[02]

69 17 41
                                    

   Yağmur damlaları azar azar yüzüne temas ettikçe hissettiği gerginlik hafifliyordu ama asla yok olmuyordu. Yaklaşık yarım saat önce aynı anda yaşadığı duygular ona sarhoşmuş gibi hissettirmişti. Yanındaki bedene kafasını çevirip yüzünü incelemeye başladı. Amacı yüzündeki mimiklerden ne hissettiğini anlamaya çalışmaktı. Yanındaki beden de kafasını Mina'ya çevirince Mina hemen önüne döndü. Yanındaki beden aralarındaki gerici sessizliğe dayanamayıp konuştu. 

X: ''Mina sen iyi olduğuna emin misin?''

Mina: ''Evet, iyiyim. Merak etme. Sadece biraz başım dönüyordu ama geçti.'' diyip en güven verici gülümsemesini sunmaya çalıştı. Mina'nın çok iyi bir oyuncu olduğu söylenemez ama elinden geleni ortaya sunar. 

X: ''Peki. Ama kendini zorlama olur mu? Bu aralar kendini çok yoruyorsun. Hey, yoksa sen yeteri kadar beslenmiyor musun?'' yanındaki beden kaşlarını çatıp elini Mina'nın omzuna koydu.

Mina tebessüm edip kendini yanındakine bedene tamamen döndürdü. 

Mina: ''Belki de böyle nokta atışı yapman beni korkutuyordur Bayan Jeongyeon.''

Jeongyeon, Mina'nın dediği şeyle kendini tutamayıp güler. Eliyle Mina'nın omzunu sıvazlar ve elini geri çeker.

Jeongyeon: ''Bu yüzden güzelce beslenmelisin. Seninle çarpıştığımızda bayılacak gibiydin.'' diyip üzüldüğünü belli edercesine kafasını eğip kaldırır.

---------------------------------------------------------
flashback
---------------------------------------------------------

   Mina hızlı adımlarla önüne bakmadan ilerliyordu. Ta ki sertçe kendisinden uzun olan bir bedene çarpana kadar. Çarpışmayla ikiside sertçe yere kapaklandı. Mina zaten dönen başı ve bulanan midesiyle kendisini kötü hissetmiyormuş gibi bir de bu yaşanmıştı. Elini altındaki bedenin iki yanına koyup kafasını o bedenin göğsünden kaldırdı. Altındaki bedene bakmaya utanıyordu. Dakikalar önce yaşadığı utanç ona çok fazla gelmişti. Bir de bu durum...

   Mina, gözlerini hemen altındaki gözlere çevirince gözlerini kocaman açtı ve hemen ayaklandı. Tek kelime edemezken yerdeki bedene baktı. Elini uzatmak istedi ama daha kendini zor ayakta tutuyorken yerdeki bedeni kaldıramazdı. Yerdeki beden Mina'yı tanıdığı için hızlıca ayaklandı ve önce üstündeki tozları uzaklaştırmak için üzerini silkeledi. Sonra güven verici güzel gülümsemesi ile kocaman gülümsedi ve gözlerini Mina'ya dikti.

Jeongyeon:''Minari kusura bakma ya önüme bakmadan yürüyordum. Bu yüzden seni göremedim...''

Mina, Jeongyeon'un dediklerine odaklanamıyordu. Tek yaptığı şey Jeongyeon'un suratına bomboş bakmak olunca Jeongyeon endişelenmeye başladı ve ellerini Mina'nın omuzlarına yerleştirdi.

Jeongyeon:''Hey, sen iyi gözükmüyorsun. Bir şey mi oldu? İyi misin?''

Mina:''B-ben...'' sözünü tamamlayamadan sendeleyince Jeongyeon tutuşunu sıklaştırdı.

Jeongyeon:''Önce seni güzel bir yere oturtalım.'' diyip Mina'yı sakin olan banklardan birine doğru götürtüp oturtur.

---------------------------------------------------   flashback bitiş ---------------------------------------------------

    Mina hatırladıkları ile gözlerini kapayıp açar. Birden eve ne kadar geç kaldığı kafasına dank eder. Endişeyle ayağa kalkıp Jeongyeon'a bakar.

Mina: ''Yardımların için çok teşekkür ederim Jeongyeon. Ama çok geç oldu benim hemen eve gitmem lazım.''

Jeongyeon: ''Lafı bile olmaz. Ama kendin böyle eve gidebilecek misin? Bırak sana eve kadar eşlik edeyim.''

korku (michaeng)Where stories live. Discover now