20

4.2K 202 94
                                    

bir insanın canından nasıl can giderdi?

elzem girdiği sınıfa bakarken göğsünde bir daralma olduğunu hissediyordu. sevgilisinin sırasını boş görünce yutkunamadı, öğrencilerin hepsi ona bakıyordu.

"defne nerede?" dedi sınıfa selam dahi vermeden, kimseden çıt çıkmazken en arka da ki bir çocuk kısık bir sesle "gitti" dedi.

elzem'in bakışları çocuğa kayarken göz bebekleri titredi "ne demek gitti? nereye gitti? kiminle gitti? bir şey söylesene ne duruyorsun öyle!"

bağırışı sessiz sınıfta yankılanınca çocuk korkuyla ayağa kalkmış ve "bir kadın geldi ve onun bileğinden tutup onu okuldan çıkarttı hocam sonra beraber karşı binaya girdiler." dedi.

elzem ruhunun yandığını hissetti, nefesleri sıklaşmış elinde ki çantasını öğretmen masasına atıp koşarak çıkmıştı sınıftan. ayağında ki siyah topukluları koşmasını engellediği için onları çıkartıp koşmaya başladı. şu an ayağına cam dahi batsa duracak değildi.

okuldan çıktı hızla nasıl göründüğünü umursamıyordu, hemen karşıda ki binaya gidip tüm zillere bastı başka bir çaresi yoktu çünkü. kapı birden açıldığında sızlayan gözlerine aldırmadan yukarı doğru koştu.

birinci kata çıkıp evlerin önünde ki ayakkabılara baktı ve defne'nin siyah sporlarını gördü. sinir tüm hücrelerine yayılırken kapıyı yumruklamaya başladı. konuşmuyordu çünkü biliyordu konuşursa o aşağılık kadın kapıyı açmazdı.

kapı yavaşça açıldığında karşısında üstü yarı çıplak bir adam gördü, delirdim diye düşünmeye başladı. bedeni tir tir titriyordu, adamı ittirip içeri girdiğinde salon benzeri yer de o kadını ve üstünde başka bir adamı gördü.

elleri titremeye başladı, yoğun bir koku burnuna geliyordu fakat defne'si ortada görünmüyordu.

"sen de mi bize katılacaksın?" dedi kapıyı açan adam, o an elzem bir anda bütün sinirliyle yumruğunu adamın suratına geçirdi. adam acıyla inleyip geriye düşerken salonda ki ikilinin de bakışları elzem'i bulmuştu.

"DEFNE NEREDE" diye bağırdı, bağırışı tüm evde yankılandı. kadın korkuyla üstünde ki adamı itip yerde ki kıyafetlerine uzandı ve titreyen eliyle mutfak kapısını gösterdi.

elzem onu beklemeden hızla mutfağa ilerledi ve o pis koku daha da artmaya başladı, korkuyla kapıyı araladığında yerde kanlar içinde yatan bir defne görmeyi beklemiyordu. elleri titriyor gözlerinden ardı ardına yaşlar düşüyordu.

"defne'm" dedi, cebinden çıkarttığı telefonla hızla ambulansı aradı ve adresi verdi bildiği kadarıyla. ardından aramayı sonlandırmayı unutup defne'ye ilerledi. yere diz çöküp başını yerden kaldırdı ve kendi dizlerine yatırdı.

"defne" dedi, bir hıçkırık kaçtı ağzından. ardından feryatları duyulmaya başlamıştı, elzem ilk defne'ye aşık olduğunda suçluluk hissiyle bu kadar ağlamıştı. şimdi yüreği parçalanıyordu.

sevgilisi kanlar içerisinde yerde uzanıyordu.

kumral saçlarını okşadı kızın "defne, güzel kızım.. n'olursun aç gözlerini güzel bebeğim. bak ben geldim, bırakmayacağım seni o kadının ellerine. aşkım, sevgilim aç gözlerini n'olursun aç."

şakaklarını öptü defne'nin, buz tutmuştu kızın her bir yanı. nefes alamadığını hissetti, hava da ki kan kokusu bir türlü dinmek bilmiyordu. ambulansın sesini duymamıştı, kapıdan içeri giren görevlileri gördüğünde fark etmişti geldiklerini.

defne'yi onun kucağından aldıklarında bağırmasına engel olmadı.

"defne! defne'm almayın onu benden, almayın n'olur almayın."

zar zor ayağa kalktı, her tarafı kan içindeydi. görevliler defne'yi mutfaktan çıkartıp dikkatle evden çıkarttılar. elzem de peşlerinden gidecekken salonda ki iki adamı ve kadını fark etti.

"sen" dedi, sesinde bunca zamandır duyulmayan bir öfke vardı.

"öldüreceğim seni."

bunu dediği an salona girmiş ve kadının boğazına yapışmıştı. tüm gücüyle altında debelenen kadının boğazını sıkarken adamlar onu çekmeye çalışıyorlardı ama güçleri yetmiyordu. sevdiğine kıyan bir cani ölmeliydi bunu başarana kadar bırakmaya niyeti yoktu.

fakat bu sefer dört kişi birden onu çektiğinde güçlükle bıraktı kadının boğazını.

defne'nin sözde annesi öksürüklere boğulurken onu çekiştiren polislere baktı ve o an hatırladı "defne'm" dedi, gözlerinden yine yaşlar akmaya başladı "beni hastaneye götürün kızımı görmem gerek." dedi.

polisler onu telkin edip evden çıkartırken defne'nin annesi yeni yeni kendine geliyordu.

"n'aptım ben.." dedi, sesinde ki ton o kadar soğuktu ki iki adam şaşkınlıkla ona bakıyorlardı.

"para yok sana bugün" dedi uzun boylu adam ve diğer adamla beraber evden çıktılar.

umursamadı o an parayı.
sahi, para için yapmıyor muydu bu işi? neden şimdi umursamıyordu?

"kızım" dedi, bunca yıldır bir paçavra gibi davrandığı kızı sızdı aklının en derinlerine. delireceğini hissetti, bedenine bakamadı. kirliydi değil mi? az kalsın kızını da kirletecekti. annesinin ona yaptığını o da kızına yapacaktı.

ağır adımlarla mutfağa ilerledi, yerde ki kana ve kanlı bıçağa baktı. bir damla yaş aktı gözünden. uzanıp bıçağı eline aldı, kızının kanıyla kirlenmiş bıçağı..

"özür dilerim" dedi son bir damla aktı gözlerinden ardından kızının yaptığını yaptı bıçağı karnına sapladı "özür dilerim kızım."

affedilmeyeceğini bile bile yaptı bunu.
annesinin kızı olmak isterken aşağılık biri olmuştu artık ne kızının hayatını mahvedecekti ne de kendi hayatını. sonsuza dek kapatacaktı gözlerini, doğru olan da buydu.

...

anasini oldurdum içime bi rahatlik yayildi ohhh
arkdslr serefsiz serefsizdir bunu sakin unutmayin, kizi kanlar icinde yatarken adamlarin altina giren bir kadından bahsediyoruz. elzem boynunu sıkana kadar farkinda degildi yaptiklarininn. yeni fark etti ve kendini öldürdü, dogru olan da bu zaten.

yasasaydi degismeyecekti, değişse bile kizi onu affetmeyecekti.

mommy issues | gxgWo Geschichten leben. Entdecke jetzt