[05]

51 9 26
                                    

Herkese uzun bir aradan sonra merhaba!!! Arayı açtık biliyorum.😔 Aman ya ne olacak di mi?🥹 Umarım beğenirsiniz. Lütfen oylamayı ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.🫂💚

(Mina'dan)

Odaya giren güneş ışıklarıyla birlikte sabah olduğunu ve benim artık yataktan kalkmam gerektiğini anlayınca sızlandım. Aklıma dün Chaeyoung ile yaşadığımız güzel anlar girince sırıtmama engel olamadım. Fakat Chaeyoung çoktan hazırlanıp çıkmıştı. Bana haber vermemesi her ne kadar beni üzsede benim yaptıklarımın yanında bu bir hiçti.

Çocuklara kahvaltılarını hazırlayıp verdikten sonra kahvemle salonda gazete okurken Hari koşarak odaya girdi.

Hari "Anne, Youngseo ile bahçede otururken bir abla bahçeye girdi ve seni sordu."

"Hari...Neden bana hemen haber vermiyorsun? Hâlâ dışarıda mı?" ayaklanıp Hari'nin yanına ilerledim.

Hari "Zaten hemen senin yanına geldim. Şu an hâlâ bahçede."

"Bir bakalım..."

Hari ile bahçeye ilerledik ve gelen kişinin Jihyo olduğunu gördüğüm an yerime çivilendim. Jihyo, Youngseo ile gülüşerek oynuyordu. Hari bana şaşkın bakışlarını göndermeye başlayınca kendime gelip Jihyo'ya doğru ilerledim.

Sessizce "Senin burada ne işin var?" diyince gülüp elini omzuma koydu.

Jihyo "Seni özlemiş olamaz mıyım?"

Elini tutup indirip sinirle tısladım "Kes şöyle davranmayı! Çocuklar burada."

Jihyo "Sana daha çok benziyorlar..."

Hari "Anne, bu abla kim?"

Jihyo elini Hari'ye uzatıp gülümsedi.

Jihyo "Ben annenin arkadaşıyım. Adım Jihyo. Neyse ki ben, seni tanıyorum küçük hanım."

"Hari, Youngseo'yu da alıp içeri gir."

Hari sözümü hemen dinleyip Youngseo'yu içeri götürdü.

"Bak Jihyo! Aramızdaki her şey bitti. Sana daha fazla nasıl anlatabilirim. Cidden bilmiyorum ama artık hayatımdan çık. Bu sokağa bile adımını atma."

Jihyo "Mina bunu bu kadar kolay mı sanıyorsun. Bizim bir geçmişimiz var..." ellerimi tutunca geri çekmeye çalıştım ama bırakmıyordu.

"Biz sadece seviştik Jihyo! Ki çok pişmanım. Böyle bir hata yaptığım için. Herhangi bir duygusal bağ olmaması gerektiğini de baştan sana söyledim. Sen tutulduysan bu benim suçum değil. Ben karıma aşığım. Gerçekleri kabul et."

Jihyo "Aynen. Karına aşık olduğun için benim altımda günlerce inledin."

(Yazardan)

Mina, Jihyo'nun dediğiyle bir tokadı hızla yanağına yapıştırdı. Jihyo ağzındaki acı dolu gülüşle Mina'ya baktı.

Jihyo "Ona aşık falan değilsin. Sadece onu kaybetmekten korkuyorsun."

"Kendini kandırmaya devam et. Benim için sadece bir eğlenceydin, Park Jihyo. Ben sadece seni kullandım" Mina yüzündeki küçük düşürücü sırıtışla Jihyo'yu omzundan itti.

Jihyo "Bakalım karın gerçekleri öğrendiği zamanda benimle oynamaya devam edecek misin?"

Jihyo, bahçeden çıkacakken Mina kolundan tuttu.

"Dur durduğun yerde. Eğer böyle bir şey yaparsan senin için çok kötü şeyler olur."

Jihyo "Ne bok olursa olsun. Şu andan itibaren umurumda bile değil."

korku (michaeng)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ