VAMPİR DÜNYASI

"Kolyen ne güzelmiş..."

Leya Filmde vampirlerle ilgili bilgileri yanlış bulduğu için bunları eleştirip duruyordu. Ve resmen bize filmi izletmiyordu

"Bak mesela bu bilgi yanlış. Vampirler istediği her şeyi yiyebilirler."

Ülkü gözünü filmden hiç ayırmayarak "Hıhı evet," dedi. Aradan 2 dakika geçer geçmez Leya "Bu da yanlış her kurt adamla her vampir dost değildir," dedi. Bende gözlerimi filmden ayırmayarak sahte bir şaşkınlıkla "Ya öyle mi?" dedim.

Ülküyle ben onu resmen geçiştiriyorduk. Ama o hiç vazgeçmeden filmi eleştirmeye devam ediyordu.

"Bu da yanlış insan kanı içmeyen vampirlerde olur."

Ben başımı sallayarak "Tabii canım," dedim.

Leya tekrar "Bu da yanlış. İnsanlar vampir ısırınca değil insanlar vampir kanı içip ölürse vampire dönüşürler," dedi. Sabrım da buraya kadardı. Bilgisayarı kapatıp Leya'ya döndüm.

"Of Leya! Sus bi! Anladık bu filmdeki her şey yanlış!"

Ülkü tek kaşını kaldırıp "Hem sen bu kadar bilgiyi nereden biliyorsun?" dedi.

Leya gözlerini bizden kaçırıp "Peh! Nereden bileceğim? Şeyden.. Ee şeyden heh romanlardan falan ya," dedi.

Ülkü'de ona karşılık " tamam öyle olsun," dedi.

Ben konuyu değiştirip "Görünüşe göre biz film izleyemeyeceğiz. Ne yapalım o zaman?" dedim.

Leya biraz düşündükten sonra "En iyisi sizi teyzem ve eniştemle tanıştırayım." dedi.

"İyi olur. Kafamız dağılır." dedi Ülkü. Leya'nın odasından çıkıp salona gittik. O ve Yağız da salondaydı.

Leya samimi ve şirin bir ses tonuyla "Teyzecim, Eniştecim sizi Tuana ve Ülkü ile tanıştırmak istiyorum," dedi. Daha sonra etrafına bakındı "Galiba misafirlerimiz gitmiş," dedi.

Çağan'da Leya'yla dalga geçip "yok canım hala buradalar oturuyorlar görmüyor musun" dedi ve alaycı bir gülüş attı. Ve gözlerimiz buluştu. Hemen gözlerimi ondan çevirdim ve Leya'ya baktım. Leya çağanın dediğine gözlerini devirmişti. Ama umursamadı.

Can abi Leya'ya "Tanıştır bakalım," deyip gülümsedi.

Çağan Sesini kalınlaştırıp isminin Can abinin dediklerini tekrarladı. "Tonoştor bokolom," bu hali komik geldiği için kıkırdadım.

Yağız dirseğiyle çağanın kolunu dürttü. Galiba Can abiyle onun araları pek iyi değildi.
Tabii kim bununla anlaşabilirdi ki, geçimsiz!

Leya eliyle beni işaret edip "Bu Tuana ortaokul arkadaşım. Okulda Her zaman bana karışan erkekleri döverdi. Çok korumacıydı," dedi ve yüzünü bana döndürüp tebessüm etti.

Selin abla bana "İyi yapmışsın canım. Böyle devam," dedi.

Selin ablaya gülümseyip Can abiye döndüm. Ayağa kalkıp karşıma geçti. Ve bana tokalaşmak için elini uzattı. "Tanıştığıma memnun oldum Tuanacım,"

Elini sıkmakta tereddüt etsemde terbiyesizlik olmasın diye karşılık verip elini sıktım.

Can abi gülümseyip "Kolyen ne güzelmiş," dedi. Kolye deyince elim refleks olarak direk boynuma gitti.

"Ha yok. Benim değil. Leya ödünç verdi,"

Yağız hemen Leya'ya dönüp "Leya ödünç mü verdi. Sebep?" dedi.

Leya altta kalmayarak "Sanane yağız. İstersem hediye ederim," dedi.

Hediye kelimesini bastırarak söylemişti.

Şunu anlamamıştım neden herkes bu kolyeye bu kadar takıktı.

Çağan korkutucu bir şekilde sırıtarak "Yiyorsa et!" dedi.

Leya göz devirip Ülkü'yü de tanıttı. Biraz sohbet ettik. Selin abla çok tatlı biriydi. Ama Can abi için aynısını söyleyemezdim. O da biraz tuhaftı.

Aynı onun gibi.