EFİL (ASKIDA)

Bölüm 24

Vote ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

🦋

Sabah gözlerimi, yine ve yine çalmaya başladığı andan beri, durdurak bilmeyen telefonumun sesiyle aralamaya çalıştım. Olduğum yerden kalkmadan, elimi komidinin üzerine atarak telefonun yan tuşuna basarak, telefonun ekranını kapadım.

Kesin Aylin'di. Dünkü Salvador'la olan haberi görmüş olacak ki arıyordu. Telefonu kırmak üzereydim artık. Kafamı çevirip tekrar uyuyacaktım ki telefonun tekrar çalmasıyla, sinirden elimi uzatıp alarak, aramaya bakmadan yanıtladım.

"Ne var kızım! Durdurak bilmeden, ne diye beynimi sikmek ister gibi arıyorsun! Uyuyorum lan!"

"Oww, birileri bugün tersinden uyanmış galiba."

Telefondan erkek sesi gelince ekrana baktığımda, yabancı numara olduğunu gördüm. Sesi tanıdık geliyordu, ama çıkaramamıştım.

"Kimsin amınakoyayım, sabahın köründe arıyorsun!"

"Sakin ol Efil, birincisi sabahın körü değil saat 12'ye geliyor. İkincisi benim Salvador."

"Salvador? Ne oldu. Niye aradın?"

"O ne biçim soru lan! Küfür etseydin daha az koyardı. Kapatayım çok istiyorsan."

"Çok makul gecerdi aslında, ama durduk yere aramış olamazsın. Söyle sen ben dinlemeye çalışacağım."

"Uyan, uyuyan güzel, işlerimiz var."

"Ne işi?"

"Duyduğuma göre, Mert adında bir şerefsizi arıyormuşsun-"

Bir anda arkadan gelen seslerden sonra, Salvador'un inlediğini ve küfür ettiğini duydum.

"Senin elini sikerim rahat dur lan."

"Ne?"

Ne saçmalıyordu bu!

"Sana demedim, neyse evime gel. Sana göstermek istediğim birşey var."

"Birincisi sen benim Mert'i aradığımı nereden biliyorsun. İkincisi ben senin çalışanın mıyım lan it! Utanmadan beni ayağına çağırıyorsun. Çok önemli işin varsa kaldır o götünü, kendin gel!"

"Sen bilirsin, bu şerefsizi zaten kaç yıldır evimde besliyorum. Sende istemiyorsan... SELİM İCABINA BAKIN ŞUNUN!"

"Siktir lan, Mert şuan senin yanında mı? Siksen inanmam."

"Deneyelim o zama-"

O an bir yumruk sesi işittim. Ve sonra tekrar Salvador'un sesini.

"Ahh, seni şimdi sikmez miyim ben oruspu çocuğu. Burnumu kırdın pi-"

Telefonu kapatarak, yatakta oturur pozisyona geldim. Uykumun içine şıçmışlardı. Yataktan kalkarak banyoya girip ılık bir duş aldım. Banyodan çıkıp üzerime şort atlet giyerek odadan çıkıp aşağı kata indim. Salondan gelen televizyon sesiyle oraya gittiğimde Cengiz ve Serdar'ı film izlerken gördüm.

"Hayırdır lan, ne bu rahatlık. Babanızın eviymiş gibi?"

Diyerek alayla konuştum.

Cengiz ayaklarını sehpanın üzerinden indirip, ayağa kalkmaya çalıştığında, dengesini koruyamayıp koltuğa tekrar düşer gibi oturdu.

Elini destek almak için Serdar'ı tuttuğunda, Serdar bir böceği üzerinden silkeler gibi, elini üzerinden atıp ayağa kalkarak bana baktı.

"Kusura bakmayın Efendim. Normalde dışarıdaydım, fakat salondan gelen sesle içeriye girdiğimde bu..." Diyerek Cengiz'e dönüp suratını buruşturarak konuşmasına devam etti.