21

3.5K 188 42
                                    

saatler geçmek bilmiyordu.

elzem ameliyathanenin kapısının önünde öylece oturmuş bomboş bakışlarla duvarı izliyordu. midesi bulanıyordu, kaç saat olmuştu? tek bir lokma bile atmamıştı ağzına. içeri girip çıkan her hemşire de ayağa kalkıyordu umutla fakat henüz bir haber yoktu.

cebinde ki telefondan ses yükseldiğinde zorlukla cebinden çıkarttı ve isme bakmadan aramayı yanıtladı.

"elzem, nasılsın kuzum?"

arkadaşı alin'in sesini duyunca gözleri doldu "alin" dedi, sesi titredi o farkında değildi fakat gözyaşları akmaya başlamıştı bile.

"elzem, ağlıyor musun sen? sikeyim bir şey mi oldu sana? defne'ye-"

"alin defne intihar etti."

hiçbir sessizlik bu kadar çığlık çığlığa olamazdı, ortama yayılan sessizlik öyle yüksek sesliydi ki elzem kafayı yediğini hissetti.

"okuldaydık" diye başladı sözüne "başka bir sınıftaydım ders veriyordum, zil sesi duydum çıktım sınıftan defne'nin yanına gidecektim ama sınıfında y-yoktu. biri annesi geldi dedi, alin o şerefsiz kadın gelmiş. kamera kayıtlarına baktırdım hemen, defne'yi zorla sürükleyerek evine götürmüş. kafayı yedim alin, annesi onu sürüklerken nasıl ağlıyordu görmen gerek. hızla çıktım sınıftan evlerine gittim, o piç kadın iki adamın arasında kendinden geçerken defne mutfakta kanlar içinde yer de yatıyordu. a-alin, ben yetişemedim. saatlerdir bekliyorum ama kimse bir şey demiyor kafayı yiyorum alin."

"güzelim,canım arkadaşım sakin ol. size süpriz yapmak için meyra ile gelmiştim buraya, şimdi bana hangi hastane olduğunu söyle hemen geleceğim."

"mesaj atarım" dedi elzem yorgun çıkan sesiyle, ardından daha fazla dayanamayıp kapattı telefonu. kısa bir mesajla hastanenin adını yazıp alin'e mesaj olarak gönderdi. ardından yine ağlamaya başladı, başında iki kişinin olduğunu fark edene kadar ağlamaya devam etmişti.

üzerine düşen gölge yüzünden başını kaldırdığında iki polis memurunu gördü başında.

"elzem soykıran, siz misiniz?"

gözyaşlarını silip duvara tutunarak zar zor ayağa kalktı ve başını salladı "evet benim." dedi, sesi çatallı ve bitkindi.

"defne toprak'ın nesi oluyorsunuz?"

gerçeği söyleyemezdi bu yüzden bir yalan uydurdu "öğretmeniyim, daha doğrusu ablası gibiyim."

polis kaşlarını kaldırıp birkaç şey not aldı "peki olay yerinde ne işiniz vardı? nasıl haberiniz oldu?"

"ders için sınıfa girdim" diye başladı söze elzem, o an hissettiklerini yine hissetmeye başlamıştı. "yoklama aldım ama defne sınıfta yoktu, ailesi ile arasının kötü olduğunu biliyordum bu yüzden sınıftakilere sordum, annesi götürdü dediler. okulun kamera kayıtlarına baktırdım ve defne'yi zorla sürüklediğini gördüm. evlerine gittim hızla, kapıyı çaldım ve en sonunda açtılar. iki adam ve o kadın, sevişiyorlardı. odalara baktım hızla, en sonunda mutfağa girdim ve defne'yi yerde k-kanlar içinde yatarken, gördüm. hemen ambulansı aradım zaten o sırada ambulans ile beraber polisler de geldi."

"peki" dedi polis memuru elinde ki telefonun ses kayıt kısmı açıktı "gülnur toprak'ın ölümü ile bir alakanız var mı?"

şoka uğradı elzem "ne?" diyebildi sadece, o kadın ölmüş müydü?

"yapılan araştırmalara göre defne toprak'ın kendini yaraladığı bıçakla kendisine zarar vermiş, bunun arkasında siz var mısınız? onu tehdit ettiniz mi? çünkü az kalsın onu boğarak öldürecekmişsiniz bu sabah, polisler zorla o kadını sizden kurtarmışlar."

güldü elzem, sinirle saçlarını çekiştirdi "benim ne işim olacak o kadınla! defne'ye zarar vermeye çalıştı. aylarca yıllarca kıza çektirmediği işkence kalmadı bu yüzden defne'yi kendi evime görürdüm aylardır ben de kalıyor. size gelip şikayetçi olamazdı çünkü fuhuş yapıyordu o evde anlıyor musunuz beni, o kadın kendini satan iğrenç mahluğun teki. ben sadece defne'mi kurtardım. eğer ki tehdit etseydim o kadın daha önceden kıyardı canına, ben elzem soykıran'ım bana karşı savaşamazdı. öldüğünü bile şu an sizden öğreniyorum."

polis ağzını açmış konuşacakken ameliyathanenin kapısı açılmış içeriden yaşlı bir doktor ve genç bir hemşire çıkmıştı.

doktor ağzında ki maskeyi indirip gülümsedi yorgunlukla "geçmiş olsun, yarım saat içinde defne hanımı normal odaya alacağız." dedi.

ve işte o an tüm dünya artık yeniden renklenmeye başlamıştı elzem için. ağlamaya başlamıştı ve ne yapacağını bilemeyerek karşısında ki polise sarılıp hemen geri çekilmişti.

"duydunuz mu yaşıyor, yaşıyor benim bebeğim yaşıyor ölmedi."

yorgunlukla kendini yere bıraktı, başını duvara yaslayıp kocaman gülümsedi ama hâlâ gözyaşları akmaya devam ediyordu.

"tanrım, çok şükür. bana defne'mi geri bağışladın, sana söz onu bir melek gibi herkesten koruyacağım hiç ayırmayacağım yanımdan."

...

bana elzem bulun.
elzemler gercek olsun.
ben olsem kimse benim icin boyle aglamaz.
elzem defneyi birak beni AL BENI AL OF YA

defnosum uyan hadi anani da oldurdum

mommy issues | gxgWhere stories live. Discover now