7. BÖLÜM: Henüz Yapabiliyorken Çek İçine

41 11 13
                                    

"Bunu yapamayız Tom!"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bunu yapamayız Tom!"

Kadının endişeli ve sinirli sesi odayı doldurmuş, içerisinin az mobilyaya sahip olması sesinin yankılanıp duvarlara, oradan da lily'nin kulak zarlarına vurmuştu.

Kollarında hâlâ adını anımsayamadığı iğneli serumlar ve şeffaf sıvılar bulunmaktaydı.

Yattığı sedyede yıllardır haps olmuş, esir tutulmuş ve ömrünü bu yatakta tüketmiş gibi hissediyordu.

Seslerindeki boğuk tını sanki derin bir okyanusta koca delikli bir fıçıya konulmuş, tek gözlü ve topal bir korsan tarafından denize atılmış kadar uzaktan ve belirsiz geliyordu.

Gözlerini açalı yaklaşık çeyrek saati bulmuş olmalıydı ve neredeyse geri kapanması için tanrıya yalvaracaktı.

Yaklaşık iki adım ötesinde; elinde çantayla gitmeye hazırlanan kumral bir kadın ve kahve tonlarında, hafif dalgalı saçlara sahip bir beyaz gömlekli duruyordu. Tartışıyor, tartışıyor ve lily'nin kafasını daha da mümkünmüşçesine şişiriyorlardı.

"Anlamıyorsun." diye çıkıştı adam kadının omzuna dokunup hafif sıktıktan sonra. İsminin Thomas olduğu yeni yeni beynine kazınmıştı.

"Onu ulu orta açığa çıkartamayız, daha amaçlarını bilmiyoruz."

Dean, araya karışmış ve öbür kısımlarından daha açık duran saçlarını geriye atıp bir kaç adım uzaklaştı. Alnı kırışmıştı ve kaşları bir ok kadar aşağıya sivrilmişti.

"Asıl sen anlamak istemiyorsun Tom, başımızı belaya sokacaksın ve tüm meclisi hatta ve hatta hükümeti kendine düşman edeceksin. Gerçekten bunu mu istiyorsun?"

Lily sedyedeki yastığı arkasından çekip kollarıyla yatağa tutunduğunda ve duvardan destek alarak ayağa kalktığında düşmekten kılpayı kurtulmuştu. Başı dönüyor, kulakları çınlıyor ve ayakları karıncalanıyordu.

"Benim hakkımda mı konuşuyorsunuz ?" dedi yorgun bir tonla. Konuşmaya bile mecali yoktu ve kilometrelerce uzanan bir yolda koşmuş gibi nefes nefese kalmış, alnında ter damlacıkları oluşmaya başlamıştı.

Doktor kadına son kez sert bir tavır takındıktan sonra "Bana biraz süre ver." diye fısıldadı. Konuşması bir duvar kadar soğuk olsa da kadının içini ısıtacak bir yalıtımı vardı bu duvarların, soğuk işlemezdi yüreğine. "Sadece bir karar verene dek Deana, söz veriyorum bizzat Bakan'a ben haber vereceğim."

Hemşirenin konuşmasını dinlemeden lily'nin yanına koca bir adımda varmıştı ve tekrar oturması için sedyeyi işaret etti. Genç kız burnunu kırıştırıp kıvırınca onun da yanı başındaki kadın gibi kaşının ortasında iki çatallı bir patika çıkmıştı.

Birbirlerinin ikiz kopyaları gibiydi ve tanrı onları yan yana getirmesi gerekirken karşı karşıya bırakmıştı.

Onluk yapbozlara benziyorlardı. Her köşe ve kenar oturmuştu lakin ikisi bir türlü resmin tamamlanmasını engelliyorlardı.

ARAF| Ejderhanın KalbiWhere stories live. Discover now