12. Sır

20 11 0
                                    

Herkese merhabalar bir haftadan sonra, umarım beğenirsiniz.

Alttaki küçük yıldızı parlatmayı unutmayınn 💗💕

---

Sigara içmek için ilerliyorduk ve 5 dakikada bir durmak zorunda kalıyorduk çünkü selamlaşmaların bir sonu gelmiyordu ve çok şükür ki Baran hepsiyle kısaca konuşup sohbeti uzatmıyordu. Yürümeye devam ederken düşündüm, neyi mi? Şarkıyı, hem de o kadar çok düşündüm ki ama aklıma hiç bir şey gelmedi. Belki de onunla gittiğimiz kafede falan çalıyordu.

Düşünmeye çok fazla dalmıştım ve bir anda Baran'ın göğsüne çarım ve bir iki adım geriye gidip yüzüne baktım. "Sen sigara içilen bölüme git ben hemen geleceğim." Dedi ve bar olduğunu düşündüğüm yere gidip görevliyle konuştu, biraz onu izledikten sonra dediği gibi sigara içilen bölüme yani dışarıya çıktım.

Bir kaç kişi de bizim gibi sigaraya çıkmıştı, çoğu ikili guruplar halindeydi ve çok ciddi bir şeyler konuşuyorlardı, bazıları da daha çok şakalaşıp gülüyorlardı. Ben de en sonunda sigara içmeye karar verdim ve çantamı açtım ama telefon, ruj ve cüzdan dışında bir şey göremedim; ofladım ve çantamı geri kapatıp omzuma astım, arkamdaki duvara yaslandım ve biraz gözlerimi kapattım. Sonra geri açtım ve gökyüzüne baktım, yıldızdan eser bile yoktu sadece ay görünüyordu.

Aklıma gelen efsaneyle gülümsedim, efsaneye göre: Ay'a bakıp gülümsersek bize güzel rüyalar verirmiş ay.

"Umarım bana güzel rüyalar verirsin ay." Dedim içimden. Ay'a bakmaya devam ettim ve yanıma birinin geldiğini hissedince oraya döndüm ve Baran'ın yeşil gözleriyle karşılaştım. "Boş boş gökyüzüne mi bakıyorsun?" Diye sordu sesi hafifçe kısılarak. "Boş değil Ay var." Dedim fısıltıyla.

"Boş duvarın üstünde avize var diye onun boş olmadığı anlamın gelmez," Baran'ın kurduğu cümleyle nedense beni hafifte titremişti veya üşümüştüm. "Ay için yazılan efsaneler var ama avize için yok," nefes alıp verdim ve devam ettim "Mesele Ay'a gülümsersek bize güzel rüyalar verir diye bir efsane var ama avize için yok." Cümlemi tamamladım ve kollarımı kendime doladım. Kollarımda hissettiğim taşlar beni rahatsız etse de kollarımı çözmedim.

"Böyle götten uydurma şeylere inanmıyorsun değil mi Laila?" Baran gülerek bana baktı "Sen iyice kafayı sıyırdın." dedi sonra da gülerek. "Senin gibiler için çok üzülüyorum," dedim, Baran tek kaşını kaldırıp bana baktı "Çünkü size göre her şey saçma, öylesine yaşıyorsunuz." Baran'ın gözlerine baktım ve güldüm "Çok yazık." Fısıltıyla çıkan sesim onu çok sinirlendirmişti bunu gözlerinden anlayabiliyordum, ama etrafta olan insanlardan dolayı tepki vermemişti.

Elinde duran şişeyi dudaklarına götürdü ve bir iki yudum içip dudaklarından geri uzaklaştırdı. "Sigaran var mı?" Baran sorduğum soruyla güldü, "Var." Şişeyi bana uzattı. Şişeyi elinden aldım ve kendi dudaklarıma götürüp bir yudum aldım, o sırada Baran iç cebinden sigara paketini çıkardı ve kapağını açıp bana uzattı. Paketin için de bir adet sigara aldım ve dudaklarıma koydum, Baran'da dudaklarımdaki sigarayı çakmakla yaktı ve çakmağı ile paketi geri cebine koyup elimden şişeyi aldı.

Sigarayı içime çektim ve dudaklarımdan alıp dumanını üfledim, sonra tekrardan koydum dudaklarıma. Ay'ı izlemeye devam ettim ve Baran da çevredekileri, sigarayı bitirdiğimde Baran'a döndüm. "İçeri geçiyorum, üşüdüm." Baran başını onaylar şekilde salladı ve şişeyi tekrardan dudaklarına götürdü, gözlerimi devirip içeri girdim.

İçerideki sıcak hava vücuduma temas edince irkildim, ve içeri bir kaç adım atıp masaya geri oturdum. Telefonumu elime aldım ve gene aynı oyunu oynamaya başladım, bir kaç dakika sonra tuvaletlere ilerledim ve içeri girdim. Tuvaletteki işimi bitirip tekrardan aynaya baktım ve çıktım, içerideki insan sayısı azalmıştı ve Baran hâlâ ortalıkta yoktu. Masaya geri oturdum ve topuklular yüzünden ağrıyan ayaklarım yüzümü buruşturmama sebep oldu, Baran da içeri girip yanıma oturdu. Ondan gelen yoğun içki ve sigara kokusuna tekrardan yüzümü buruşturdum.

İskambil Maçasıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें