5.BÖLÜM: Terk Edilmiş Kalper Müzesi

79 15 106
                                    

Tiz ve sistematik bir çığlığı andıran bip'leme sesi

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

Tiz ve sistematik bir çığlığı andıran bip'leme sesi...

Huzurlu hissettiren ama bir o kadar da sert bir yatak...

Ve hatıralarını zorlamasına rağmen nedenini hatırlayamadığı hafif burun tıkanıklığına çare olan B vitamini...

Bu üçlü kombinasyon onu bulanık anılarımda tek bir kesitte topluyordu: Hastahane!

Tanrı şahittir ki zihninin bulamaç dönemlerinde iken bile oradan nefret ediyor, onu daha çok hasta ediyorlardı.

Hasta?

Şuan hasta mıydı?

Pek sanmıyordu.

O zaman göğsünün on beş santim üzerindeki bant ve kablolar, her iki kollarındaki serumlar ve ağzına sokulan, öğürme isteğini tetikleyen cisimler de neyin nesiydi?

"Hey, Diane!" dedi genç bir erkek sesi. Tınısı Thomas adlı doktorla tıpatıp aynıydı ve sanırım aynı kişiden bahsediyordu.

"Efendim Tom, bir sorun mu var ?" 

Diane - kızın ismi duyabildiği kadarıyla böyleydi - parmaklarının arasına silah tutuyormuş gibi iğneyi ve camdaki şeffaf sıvıyı tavana doğrultmuş, meslektaşının - veyahut asistanın, şuan için bir kanıya varmak oldukça zordu- ikazı ve seslenişi onu kendisine çekmişti.

"Hasta" dedi özgüvenli ve heyecanlı bir tonla. " Uyanmaya başladı, tedavilere yanıt veriyor."

Beyaz eldivenli parmaklarını kadının omzuna hızla dolayarak sarıldı ve "Başardık " diye fısıldadı hızlıca. "İkimiz, beraber!"

Kadın, yaklaşık 3 yıldır aynı binada çalıştığı ve el altı getir götür işini yaptığı doktorunun çocuksu tavrı karşısında ağzı açık kalmış, dişlerini mutlulukla sergilemişti.

"Evet,bu bizim için bir ilkti."

Hafif kekeliyor olması yanaklarını olduğundan daha fazla ısıtmaya başlamıştı ve önünde meclisin en iyi kadrosuna sahip Baş hekimi olan Thomas Watkins vardı.

'Çeneni bir zıp zıp topu gibi açma ucube!' dedi Diane kendi kendine içten sinirlenip. 'Ergen bir kız çocuğu gibi davranıyorsun...tıpkı insanlar gibi.'

İnsanlar...

Onlara hem gereğinden fazla benziyorlardı hem de en az kendileri kadar tehlikelilerdi.

Tehlikelilerdi çünkü içlerinde bulunduğu sınıflara mevcut değillerdi. Görünüşlerinden iyi bir melek veyahut zalim bir şeytana ait olduğunu saptamak oldukça imkansızdı.

Tehlikelilerdi çünkü değişken tavırlara sahiptiler. Her acımasız adamın içinde merhamet gizli, her bonkörün kalbinde ise sert bir taş mevcuttu.

ARAF| Ejderhanın KalbiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ