18

64 7 87
                                    

Selam.

-

"Okulda görüşürüz. "demişti Jeongin gülümsemeye çalışarak.

Hyunjin kolunu Jeongin'in omzuna atarak, Changbin'in omzunu olabildiğince dostça bir tavırla patpatlamış ve kısa bir 'görüsürüz'le veda etmişti altılıya.

Diğerlerinden birkaç metre kadar uzaklaştıklarında konuşmuştu Hyunjin.

"Pollyanna'cılık yapmak zorunda değilsin. "

Jeongin iç çekmişti.

"Biliyorum ama ortam çok gergindi işte. Benim de konuyla bağlantım olmadığından biraz pozitifliğin faydası olur diye düşündüm. "

Jeongin kendisinden birkaç santim kısa olan oğlanın saçlarını karıştırmıştı.

"Yapmasana şunu. "demişti Jeongin. "Aynı yaştayiz. Garip oluyor. "

Hyunjin kurnaz bir gülümseme sunmuştu ona.

"Hepinizden bir yaş küçüksün. "

Jeongin gözlerini büyüterek bakmıştı karşısındaki oğlana.

"Sen? "

"Nereden öğrendin? "

Hyunjin baş parmağıyla işaret parmağını açıp çenesine dayamış, "Hımm. " demişti düşünür gibi yaparak.

"Chan hyung'un okul nöbetçisi olduğu gün birazcık yardım almış olabilirim. "

Jeongin göz devirmiş ve devam etmişti yürümeye.

Hyunjin'in aklının karışık olduğunun ancak duygularını saklamayı çok iyi bildiğinin farkındaydı. Ancak onun keyfini nasıl yerine getirebileceğini çok iyi biliyordu.

"Bu kez ben sana dondurma ısmarlayabilir miyim? "

Jeongin'in olanca tatlılığıyla sorduğu bu sorunun cevabının 'evet' olduğu oğlanın yüzündeki ifadeden belliydi...

-

Jisung apartmanın kapısının önünde durmuş çantasını karıştırırken bıkkınlıkla tuttuğu nefesi vermişti Minho.

"Hadi artık, bir anahtar bulmak bu kadar zor olamaz. "

Jisung onu takmadan çantasını ters çevirmiş ve tüm eşyalarının yere dökülmesine sebep olmuştu. Boşalan çantanın her tarafını didik didik etmiş, şifonyerin üzerinde unuttuğu anahtar aklına geldiğinde ise Minho'ya dönüp konuşmuştu.

"Yok. "

"Ne demek yok, eee napacaksın? "

Jisung oflamış ve telefonunu çıkararak bir numara çevirmişti.

"Alo. Seul Çilingir mi? "

Birkaç saniye karşı tarafın konuşmasını dinlemiş sonrasında ise sesini yükseltmişti.

"Ne demek tatildeyiz? Siz nasıl çilingirsiniz. "

Cevap verilmesini beklemeden telefonu suratlarına kapatıp engellemişti Jisung, Minho'nun 'ne yapıyorsun amk' bakışlarının eşliğinde.

"Tatildeyiz diyor bide. "

Birkaç saniye diliyle 'tık tık' sesleri çıkardıktan sonra 'engellemese miydim acaba' düşüncesi beynini ele geçirmişti.

Telefonu açıp engeli kaldırmış sonrasında tekrar aramıştı aynı numarayı.

"Ne zaman dönüyorsunuz? "

Karşı taraf pek de kibar olmayan bir şekilde konuştuğunda, onu "tamam yarın döndüğünüzde ilk iş buraya geliyorsunuz anladım" diyerek cevaplamış 'iyi günler' dileyip telefonu cebine atmıştı.

School Life/MinsungWhere stories live. Discover now