14

392 46 31
                                    

Eliyle saçlarını geriye itti Hoseok. Karşısında bulunan boy aynasından kendisini süzdü dikkatlice. Baktıkça kendini beğenmemeye başlamış ve bu durum kendisini sinir edince fotoğrafını çekip gruba atmıştı. Dakikalar içinde arkadaşları kendisine dönüp güzel olduğundan bahsetmişlerdi. Bu Hoseok'u pek memnun etmese de odasından çıkmasına yardımcı olmuştu.

"Hoseok nereye gidiyorsun?" Jiwoo'nun sorduğu soru sayesinde olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı. "Bir işim var cadı. Akşama evde olurum." Kardeşi yüzünü ekşitmişti. "Akşam derken saat kaç gibiden bahsediyorsun? Saat öğleni geçiyor."

"Ben seni haber ederim. Yalnız kalmak istemiyorsan arkadaşlarını çağırabilirsin." Dedi. "Hayır, olmaz. Onları çağırırsam senden konuşurlar hep ve ben sinirlenirim."

"Neden sinirleniyormuşsun?" Kaşlarını çattı Jiwoo. "Abimi kimseyle paylaşmak istemediğim için olabilir mi?" Birbirlerine sarıldıktan sonra Jiwoo abisini uğurlayıp sevgilisine yazmıştı hemencecik. Hoseok kardeşine Yoongi ile buluşacağından bahsetmese de Jungkook Jiwoo'ya bir şeyler çıtlatmıştı.

Hoseok oturduğu evden çıktıktan sonra kapının önüne bekleyen taksiye binip gideceği yeri söyleyip arkasına yaslanmış ve yolu seyretmeye koyulmuştu.

Bir kafe bara gidiyordu. Jungkook'un da dediği gibi iyice araştırmıştı orayı. Seul de bulunan meydanlardan birindeydi ve yeterince aktif bir yerdi. Geceleri tahmininden daha fazla insan ziyaret ediyordu orayı. Güven veren bir yere benziyordu. Hoseok fotoğraflarına bakarak bunu düşünmüştü. Yorumları da okuduktan sonra içi rahatlamış ve Yoongi'ye geleceğini söylemişti.

Şimdi ise gidiyordu. Taksiyle 20 dakika da orada olacağı yazıyordu. Artık bir araba almalıydı. Bunu uzun zamandır düşünüyordu ama bir türlü karar veremiyordu.

Kendinden emin olmayan bir şekilde Yoongi'nin attığı konuma gidiyordu. Neye nasıl cevap vereceğini detaylıca düşünmüştü. Onu ilk defa ayık kafayla görecekti ve bu yüzden biraz heyecanlıydı. Evet, ilk aşkı olabilirdi ama onlar eskiden arkadaşlardı. Pek iletişim kurmasalar da sınıf arkadaşı olmuşlardı uzunca bir süre. Hoseok onun nasıl değiştiğini gündüz gözüyle görmek istiyordu.

Arkadaşlarına da yola çıktığı haberini vermişti.

Seokjin kendisinin de oraya geleceğini söylemişti. Aklınca Hoseok'a sahip çıkacaktı. Hoseok ona bu konuda pek güvenmese de gelmesine izin vermişti. Seokjin ise çoktan çıkmıştı. Hoseok'tan önce varmış olmalıydı.

Taksici durduğunda Hoseok geldiklerinin farkına varıp ücreti ödeyip inmişti. Yoongi ile anlaştığı saatten çok önce gelmişti. Etrafı kontrol edecekti. Kendisini korumaya çalışıyordu. Ne kadar yapabilirse işte.

İçeri girdikten sonra gözleri Seokjin'i aramıştı. Bulur bulmaz da yanına gitmişti. "Naber?" Diyen Seokjin'e olumlu bir yanıt verip aynı soruyu ona sorup karşısına oturmuştu. Seokjin de aynı cevabı verdikten sonra Hoseok "Sen burada mı oturacaksın?" Diye sormuştu. "Her yere iyice baktım. Buranın konumu her yerden daha iyi. Sizi her yerden izleyebilirim yani."

Hoseok, Seokjin ile bir bardak kahve içerken saatini de kontrol etmeyi ihmal etmiyordu. "Sen nerede oturacaksın?" Dedi. "Bar sandalyelerinde otururum herhalde."

"Yine sarhoş olma da." İnternette dönen videosu aklına gelince ağlamak istemişti. "Yoongi ne zaman gelecek?" Seokjin konuyu değiştirmek isterken Hoseok'un da gözleri kapıya kaymıştı. Kimse yoktu. "Daha vakit var. Erken gelirse aslında iyi olur. Hemen oturup konuşur ve ondan kurtulurum."

"Erken gelme ihtimali varsa sen hemen benden uzak bir yere geç. Beni görmesin." Onu haklı bularak "Gidiyorum ben." Diyerek Seokjin'e gösterdiği yere geçti.

First Love |SopeWhere stories live. Discover now