"İyi geceler sevgilim.."

1.4K 84 41
                                    

"Ya kızım dursana! Fırlatıp durma! Canım acımıyor eşyalarına yazık oluyor!"

"Kışt, pist, hoşt! Git! Pis vampir! Kanımı ememezsin!"

Emre gözlerini devirip " Ya ben senin kanını niye emeyim. Yam yam mıyım ben?" dedi.

Gözlerimi kısıp "evet!" deyip elimdeki nefret ettiğim okuma kitabımı da kafasına attım. Ama o çevik bir hareketle kitabı havada yakaladı.

Pis vampir!

Emre bir anda ortadan kayboldu. Ve kollarımda bir baskı hissettim. Kollarım arkadan iple bağlanmıştı.

"Napıyorsun be! Hoşt!"

"Köpek mi kovuyorsun?"

Sahte bir üzgünlükle "Çok özür dilerim. Nolur affet. Vampir nasıl kovulur bilmiyorum!" dedim.

Emre beni odada ki çalışma masamın dönen sandalyesine oturttu ve ayaklarımıda oraya bağladı. "Pis vatan haini! Ne diye bağlıyorsun beni! Görende yerimde durmuyorum sanacak!"

"Öyle, yarım saattir bir şeyler fırlatıyorsun!" Gözlerimi kısarak ona baktım ve sırıttım.

***

Emre sızlanarak "Ya kızım dönmeyi bırak artık! Başın dönmüyor mu?" dedi. Bende daha fazla sırıtarak "yoo" dedim.

"Ya tamam çözeceğim seni," diyerek beni durdurdu ve önüme eğildi.

"Tuana beni birazcık bile seviyorsan beni oturup dinlemeni istiyorum, lütfen." Onun o güzel suratına kıyamadığım için gülümsedim ve başımı aşağı yukarı salladım. "Ama kanımı emmek yok," diyerek onunla dalga geçtim. O da bana gülümseyip başını salladı ve anlımı öptü.

Emre beni çözdükten sonra yatağımda karşılıklı oturmuş bana neler olup bittiğini anlattı.

Çağan'ın, Yağız'ın, Leya'nın, Selin ablanın, Can abinin, Batu'nun vampir olduğunu, o kolyenin içinde 'çetan çiçeği' olduğunu ve onu takan insana vampirlerin özel güçlerinin işlemeyeceğini, o kolyeye vampirlerin dokunamamasını eğer dokunurlarsa ellerinin yanacağını, Çağan'ın benim peşimde olduğunu ve daha bir sürü şey anlattı.

Şakınlıkla "ne yani sen 148 yaşında mısın?" dedim. Benim tepkilerim Emre'ye komik geldiği için güldü ve "evet" dedi. Bende dudaklarımı büzüp "hiçte göstermiyorsun" dedim.

Konuyu değiştirip ona acır bir gözle bakıp "şimdi sen antilop beyinli orangutanla aynı evde mi kalacaksın?" dedim.

Tabii ki Emre lakabımı biliyordu. Ne yani ona söylemeyecek miydim?

"Malesef, ama bugün senle kalabilirim" deyip gülümsedi.

Bu çocuk çok mu şapşikti?

Emre cebinden bir kutu çıkararak "Unutmadan şu kolyeyi takayım. Küssek bile sakın boynundan çıkarma," dedi. Başımı salladım ve saçlarımı boynumdan çektim. Emre geldi ve kolyeyi boynuma taktı ve oraya bir öpücük kondurdu. İçime bir kıpırtı gelmişti.

"Ya Emre ben sana aşık oldum galiba." Pat diye söylediğim şey karşılığında Emre afalladı ve bir adım geri gitti.

O bana aşık değil miydi?

Emre bir anda dudaklarıma yapıştı ve öpmeye başladı. Bende ona karşılık vererek dudaklarımı kıpırdatmaya başladım. Uzun ve tutkulu bir öpüşmeden sonra dudaklarımızı ayırdık. Emre alınlarımızı birbirine yasladı ve "bende sana çok aşığım" dedi.

Evet bu çocuk çok şapşikti:)

"O zaman bir kız olarak sana ben çıkma teklif edeceğim," dedim ve Emre'nin ellerini tuttum. "Emre Ateş hastalıkta sağlıkta Benle yani Tuana Naz Tiryaki'yle sevgili olmayı kabul ediyor musunuz?"

Emre derin bir nefes alıp "Evet!" dedi. Bende "o zaman bizi sevgili ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz," dedim. Emre yaklaşıp dudaklarımı öptü ve beni kucağına aldı. Işığı kapatıp beni yatağa koydu o da yanıma yattı.

"Hayret vampirler uyuyabiliyor mu?" Alaylı bir şekilde sorduğum soruya Emre güldü ve "her şey çizgi filmlerden ibaret değil," dedi.

Emre'ye sarıldım ve başımı göğsüne koydum. Emre'de saçlarımı öpüp "iyi geceler sevgilim," dedi.

"İyi geceler sevgilim."

VAMPİR DÜNYASIWhere stories live. Discover now