18.Bölüm

1.4K 91 18
                                    

"Allah'ın belası!" Diyerek sinirle konuştuğumda bahçede bir ileri bir geri gitmeye devam ediyordum. "Bir de neymiş? Canımızı bağışlayacakmış! Hah!" Diyerek alayla güldüğüm sırada diğerlerinin şaşkın bakışlarını önemsemeden durdum ve ayağımı yere vurmaya başladım.

"İdil..." Eymen'in sesini duyduğumda bakışlarım ona döndü. "Sakin mi olsan? Çocukları korkutuyorsun." Diyerek kaş göz yaptığında bu sefer bakışlarım Selim ve Mira'ya gitti. Aksine onlar korkmuş gibi değil de sanki bu halime alışmış gibi bakıyorlardı.

"Hiç korkmuş gibi değiller aslında." Diyerek Elif benim düşüncelerimi dile getirdiğinde kafamı sallayarak kollarımı birbirine bağladım. Ve herkesin yaptığı gibi yere oturdum.

O kız ve grubu gideli yaklaşık 1 saat olmuştu ve ben hala çok öfkeliydim. Onca yaptığı şeyden sonra tekrar gelip bizi tehdit etmesi, beni çıldırtmıştı.

"Yok bu böyle olmaz." Diyerek Zeki abi söze girdiğinde ona bakmıyordum ama dinliyordum. Bakışlarım Cesurdaydı. "Bunlar bizi rahat bırakmayacak." Dediğinde kaşlarım havalandı.

"Hadi ya! Ciddi misin?" Diyerek sahte bir şaşkınlıkla konuştuğumda Simay boğazını temizledi. Derin bir nefes verdim ve bir şey demeden tekrar Cesur'a döndüm.

"Herneyse..." Diyerek devam etti. "Belki de en iyi seçenek buradan gitmek." Herkesten şaşkınlık nidaları dökülürken ben neredeyse sinirden kahkaha atıcak durumdaydım.

"Asla olmaz!" Diyerek çıkıştı, Seda. "Burası bizim için en güvenilir yer. Saçmalama." Dediğinde ona uzun bir süre sonra ilk defa hak verdim.

Zeki abi "Ölmekten iyidir ama."

"Dışarıda hayatta mı kalıcağını sanıyorsun?" Diyerek dünyanın en saçma şeyini dile getiriyormuş gibi konuştu, Eymen. "Dışarı çıkmak yaşamak değil. İntihar."

"Kesinlikle." Diyerek ona hak verdim.

"Ne yani? Savaşıcaz mı?!" Diyerek İnanamıyormuşcasına devam etti.

"İstedikleri buysa, evet." Diyerek rahat bir şekilde cevap verdim. "Hayatta kalmak için çok uğraştım. O aptal kız için kendimi ölüme atmayacağım."

"Aynısından." Diyerek araya girdi, Görkem. O ve Sude'de savaşmak için hazır gibiydi. Ömer daha çok uykusuzluktan bayılıcak gibiydi.

"Bir daha gelirler mi sanmam." Dedi, Seda.

"Gelicekler." Diyerek kendimden emin bir şekilde konuştum. "Burayı almadan durmayacak." Dediğimde diğerleri de bana hak veriyor olucak ki bir şey dememişlerdi.

"Bir şeyler yiyelim." Diyerek Eymen ayaklandığında karnımın acıktığını bile yeni anlamıştım. Kafamı salladığımda hepimiz ayaklandık ve içeri girdik.

                                         🧟‍♀️

Kahkahalar atmaya devam ederken diğerlerinin de benden farkı yoktu. Selim ve Mira'nın yaptığı taklitler hepimizi gülme krizine sokmuştu.

"Ve bu da Sude!" Diyerek Mira ayaklandı ve omuzlarını dikleştirerek ciddi bir ifadeye büründü. Bakışlarım Sude'ye gittiğinde gözlerini kısarak Mira'ya baktığını gördüm. Ama en sonunda o da kendini tutamamış olucakki gülmeye başlamıştı.

"Böyle mi görünüyorum cidden?!" Diyerek inanamaz gibi konuştuğunda Cesur'da eğlendiğini belli eder şekilde havladı ve yanıma geldi. Gülerek dudaklarımı başına bastırdım ve boynunu okşamaya başladım.

"Sanırım..." Diyerek Elif güldüğünde bende kafamı salladım. Çocuklar da yorulmuş olucak ki kendilerini yere atıp soluklanmaya başlamışlardı. Bizim için çok güzel bir 2 saatti. Ama tabii ki her güzel şeyin bir sonu vardı.

HiçlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin