çıkınca Özgür elimi bıkartı ve elini belime yerleştirdi. Hava serindi ama ben sıcaklıyordum. Özgür karanlığa rağmen sağı solu kontrol ederek ilerliyordu. Tedirgindi.
Özgür:Motoru bikaç sokak ileri park etmiştim. İstersen sen apartman girişinde bekle, ben motoru alıp geleyim.
Naz:Hayatta olmaz. Ben karanlıktan korkuyorum diyorum, sen beni tekinsiz apartmanın karanlığında beni bırakmaktan bahsediyorsun. Ne kadar uzakta olduğu umrumda değil, anca beraber kanca beraber.
Özgür:Kim derdi ki Asi Prensesimizin de biz ölümlüler gibi korkuları olacak... Hadi yürü bakalım o zaman. Sızlanmak yok.
Naz:Asi Prenses mi?
Kahkaha attım.
Naz:Prensesten ziyade cadı demeni beklerdim.
Özgür:Enteresan Bi bakış açısı.. Ama büyülü bir yanın olduğun doğru.
Karanlık için şükrediyorum şu an. Özgürün yüzümün şeklini ve rengini görmediği txgod.
Naz:Motorun nerdeyse gidelim artık. Hava serin hasta olucas.
Özgür:Sanırım birileri utandı, ha?
Naz:Özgüüürr...
Özgür:Tamam, tamam.
Koluna girdim ve yürümeye başladık. Ay ışığında sakin sakin yürüyorduk. Özgür de artık pek tedirgin değildi.
Naz:Yarın okula gelecek misin?
Özgür:Bilmiyorum.
Naz:Beni görmezden gelmeye devam edecek misin?
Özgür yürümeyi kesti ve bana döndü.
Göğsü hızla inip kalkıyordu.
Naz:Özgür...
Özgür Bi şey demiyordu. Elleri omzumu kavradı.
Naz:Özgür. Sen, iyi misin?
Özgür anlını anlıma yasladı. Artık tek düzensiz nefes alan Özgür değildi.
"Öö-özgür?" diye mırıldandım nefeslerimiz arasından.
Özgür:Şşşş...
Gözlerini kapattı. Sakinleşmeye çalışıyordu.
Özgür:Seni görmezden gelmedim. Sadece... Sadece.. Şunu bil ki... Eğer seni kendimden uzak tutuyorsam... Bu sadece güvenliğin içindir. Bundan sonra ne olacağını bilmiyorum... Öngöremiyorum.
Bana söz ver... Lütfen... Bilmem gerek... Benden haber alamazsan bu işin peşine düşmeyeceksin tamam mı? Söz.. Söz ver... Lütfen...
Naz:Özgür... Özgür.. Ben... Korkuyorum. Lütfen böyle şeyler söyleme... Ölecek gibi konuşuyorsun...
Özgür:Söz ver...
Naz:Benden bunu isteyemezsin...
Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Ağlayacak gibi hissediyordum.
Özgür:Naz... Lütfen.
İstemeye istemeye "söz" diye fısıldadım.
Dudaklarını kafamın üstüne bastırdı. Gözyaşlarımdan biri gözümden firar etti.
O sırada yüksek hızla gelen Bi arabanın sesini duyduk. Özgür hızlıca sesin geldiği yöne döndü. Arabanın farlarını üzerimizde hissederken araba ani bir frenle önümüzde durdu. Özgür bana doğru döndü ve "KOŞ!" diye bağırdı.

YIRTICI KUŞ Where stories live. Discover now