Bölüm 33

233 19 5
                                    


Satır arası yorumlarınızı bekliyorum:)

Keyifli okumalar..

🧚‍♀️🧚‍♀️

Alev'den;

Gözlerimi açtığımda siyah tavanla karşılaştım. Yine mi uyutmuşlardı beni? Bundan nefret ediyordum! Ne zaman tedavi edecek olsalar beni uyutuyorlardı! Bir anda odanın dışından gelen seslere kulak kesildim.

"Bakın Cengiz bey, bu böyle olmayacak? Kaç haftadır beni burada esir tutuyorsunuz Alev hanım için, ama bir işe yaramıyor. Sizde bunun farkındasınız neden hâlâ inat ediyorsunuz?"

"Sen işini yap doktor, gerisini kurcalama!"

"Ben gayette işimi yapıyorum Cengiz bey! Fakat Alev hanımın durumu evde tedavi etmelik değil, hastaneye gitmeli! Sizin anlatımınıza göre baya büyük işkencelere maruz kalmış. Ben evde tedavi edemem daha fazla!"

"Doktor! Odayı senin için hastane odasına çevirdik, ne istediysen getirdik fakat hâlâ konuşuyorsun. Sabrımı zorlama benim, yoksa-"

Cümlesinin devamını bildiğim için, boğazımdaki kuruluğu umursamadan Cengiz'e seslendim.

"Cengiz!"

Kapının dışında oluşan sessizlikle, odanın kapısı açıldı. İçeriye ilk Cengiz ardından benimle ilgilenen doktor girdi.

"Uyandınız mı efendim?"

"Yok Cengiz uyuyorum şuan bak. Te Allah'ım. Neyse ne oluyor, doktorla alıp veremediğiniz ne?"

Cengiz önce doktora, sonrada bana bakarak konuştu.

"Sizi evde tedavi edemeyeceğini söyleyip duruyor. Oysaki ne lazımsa getirdik, ama hâlâ ilgilenemem diyip duruyor!"

Cengiz'in konuşması bitince, doktor bir adım öne atarak konuşmaya başladı.

"Bakın Alev hanım, ben elimden geleni yapıyorum, bunu sizde görüyorsunuz. Kaç haftadır sizi iyileştirmeye çalışıyorum, fakat vücudunuzdaki yara ve çatlakları evde tedavi edemem. Hastaneye gitmeniz lazım."

Kadının konuşmasını pek kââle almayıp, başka bir soru yönelttim.

"Hasar tespiti yapıyorsun sürekli zaten. Bugünkü tedaviden çıkan sonuç ne?"

Kadın derin bir nefes alarak konuştu.

"Kaburganızdaki çatlak hala mevcut, belki farkında değilsiniz ama nefes alırken zorlanıyorsunuz. Kesik kesik nefes alıyorsunuz, derin bir nefes aldığınızda da canınız yanıyor. Sırtınızda ki bıçak yarasını hallettim, fakat yerinizde durmuyorsunuz Alev hanım! Daha ilk dikiş attığım an, işinizin başına geçtiğiniz için dikişiniz sürekli patlıyor. Bacağınızdaki sopa darbelerinden dolayı, etiniz baya bir hasar almış. Kolunuzdaki kurşunu çıkarttım onda bir sıkıntı yok. Ama yara iyileşene kadar kolunuzu oynatmamaya çalışın. Karnınızda da dikiş vardı, o dikişi bugün tekrar yeniledim. Elinizde ki ve ayağınızdaki morluklar içinde krem yazmıştım. Şimdilik onunla idare edin. Zaten pek bir morluğu kalmamış, kullandığınız ilaçlar vücudunuza iyi bir etki etmiş. Ama hala iyileşmiş sayılmazsınız."

Doktor konuştukça, bana geliyorlardı resmen!

"Doktor hanım! Tek göreviniz beni iyileştirmekti. Fakat kaç haftadır sürekli aynı şeyleri söyleyip duruyorsunuz. Size, hastanede olursak hangi araçlar lazım olur bize diye sorduk değil mi? Ne lazımsa söyleyin getirelim dedik. Söylediğiniz şeyleri fazlasıyla getirdik. Şimdi neyin nazını yapıyorsunuz da, sürekli ben yapamam, hastaneye gidelim diyorsunuz! Bugün. Bugün son kez tedavilerimi yapın, çünkü önemli bir işim var. Onun için ayakta olmak zorundayım. Anladınız mı?!"

EFİL (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin