4

7.3K 297 123
                                    

belki de ölüyordum.

duyduğum şarkının ritmi ile sessizce ağlıyordum, ışıklarım kapalı, kapım kilitli, kulağımda kulaklıklarım vardı ama alt kattan gelen inleme seslerini ve küfürleri bastıramıyordu. hıçkırığımı tutmak için elimi ağzıma kapatıp ağlamaya devam ettim.

defne toprak ben, henüz on sekizime yeni girmiştim.
annem ve babam boşandığında üç yaşındaydım, bir süre babamla kalmıştım fakat annem babamdan sürekli şiddet gördüğü için dayanamamış ve babamı öldürmüştü. henüz çok küçüktüm, fakat yaşadıklarım hiçbir zaman çıkmıyordu aklımdan.

annem hapishaneye girdiğinde bende yanındaydım, bana bakacak kimse olmadığı için onunla hapishaneye girmiştim. altı yaşımda iken birgün annemin tahliye kararı çıkmıştı, fakat o hapishane de ikimizin yaşadıkları akıl alır gibi değildi.

herkese yalanlar söylüyordum.
babamın işi için değil, annem daha fazla para kazansın diye istanbul'a gelmiştik. annem kendini satıyordu, ve bundan da memnundu, normal bir işte de çalışabilirdi ama bunu hiç istememişti. bedeni onca erkeğin arasında yıpranırken bundan gayet memnundu.

ve ben.

annemin en büyük pişmanlığıydım.
annemin babamla evlenme sebebiydim, kontrolsüz bir sevişme sonucu doğmuştum, babam benim doğmamı istemiş ve annemi zorlamıştı. anneme uyguladığı şiddeti bana hiç uygulamazdı, gördüğüm videolarda saçlarımı okşar beni öper severdi, babam beni sevmişti. annem sürekli onu başkaları ile aldatıyordu, ve babam bu yüzden ona şiddet uyguluyordu, ama ondan boşanmıyordu da.

şimdiye kadar annemden hiç sevgi görmemiştim, anneler çocuklarını okula götürürken ellerini tutarlardı, benim annem yüzüme bile bakmaz, kapının önünde bırakır giderdi. en ufak karşı çıkışımda doğduğuma pişman edecek kadar döverdi beni. ve ben bazen hastanelik olurdum, annem yaptı diyemezdim, bunca şeye rağmen ona kıyamazdım.

onsuz yaşayamazdım, annemdi çünkü o benim.

şimdi aşağıdan sesler kesilmişken birden kapımın önünde birkaç ses duymaya başladım, korkuyla şarkıyı kapatıp kısık sesle nefes almaya başladım, kapı tıklatıldığında sesimi çıkartmadım ama annemin sesini duydum.

"aşkım napıyorsun orada gelsene yanımıza."

adamın boğuk sesini duydum "kızın da katılsın bize, üç kişi sıkıcı oluyor."

nefesim kesildi, annem bir süre sustu ardından "olmaz, o daha gelişmedi. bir kadın gibi olduğunda bakarız."

ellerim titremeye başladı, neye uğradığımı şaşırdım. adamla birkaç şey daha konuştular fakat kapımın önünden ayrılmadılar, artık tüm vücudum titremeye başlamıştı. telefonumu almış hızla alin hocanın numarasına tıklamıştım. üçüncü çalışta açılmıştı.

ağlamaktan konuşamıyordum, kapının önünde ki adam bir türlü gitmiyordu.

"defne, yavrum konuşsana ne oldu?! defne, ses ver!"

hıçkırdığımda alin hoca'nın telaşlı sesini bir kez daha duydum "geliyorum defne, evindesin değil mi? konuşamıyor musun? bekle geleceğim hemen."

bir şey diyememiştim, o ise telefonu kapatmıştı. kapım zorlanmaya başladığında korkuyla ayağa kalkıp pencereme ilerledim, kapım daha fazla zorlandığında ağlayarak zar zor penceremden dışarı çıkmıştım. yanda ki demirlere tutunduğumda kapım açılmıştı, gördüğüm kalıplı yarı çıplak adamla duraksarken adam beni gördüğü gibi sırıtarak üzerime gelmeye başlamıştı ve ben penceremden hızla aşağı atlamıştım.

mommy issues | gxgUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum