1

425 46 65
                                    

Tükenmişlik nedir? İnsan nasıl tükenir yada nasıl tüketilir? İnsanların çoğu anlamaz ama depresif görünenler her zaman tükenmiş yada ölme meraklısı değildir

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Tükenmişlik nedir? İnsan nasıl tükenir yada nasıl tüketilir? İnsanların çoğu anlamaz ama depresif görünenler her zaman tükenmiş yada ölme meraklısı değildir. En mutlu görünen insan en fazla derdi olandır. Sadece kendilerini öyle görmelerini istemezler. Bazen ebeveynlerin davranışlarını ezberler insan. Onlar da bizim gibiymiş. Yeni anladım bunu. Daha erken öğrenmiş olsaydım belki aşabilirdim bütün bunları. Bazen sonlar da başlangıç olabilir. Benim sonum başka bir insanın başlangıcı olabilir. Tüm bu hayatım boyunca insanlara mutlu yüzümü sundum ama kimse içimde kopan fırtınaları bilmedi.
Sonuç olarak..

Şu anda bu durumda olmamım sebebi bu. Seul şehri ayaklarımın altında. Cidden bu kadar güzel miydi bu şehir? Bana bu kadar kırgınlık yaşattığı halde. En kötü anılarımı yaşattığı halde. Sanırım fazla uzattım bunu. Artık bırakmalıyım kendimi.
Son kez baktım Seul'lün güzelliğine bir daha görmek istemediğim halde. Arkamı döndüm ve kendimi boşluğa bıraktım.

Sanırım intihar etmeyi düşünürken bu kadar korkmamıştım. Tüm anılarım iyisiyle, kötüsüyle gözümün önünden geçmeye başlamıştı. Yere düşmeyi beklerken belimde bir çift el hissettim. Gözlerimi açmak istemedim. Tekrar dönmek istemedim o hayata. Belkide ölmüştüm.

Bunları düşünürken yukarıya hareket ettiğimi fark ettim. Gözlerimi zor bela açmıştım. Tekrar binanın üstüne gelmiştim. Karşımda muhteşem güzelliğe sahip beyaz kanatlı benim yaşlarımda bir çocuk vardı. Bana bakan bir çift kahverengi göz vardı. Bana durgun bakan o kahverengi gözler.

" Bunu neden kendine yapıyorsun?" sesi okyanus kadar derin ve o kadar üzgündü. " Neden intihar etmeye çalışıp kaçıyorsun?" Bu sözleri söylerken en üzücü bakışını attı bana. 'Bana üzülmene gerek yoktu ki. Zaten kimse önemsemedi şimdi biri önemsese ne olacak ki. Hemen düzelecek miyim? Sence intihar etmekten vazgeçecek miyim? İnsanlar yine bana o iğrenir gözlerle bakmayacak mı? SÖYLESENE NE DEĞİŞECEK HA! NE DEĞİŞİCEK!'. Son söylediklerimde biraz sesim yükseltmiş olabilir. O soğuk kahverengi gözler bana artık kızgın bir şekilde bakıyordu. " NE Mİ DEĞİŞECEK? KENDİN! KENDİNİ ÖNEMSİYECEKSİN! BU YARALARIN! HEPSİ O İNSANLARDAN DUYDUĞUN SÖZLER İÇİNDİ DEĞİL Mİ? ". Bir dakika, o yara izlerini nerden biliyor? 'Sen nerden biliyorsun yaralarımı?' Bana yine o üzgün gözlerle baktı ve kolundaki yara izlerini gösterdi. " Gerçekten çok acıttı." Bunlar benim kolumda olan yaralar ile aynıydı. 'Ne yani benim yaralarım.... Bu nasıl ?' Minik adımlarla bana yaklaştı, benim omuzlarımdan tutup çevirdi ve hem kendini hem de beni bir yere oturttu. " Biz melekler ile siz insanları birbirimize bağlıyız. Mesela sen kolunun bir yere vurduğunda acıyorsa benim ki de aynı şekildi acıyor.". Ne yani benim meleğim bir erkek mi? Daha doğrusu benim bir meleğim mi varmış şimdi? 'Dur bi dakika bu bir rüya değil mi? Yada bana şaka yapıyorsunuz?.' Bana anlamaz gözlerle baktı ama sonra aydınlanmış gibi bana döndü " Kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Lee Felix." Samimi bir gülümseme ile elini uzattı. Uzattığı eli tutup cevap verdim. " Bende Tae Byeol. Ve hala soruma cevap vermedin.". 'Şu anda elimi tuttuğuna göre sence rüyada mısın?' Doğru söylüyordu eğer ona dokunabiliyorsam nasıl rüyada olabilirdim ki? Bütün bunlar çok karmaşıktı. Belki bu benim için ikinci bir şanstı yada ikinci bir ızdırap.

Angel Boy / Lee Felix Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt