14

13.8K 1K 559
                                    

Gereksiz: günaydın

Gereksiz: melodi

Gereksiz: uyanman lazım

Gereksiz: geç kalacaksın

Siz:

Siz: valiz diziyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Siz: valiz diziyorum

Gereksiz: valizi son on dakika mı dizmeye karar verdin?

Siz: aslında sabah erkenden kalkıp dizecektim de

Siz: birileri gizlice odama girip benle iki saat konuşunca

Siz: uykumu alamadım

Gereksiz: kimmiş o eşşoğlu eşek gidelim boyunun ölçüsünü alalım bi

Siz: sen

Gereksiz: he

Gereksiz: pardon ya

Gereksiz: eşşoğlu eşekleri sevin, eşşoğlu eşekler cici

Siz: eşek oğlu eşekler*

Gereksiz: her iki türlü de bahsedilen kişi ben olmuyor muyum?

Siz: evet

Uzay'a son mesajı atıp gülerek telefonu bez çantama attım. Beyaz valizimin içine sıkıştırdığım bin bir türlü bakım malzemesiyle bakışarak dudağımı dişledim. İçimden valiz kapansın diye dualar ederken Nil söylene söylene yanıma gelmişti. "Kızım çabuk ol, saat yediye geliyor. 10 dakika sonra kapıda olacaklar!"

Sıkkınca nefes verirken Nil'e valiz kapağının üstüne oturmasını söyledim. "Of Nil, bu hâlâ kapanmıyor!" O, valizin üstünde zıplarken ben de fermuarlarını çekiştiriyordum. İki dakikalık bir uğraş sonucunda valiz kapanmıştı. Ama ecel terleri dökmüştük.

Nil ile ellerimizi tokuştururken gelen mesajla bahçeye inmeye başladık. Beyaz valizimi çekiştirirken valizle uyumlu siyah terliklerimi ezmemeye çakışıyordum. Üstümde  ince askılı yeşil bir bluz altımda ise normal bir kot şort vardı.

Bahçe kapısında bizi bekleyen büyük arabaya doğru kısmen koşarak adımladık. Demir ve Batu arabadan inip valizlerimizi bagaja koyarken biz Nil ile arka koltuğa yerleşmiştik. Arkada karşılıklı toplam dört koltuk vardı fakat altı kişi rahat rahat otururdu. Arkada bizim dışımızda Alev, Batu ve Buğra vardı. Begüm'e doğru seslendim. "Begüm, arkaya geçseydin ya hep birlikte kaynatırız."

Begüm'e gerek kalmadan Alev atladı lafa. "Ay, onun başka işleri var." Arabaya binen Demir'i göstererek kısık kısık güldü. Ben gözlerimi devirirken Betül ve Alev hâlâ gülüyordu.

"Hepimiz hazırsak, yola çıkıyoruz?" Demir dikiz aynasından bana bakarken gülümseyerek elimle 'tamam' işareti yaptım. O da bana gülümsedi ve arabayı çalıştırdı.

Yaklaşık iki saattir yoldaydık ve öndeki ikili dışında hepimizin gülmekten karnı ağrıyordu. O ikisi ise bizden ayrı takılmayı seçmişti. Demir yine arada sohbete dahil oluyordu fakat Begüm hemen sözünü kesip başka bir şekilde onu yine kendi sohbetine çekiyordu.

"Gençler, acıkmadık mı ya?" Buğra'nın sorusuyla hepimiz birden farklı farklı öneriler sunmaya başlamıştık. Aralarındaki en mantıklı öneriyse bir restorantda kahvaltı etmekti. Navigasyondan yolumuzun üstündeki en yakın restorantı işaretleyerek ilerlemeye devam ettik.

Araba, sarmaşık ve bitkilerle kaplı, çardakların olduğu bir kahvaltı yerinde durmuştu. "Gençleeer, bura baya otantik duruyor. Buraya girersek eksi otuz yıl yermişiz gibi hissettim. Yok olmak isteyen önden buyursun!" Batu'nun dedikleriyle biz gülüşürken Begüm Demir'in kolunu çekiştire çekiştire içeriye girmişlerdi.

"Ee, haydi maşallah! Bizde girelim." Buğra ve Batu güneş gözlüklerini takip yaptıkları bu berbat şakadan sonra önümüzden yürürken Nil, Alev ve ben en arkada kalmıştık.

Alev, fırsattan istifade ederek hızlı hızlı konuşmaya başladı. "Ayy, Begüm ve Demir çok yakışmıyor mu?" Heyecanlı bir sekilde ağzını tekrar aralamıştı ki ona fırsat vermeden Nil konuşmaya başlamıştı.

"Fark etmez olur muyuz, yolculuk boyu Betül çocuğu sıkıştıra sıkıştıra bir hâl oldu. Ama, Demir'in niyeti pek öyle değil, hepimiz Melo'dan hoşlandığını biliyoruz."

Ben Nil'e şeytani bakışlarımı atarken o dediklerinden memnun gözüküyordu. Alev ise göz devirmekle yetindi.

Yürümeye başlamıştık. "Tamam da o iki ay önceydi canım! Melodi, Demir'in teklifini kabul etmedi, arkadaş kaldılar. Yemeyenin malını da yerler yani Melo, kusura bakma." Alev konuştukça benim kaşlarım çatılıyordu.

"Yok canım, ne kusura bakacağım. Arkadaşız biz Demir'le. Madem birbirlerinde gönülleri var, ne diyelim yani. Değil mi Nil?" Son cümleyi Nil'e kızgınca bakarak söylemiştim.

Bu sırada bizimkilerin olduğu yere gelmiştik. Oturdukları masadan bir sandalye çekip Batu'nun yanına oturacaktım ki, bir anda çok tanıdık bir ses kulaklarımı doldurdu.

"Melodi!"

...

Selamlar, nasılsınız?

Bölüm nasıldıı? Kısa demeyin arkadaşlar, uzun karşıtı demeyin. Yapmayın, başka kriterlere odaklanalım. Ve oy atmayı da unutmayalım lütfen.

Beğenecegini düşündüğünüz arkadaşlarınızı da etiketlersek<3

Bu arada birkaç tane kitap hakkında yapılan edit gördüm🥹Arkadaşlar yaptığınız editleri bana da atın lütfennnn<3

İnsta ve tiktok; gizlibirinek

Gitarcı Galerim| YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now