"Çağan ısırdı.."

1.2K 95 29
                                    

Gözümü açtığımda yatağımda yatıyordum. Rüya mı görmüştüm. Hızlıca yataktan kalktım. Boynuma giren sancıyla rüya görmediğimi anladım. Yavaş adımlarla dolabımın boy aynasından boynuma baktım. Sekiz tane derin, üstü yeni kabuk tutmuş diş izi gördüm.

Çağan pisliği kanımı emmişti. Bu olan şeyi Emre'nin öğrenmemesi gerekiyordu. Eğer öğrenirse ortalık karışırdı.

Çok zeki bir insan olduğum için yarayı nasıl gizleyeceğimi bulmuştum. Fular takacaktım tabii ki.

Kendime şaşırıyordum. Bu olayı çok sakin karşılamıştım.

Ama o Çağan'dan hesap soracaktım. Ya ölseydim!

Fuları boynuma takıp okul kıyafetlerimi giydim. Salona indiğimde kapıda ayakkabılarını giyen Ülkü'yü gördüm. Bende onun yanına gidip ayakkabılarımı giydim.

"Günaydın."

Ülkü ayakkabılarını giydikten sonra bana baktı. "Günaydın da sen niye bu sıcakta fular taktın?"

Harika bir yalancı olduğum için hemen cevap verdim.

"Dün gece biraz garip bir şekilde uyumuşum o yüzdende boynum tutulmuş. Bende merhem sürdüm. Oraya rüzgar falan gelir daha kötü olur diye fular taktım."

"Ha tamam o zaman hadi gidelim okula."

Başımı sallayıp evden çıktım. Ülkü de arkamdan çıkmıştı. Acaba Ülküye gerçeği söylesem mi diye düşünüyordum ama Ülkünün ağzında bakla ıslanmıyordu. Ona söylesem hemen gider Emre'ye öterdi. Ama birine söylemem lazımdı. Böyle içinde tutunca yanlışlıkla ağzımdan kaçıracakmış gibi hissediyordum.

"Tuana daldın gittin. Geldik okula," diyen Ülkü'ye baktım. Allahım bizimkilerin yanına gelmiştik. Ve ben üstümde büyük bir baskı hissediyordum. En azından Çağan yoktu!

Yoksa korkudan nefes alamayacaktım.

Samimiyetsiz bir şekilde gülümseyip "Günaydın," dedim.

"Günaydın brocum."

Batuhana baktım. Tekrardan samimiyetsizce güldüm. "Baldız bu sıcakta fular mı taktın cidden," diyen Yağıza baktım. Şimdiden sormaya başlamışlardı.

Boynumda sancı oluştu galiba yaram tekrar kanamaya başlamıştı. Bu kadar yutkunursan olacağı buydu Tuana!

"Ben bi lavaboya gidip geleceğim. Size Ülkü anlatsın."

Koşar adımlarla okulun içine girdim. Lavaboya girip etrafı kontrol ettim. Kimse yoktu.

Fuları açıp boynuma baktım. Biraz kan akıyordu. Aynaya yaklaşıp biraz daha yakından baktım.

"Tuana, güzelim içerde misin?"

Emre!

"E içerdeyim sevgilim. Üstümü düzeltiyorum. Sen sınıfa git ben gelirim."

"Boynun nasıl daha iyi mi?"

"Hıhı daha iyi"

Emre'nin duyamayacağı bir şekilde "o kadar iyi ki kanıyor," dedim.

"Kanıyor mu!?"

Hay ağzıma sıçayım Emre vampir!

"Ne kanaması!"

Emre içeri ayı gibi daldı ve boynuma baktı. Al işte ben demiştim Ağzımdan kaçırırım diye.

"Tuana bu ne!? Kim yaptı bunu!?"

"Kimse yapmadı. Yani ben yaptım. E yani benim salaklığım yüzünden oldu."

"Kim yaptı dedim!"

"Köpek! Yolda yavru köpek gördüm. Kucağıma aldım. O da ısırdı."

Emre gülmeye başladı. Kaşlarımı çatarak Emre'ye baktım. "Emre noldu niye gülüyorsun? Komik mi?"

Emre bir anda ciddileşip "Seni köpek ısıracak ve hiç enfeksiyon kapmadan normal bir yara gibi mi görünecek." dedi.

"Tuana, seni Çağan mı ısır-"

"Yoo ne Çağanı. Peh alakası bile yok. Beni çağan ısıracak ve ben sana söylemeyeceğim. O kim ki beni ısıracak. Asıl ben onu ısırırım. Hem biz Çağanla arkadaşız."

Bunları söyledikten sonra müthiş sahte olan gülüşümü ortaya koydum. Son söylediğime dedem bile inanmazdı ama neyse.

"Tuana kolyen nerde!?"

Hadi müthiş yalancı tuana buna da bir şey bul.

"Ya Emre sen bana inanmıyor musun?"

"Tuana özür dilerim ama başka türlü gerçeği öğrenemem."

Emre bana yaklaşıp gözlerimin içine baktı göz bebekleri büyüyüp küçüldü.

"Tuana boynuna ne oldu?"

Benden bağımsız ağzım açıldı. "Çağan ısırdı."

VAMPİR DÜNYASIWhere stories live. Discover now