16. Kahvaltı

19 5 1
                                    

Herkese helloooo

Dediğim gibi her hafta bölüm atmaya çalışıyorum, umarım sizde severek okuyorsunuzdur..

Duşa girdim ve ılık suyun vücudumdan aktığını hissetim, dünyadaki en rahatlatıcı hislerden biriydi bence. Saçlarımı yıkamak için elime saç şampuanından biraz düktüm ve ellerimi kafama götürüp saçlarımı yıkamaya başladım.

Saçlarımı güzelce yıkadım ve köpüklerinden arındırdım, sonra duşun camına çiçekler çizmeye başladım ve çiçeklere bakarak gülümsedim. Duştan çıktıktan sonra üzerime pijamalarımı geçirdim ve saçlarımı kurutup, taradım. Sonra kendimi siyah çarşaflı kocaman yatağıma bıraktım. Odamdaki en sevdiğim şey yatak dışında bir şey olmamasıydı, gerçekten yoktu ve bu o kadar güzeldi ki.

Sonra telefonumdan gelen titreşimi hissetim, telefonun ekranına açıp baktım ve iki tane bildirim olduğunu fark ettim. Önce e postama gelene baktım, tasarımımı gönderdiğim firma benimle küçük bir toplantı ayarlamak istiyordu. Hem fiyatta anlaşmak hem de ortaklığı devam ettirmek için. Kendi markam yoktu ama ortaklıklarım vardı çünkü durup dururken kimse benim çizimimi kabul etmezdi o yüzden birkaç firmayla aynı anda ortaklığım vardı.

22 Ekim günü müsait olacağımı ve görüşebileceğimizi saati ise sonradan ayarlayabileceğimizi söyleyen e postayı hesaplarına attım ve diğer bildirime tıkladım.

Kuvars: Bu gün gece gibi yola çıksak sana da uygun mu?

Yazdığı mesaja kaşlarımı çattım ve tarihe baktım 19 Kasım'dı ve balo yarındı ya da davet artık her neyse.

Laila: Yarın değil mi davet?

Kuvars: Evet ama aynı gün hem gidiş hem balo zor olur diye düşündüm.

Laila: Anladım, o zaman benim içinde uygun.

Kuvars: Tamam, saat 20.00 gibi bineriz uçağa.

Laila: Uçak bileti aldığımızı hatırlamıyorum.

Kuvars: Çünkü gerek yok.

Laila: Nasıl yok? Kaçak yolcu olarak mı bineceğiz?

Kuvars: YSYQSNJK hayır, kaçak olarak binmeyeceğiz.

Laila: Ne yapacağımızı tahmini ne zaman söylersin?

Kuvars: Söylemek zorunda mıyım.

Laila: Evet.

Kuvars: Özel jetim var onunla gideceğiz.

Millet kendine jet alıyor şaka gibi!

Laila: Tamam, sonra görüşürüz.

Mesajımı beğendi ve çevrimdışı oldu.

Saat daha 8.39'du ve bir işim olmadığı için Leo'yu aradım.

Telefonu 3. çalışta açtı.

"Ne oldu Laila?" Sesi uykuluydu.

"Sen, ben, Min-jae, Emily ve Senin bu guruptaki favori üyen olan abim ile kahvaltıya gidelim mi?"

"Düşünmem lazım." Gülerek gözlerimi devirdim.

"Nazlanma."

"Belki benim de bir yerlerim ağrıyor."

"İyi sen gelme o zaman." Tam telefonu kapatmak üzereydim ki bağırdığını duydum. "Tamam geliyorum!" Gülmeye başladım. "O zaman Emily sende ikiniz gelirsiniz."

"Nereye?" Güzel soru ama bir fikrim yok. "Bir de en tehlikeli vatandaşı bana bırakman hoş değil."

"Birinci olarak nereye gideceğiz bilmiyorum ikincisi Emily tehlikeli değil!"

İskambil MaçasıUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum