7

21.2K 1.5K 732
                                    

Aynanın karşısında şöyle bir süzdüm kendimi. Tamam Melo, gayet iyisin! Son bir dokunuş olarak makyaj masamın üstünde duran glossu dudaklarıma sürdüm.

Saçlarımı açık bırakmış, üstüme siyah bir askılı, altıma bol ama mini beyaz şortumu giymiştim. Ayağımdaki sporlarla gayet güzel gözüküyordum. Aferim Melodi, güzel oldun!

Aynada kendi kendime göz kırptım ve omuzlarımı sağa sola hareket ettirdim, o kadar heyecanlıydım ki! Bu konserin anısı büyük olacaktı. Çünkü biz bu konsere Emre ile arkadaş girip sevgili çıkacaktık. Hissediyorum! 

Dişlerimi dudağıma geçirdim, olacaktı! O kadar heyecanlıydım ki, Gereksiz'i mesaj atana kadar unutmuştum.

Gereksiz kişisinden üç yeni mesaj.

Gereksiz: Son 2 saat. (:

Gereksiz: Bana yüzünü atmaya ne dersin?

Gereksiz: Belki konser çıkışı bir şeyler yaparız, yüzünü görmem gerekir seni tanımam için.

Siz: Foyanın ortaya çıkması için son iki saat. *

Kendi kendime gözlerimi devirip telefonu arka cebime aldım, ve evden çıktım. Telefonum bu sefer titrediğinde yazan Emre'ydi.

Emre: Aşağı in, geliyorum güzellik :)))

Okuduğum mesaj kalbimin ritmini bozarken merdivenlerden aşağıya iniyordum. Son basamağı da atlayıp düz zemine indiğim zaman ufak bir sevinç dansımı da eksik etmemiştim tabii.

Sitenin lobisindeki boy aynasından kendimi süzdüm. Arkadaşlar, bir söz vardır bilir misiniz? 

'Meclis değilim ama benimde bakanım çok.'

Tamam, kekoluğu bırakıyoruz. Hemen! Aşkoluğa geri dön. Suratıma takındığım ifade değişirken sağlam adımlarla çıkış kapısına doğru ilerliyordum. Dudaklarımı birbirine bastırdım, uzaklarda beyaz bir Audi görmemle ayağımı istemsizce yere vurup ritim tutmaya başlamıştım. Sakin ol, sakin ol.

Kapının önüne yaklaştığımda hızlı adımlarla ön kapıyı açacakken içerideki kadını gördüm. Gözlerim dolmak üzereydi, nefes alamıyordum. Çekmeye çalıştığım her nefes ciğerimi yakıyordu. Sanki dünya dönmeyi bırakmıştı, zaman durmuştu. Sadece ben ve çok uzaklardan bir ses.

"Melodiii? Orada mısın!" Hızlıca arka kapıyı açıp arabaya bindim. Buradan bir an önce def olup gitmek istiyordum. 

"Sana sürprizim buydu, Melodi. Sevgilim, Asya." Dolan gözlerimi çaktırmadan silip Asya denen kıza baktım. "Selam canım, Emre senden çok bahsetti! Umarım kötü bir görümce değilsindir. Ahahaha. Bir gün mutlaka yalnız buluşalım, senden daha Emre hakkında neler öğreneceğim kim bilir!"

Hızlıca kafa sallayıp başımı önüme eğdim. Keşke başım şu anda kopsa! Kopsa ve geberip gitsem. Yaklaşık yarım saatlik bir sessizlikten sonra artık konser alanındaydık.

Hızlıca arabadan inip tuvalete gitme bahanesiyle yanlarından ayrıldım. Gözlerim yanıyordu, kendimi hızlıca tuvaletlerden birine kilitledim. "Ne kadar aptalsın Melodi, ne kadar aptalsın!"

Elim saçlarımı buldu, yapmak istemiyordum ama kontrolumde değildi, saçlarımı diplerinden çekiyordum. Hızlı hızlı nefes alıp verirken tuvalet kapağının üzerinde gözlerimin kapanmasıydı tek hatırladığım şey.

Gözlerim aralandığında hızlıca ceplerimi yoklayıp telefonumu çıkardım. Hayır, hayır, hayır! Konserin bitiş saatine beş dakika kalmıştı ve ben tüm süre boyunca tuvalette kilitliydim!

Tuvaletten çıkıp koşarak insanların toplandığı yere geçtim, şarkıcılar selamlarını veriyordu. Herkesin içinde sinirden ağlıyordum artık. Fakat sonra, neredeyse bana orada kalp krizi geçirtecek bir an yaşandı. Uzay Kaan sahneye yeniden çıktı ve mikrofona doğru seyircilere bakarak bağırdı.

"Ben geyim!"

Etraftan çığlıklar yükselirken ben olduğum yere çivilenmiştim. Konuştuğum adam gerçekten oymuş. Bunca gün onunla konuşmuşum, hem de gey olduğunu bilmeden! Ay pardon, ona böyle demesini ben demiştim.

İnsanlar çığlık ata ata en arkaya doğru koşmaya başlamıştı. Ve ben, en arkadaydım.

...

"Şu halime bak, berbatım. Allah'ım, sana da şimdi işini öğretmek gibi olmasın da benim canımı kısa vadede alır mısın? Lütfen..." 

Bir yandan ağlıyor, bir yandan da konuşuyordum. İnsanlar, yüzü görünen kadın görmüş afgan erkosu gibi en arkaya, yani benim üstüme doğru koşunca benim yere düşmem çok normal bir gerçekti. Sanırım sağ kol bileğim kırılmıştı! Üstüne üstlük şu an yağmur yağıyordu, kırk derece havada!

Olayların üzerinden on dakika ya geçmişti ya geçmemişti, Emre'ye ulaşamıyordum ve beni bırakacak kimse yoktu. En kötüsü de, yere düştüğümde cüzdanımı çaldırdım, taksiye verecek param da yok!

Konser meydanının oradaki kaldırımda oturuyordum zavallı gibi. Yanımdaki hareketlenmeyle kafamı oraya çevirdim. Tanıdık bir yüz ve ses...Beni hem rahatlatmıştı, hem de heyecanlandırmıştı. "Seni bırakayım mı, Nota?"


...

Uzun bölüm dediniz, yazdım.

Tanıştır artık dediniz, tanıştırdım.

Sizde vote ve yorumları eksik etmeyin lütfen<33 Panoma da 'yb gelsin' yazarken arada bir de bana selam verirseniz mutlu olurum kendimi yalnız hissediyorum ıwdhıwuqdhxoqwd<3

Gitarcı Galerim| YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin