76. Bölüm

1.4K 87 44
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen <3
O zamannn her zaman ki gibi keyifli okumalar!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen <3O zamannn her zaman ki gibi keyifli okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu zamana kadar sevdiğim insanları korumak için her şeyi yapmıştım. Eskiden hissettiğim o sorumluluğun ağır ezici hissi aslında benim sorunumdu; kendimi o kadar çok liderliğe adamıştım ki sanırım karşımdaki insanların çocuk değil de yetişkin olduğunu unutmuştum. Bana muhtaç olmadıklarını unutmuştum. Onların yapabileceği şeyleri bile belki de kendim üstlenmiştim. Ama zamanla bu yükleri sırtımdan atmayı başarmıştım; doğrulmuştum.

Bunun liderlikle alakalı olmadığını da anlamıştım. Kendim yüzünden bu haldeydim çünkü her zaman gerektiğinden fazla önemsemiştim. Ama yine de bu liderlik işini daha fazla istemiyordum. Birilerinin bana ne yapalım diye sormasını hiç istemiyordum ama Eymen şu an bunların hepsini bana tekrar yaşayacağımı söylüyordu.

"Ne?" dedim şaşkınlıktan çıkmayan sesimle. "Ney?" Algılayamamıştım.

"Duydun."

"Hayır," dedim boğazımı temizleyerek. "Duymadım."

Eymen'in kaşlarının çatıldığını hissetmek dışı biliyordum. Çoğu kez lider olmak istemediğimi söylemiştim ama ona göre içten içe bunu istiyordum ki, kendime göre bence de istiyordum. Sanki biri bana artık lider değilsin derse kendimi büyük bir boşlukta hissedecekmişim gibi geliyordu; mesela diğerleriyle ilgilenmediğimde ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bu hayata adım artığımızdan beri birileriyle ilgileniyor, birilerine yardım ediyordum. Bunlar olmadığı zaman, benden geriye ne kalıyordu? İçten içe istiyordum ama aslında istemiyordum. Bu düşünce beni deli ediyordu!

"Sevgilim?" Eymen'in parmakları karnımın üstünde dolanmaya başladı. "Sorun ne?"

Sorun benim. Sorun, her zaman benim her şeyi dert edinen lanet beynim.

"Sadece..." dedim derin bir nefes vererek. "İnsanları korumak kolay değil. Özellikle de o kadar kalabalık bir topluluğu korumak hiç kolay değil. Bunu yapabilirsin, hatta çok iyi yaparsın ama ben senin böyle bir sorumluluk almanı istemiyorum." Bunu söylemek ne kadar hakkımdı bilmiyordum ama yine de söylemeden edemiyordum. Eymen kendi kararını kendi verebilirdi ama en azından biraz daha düşünemez miydi?

"N'oldu sana?" Bir anda dediği şeyle yutkundum. Gerçekten ne olmuştu bana? "Neden yaşadığın şeyleri kabullenmek yerine hayatındaki önemli şeylerden vazgeçiyorsun?"dediğinde sesinden akan yumuşaklık adeta kalbimi pamuklara sarmıştı; sanki bu soruyu sorarken beni kırmaktan korkuyor ama yine de sormak zorunda hissediyor gibiydi.

"Senden vazgeçmedim." dedim başımı boyun girintisine yaslarken. "Demek ki hayatımdaki önemli şeylerden vazgeçmiyormuşum."

"Hımm," diye mırıldandı, söylediğim şey hoşuna gitmiş gibi. "Öyle mi?"

"Hı hı," dedim aynı onun gibi. "Öyle."

"Bu konu hala kapanmadı." Kulağımda hissettiğim dudaklarıyla nefesimi verdim. "Sadece sana ihtiyacın olan zamanı veriyorum. Düşün ve bu sefer gerçekten ne istediğini söyle bana, tamam mı?"

HiçlikWhere stories live. Discover now