2 - 25 MİLYON

478 59 63
                                    

Bölüm 2: Okuduğum kitapta şöyle yazıyordu: "Fazla fedakarlık kişinin kendi kul hakkına girmesidir..."

Betül sabahın beşinde odamın kapısına dayanmıştı. Ne oluyor olabilirdi ki bu kadar önemli. Önemli olmalıydı çünkü beni uykumdan kaldıracak babayiğit henüz daha doğmamıştı.

 "Saat kaç Betül horoz musun sen?"  diye söylenerek kapıyı açtım. Berbat görünüyordu ve yüzündeki telaş içimde aniden beliren huzursuzluğun kaynağıydı.

"Mavi inan bana daha önemli problemlerimiz var"  diyerek elinde tuttuğu kağıtları masama koydu ve ellerini göğsünde birleştirip stresten ayaklarını sallayarak okumamı bekledi.

"Neee! Bu ne demek oluyor. Doğru mu okuyorum. 19 yaşında çocuğun ne senedi olur lann. Siz beni kalpten götürmeye mi çalışıyorsunuz? Şaka falan mı? O zibidi nerede?" Betül'ü yolumdan iterek hızla aşağıya inip kardeşim denen salağın odasına daldım."Sinaann !!" diye kükredim resmen. Ses seda yoktu. Betül'e seslenip nerede olduğunu sorduğumda 'Evde değil odasını toplarken yatağın altında buldum bunları'  cevabını almıştım.

"10 bin değil, 100 bin değil, 1 milyon bile değil lan tam 25 milyon... Yok ya bu şaka falan olmalı."

"Tamam bir sakin olalım. Eve gelsin konuşuruz" diyen Betül'e "Dalga mı geçiyorsun 25 milyonu tam olarak neresinden konuşacaktık."  Fazla çıkışmıştım. Kızın ne suçu vardı ki. Koltuğa oturup yüzümü ellerimle kaparken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Bu çocuk nelere bulaşmıştı böyle. Değil 25 milyon, bu çocuğa banka 5 lira bile vermezdi. 

Tutamadığım gözyaşlarımı silerken anahtar sesi duyuldu. Hemen ayaklanıp kapıya yöneldim. Sinan bizi bu halde görünce korkmuştu. Korkmakta biraz geç kalmıştı. 

"Bana anlatacak bir şeyin var mı?" sakince konuşmuştum. Bağırmanın çözüm olmayacağını biliyordum. "Bir şey mi oldu abla?" Ablan batsın. Sakin ol Mavi. Sakin ol.

"Tamam kısa keselim. 25 milyonu ne yaptın? Ve kim sana bu kadar para verdi?" Dosyaları önüne attığımda panik olmuştu. Koşarak odasına gittiğinde kendimi tutamayıp "Kaçmak bir çözüm değil Sinan Bey!" diye arkasından bağırdım. Büşra yanıma gelip "Elbet anlatacak. Biraz zaman verelim. O daha ergen üstüne gitmemiz işe yaramaz" dedi. Senet imzalarken ergen olmuyor ama.

Sinirimi bir şeyden çıkarmam gerekiyordu. Odama gidip kısa tayt ve üzerine sporcu atletini giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım. Çözüm Sinan'ı dövmek olabilirdi...

ARAS

"Abi ablam her şeyi öğrendi. Şimdi ne yapacağım. Bittim ben nasıl açıklarım bu durumu."

Mesaj sesiyle telefona baktım. Sinan'dı. Ela'nın arkadaşımın kardeşi dediği ve iş ayarlamamı, onun da yazılım okuduğunu, ilk senesi olduğu için yardım edebileceğimi söylemişti.

Yanıma geleli bir sene oldu. Benden özel yazılımlı kodlarda yardımcı olmam için sürekli başımın etini yiyordu. Normalde umursamayıp başımdan atabilirdim ama birincisi ablam ikincisi çocukta şeytan tüyü olduğundan abi kardeş gibi olmuştuk. Bir hafta önce yanıma gelip başının dertte olduğunu söyleyince durumun halledilebilir olabileceğini, bu yaştaki gencin ne kadar büyük derdi olabilirdi ki diye düşünürken önüme 25 milyonluk senedi koyduğunda sorunun büyüklüğünü anlamıştım.

| GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin