Orman Tehlikesi

763 79 75
                                    

Canlarım bol bol yorum yapalım lütfen.
İyi okumalar ♡

***

Dudaklarımı yavaş yavaş ondan ayırdım. Gözlerinin içine bakamıyordum. Çağan çenemden tutup beni kendine çevirdi. Vampirlerin kokusu olur muydu? Onun vardı. Beni mest eden bir kokusu.

"Bu evet demek mi oluyor." Dediği şeyle kaşlarımı çattım. Hala öpüşmemizin etkisindeydim. Ne dediğini algılayamıyordum.

"Ne evet demek mi oluyor," konuştuğum gibi bakışları dudaklarıma kaydı. Dudaklarıma bakarak konuşmaya başladı.

"Benden etkilenirsun değil mi dedim ve sende beni öptün bu da etkilendiğin anlamına geliyor." Bana sırıtarak bakmaya başladı. Ama ben tam tersi dehşet içindeydim bir anlık nefsime yenik düşmüş ve onu öpmüştüm.

Ama biz birlikte olamazdik. Sevgili olamaz evlenemezdik. O başka bir dünyada ben başka bir dünyadaydim.

(Yazar: He aynen Tuana, çağan marsta dogdu sen jupiterde Allah Allah)

"Evet etkileniyorum ama bu duygusal değil tamamen bedensel, cinsel bir çekim yani. Vücudunu seviyorum sadece. Sana karşı aşk gibi bir duygum yok."

Sırıtması bir anda bozuldu ve dudakları düz bir çizgi haline geldi. Evet vampirlerde uzulebilirdi. Onlarda aşık olabilir onlarda sevebilirdi. Bugün çağanın buz gibi olan kalbini kırmıştım ve kendimi affetmeyecektim.

"O zaman sen kendine başka bir oyuncak bul çünkü ben seni vücudun için değil kalbin için sevmiştim. Ama madem sen beni sevmiyorsun benimde senin etrafında dolanmamam lazım."

Bir adım geri attı ve gözlerime bile bakmadan arkasını dönüp evden dışarı çıktı. Hakettin Tuana. Gözlerim yanmaya başladı. Ve bir damla gözlerimden azad edildi.

***

Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Ama çağan hala gelmemişti. Ve ben başına bir şey gelmesinden korkuyordum. Bende onu aramaya çıkmıştım. Bu yaptığım biraz saçmaydı ama kendimi kötü hissediyordum. Benim yüzümden gelmiyordu.

Ormandaki ağaçların arasından yürüyordum. Evle aramda baya bir mesafe vardı ve kötü bir haberim vardı. Ben galiba kaybolmuştum. Ama bir şey olmazdı. Olmazdı di'mi?

Hava gittikçe kararmaya başlamıştı ve dolunay kendini açığa çıkarmaya başlıyordu.

Kararmaya başlayan ormanın içinde bir tane bile ses gelmiyordu. Bende bu ıssız ormandaki sessizliği bozup "çağan" diye seslendim.

Arkamdan üzerine basılan bir dalın sesi geldi. Hışımla arkama döndüm ve gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. "Çağan? Sen misin?" Hiç ses gelmeyince tekrardan önüme dönüp ilerlemeye başladım. Sincap falandı herhalde.

Hava artık tamamen kararmıştı. Gideceğim yolu aydınlatan şey yıldızların kıskanacağı derecede parlak olan dolunaydı.

Arkamdan bir çatırtı sesi geldi. Korkuyla o tarafa döndüm ama ortalıkta hiç bir şey yoktu. Ta ki... Çalılıkların arkasında bir çift parlak yeşil göz görene kadar.

Geri geri adım atmaya başladım. Bir anda hırlama sesi geldi. Arkamı döndüm ve koşarak kaçmaya başladım çalılıkların birbirine çarpma sesi geldi. Bu da o gördüğüm şeyin benim peşimden koştuğunu gösteriyordu. Arkamı dönüp ne kadar yakınlıkta diye baktım ama başımı döndürdüğüm an ayağım takıldı ve yere düştüm.

Arkamı döndüm ayağa kalkmaya çalıştım ama ayağım burkulmuştu. O yaratığa döndüm ve geri geri sürünerek kaçmaya başladım. O benim durduğumu görünce yavaşlamıştı. Yüzüne dolunayın parlak ışığı burdu ve onun ne olduğunu gördüm. O bir kurttu. Ya da...

Kurt adamdı... Ve beni öldürmek için peşimden koşmuştu.

Bir anda tekrar bana doğru koşmaya başladı. Çığlık attım ve kollarımı yüzüme siper ettim. Sanki işe yarayacakmış gibi. Kurtun üstüme atlayıp beni parçalanmasını bekliyordum ama bir türlü gelmemişti.

Bir anda yerdeki yaprakların birbirine sürtme sesi ısırma sesleri uluma sesleri gelmişti bu da kurdun bir şeyle boğuştuğunu gösteriyordu.

Ve ben çok korkuyordum..

VAMPİR DÜNYASITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang