4.BÖLÜM: Kırık Pencereler

68 15 76
                                    

Et, kemik ve kan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Et, kemik ve kan...bol bol kan.

İnsan bedeni ve hareketleri, kilometrelerce damarlar, organlar, parçalar ve kalp.

Ah, atması bile saçma olan en işlevsiz ek olabilirdi.

Sarah insan olamayacak kadar şeytanlaşmıştı ancak o türle de ister istemez etkileşimde bulunmuştu.

Tiyatro, perdeler, sahneler, gösteriler, kırmızı ve siyah koltuklar, kızıl halılar, figüranlar ve gizlice soktuğu bayat patlamış mısırlar...

Damarlarında kanla beraber kalplerinde tik tak sesleri çıkarıp pıt pıt diye atan bu iki ayaklı canlılar arasında ne kadar tiksinse de içindeki aç yangını körüklemek istiyordu.

Sanat, sanat içindir; tıpkı benim gibi alevler içinde cambazlık yapan iblislerin ve kötülüğü parmaklarında ustaca çeviren hokkabazların.

Marcelina hâlâ yüzünde küçük bir ihtimale karşı tuttuğu 'meleksi' ifadesi Sarah için önemsizdi o an.

O, etkilenmemeyi kuşlara, uçurtmalara, rüzgara,kara ve yağmura; uçan her türlü cisme odak kesilirken öğrenmişti.

Anne...

Bebek olmasına karşın hayal meyal hatırladığı o uçuşan ve küle dönen bedeninin ruhu kim bilir hangi uçurumdan atlamış, bulutlarda süzülmüş ve yıldızlarda takılmıştı.

Babasının aksine annesi daha neşeli ve iyi bir kadındı...bir iblis ne kadar iyi olabilirse o kadar sevecen ve şefkatli.

Bay Derek orduyu teftişe gittiğinde genellikle görevi günler, haftalar hatta aylar sürer, annesi bebek Sarah'a bu vakitlerde dünyada görmüş olduğu küçük ayıcıklı ve göbeğinde jelatin kaplı kekler yapardı.

Babasının verdiği o iğrenç , at lapasına benzer buğday rengi öğünü onu her daim iğrendirir, zorunda kalmasa ölmek uğruna bile olsa yemek istemezdi.

İçinde sadece iğrenç vitaminler ve vücudunu güçlü tutacak bir kaç ek gıda vardı.

Ah, güç de vitamin de canı cehenneme. Hâlâ o ayıcıklı ve jöleli kekleri istiyordu.

Tiyatrolarla ise tamamıyla şans eseri tanışmıştı.

Sanki meleklerin o öve öve bahsettiği ve ayinleştirdiği 'şans' kavramında olduğu gibi evrendeki tüm pozitif duygular toplanmış, ona küçük bir sürprizde bulunmuşlardı.

"Belki de yollarını kaybetmişti pozitif şans ." diye düşünürdü bazen Sarah, "Çünkü evrenin en sıcak, ateşli, kavurucu yerinde hapsolmuşken tanrının hediyeleri insanların Noel babaları ve şükran günleri kadar aldatıcı ve komikti."

ARAF| Ejderhanın KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin