08

163 17 27
                                    

Selam.

"Ancak habersizdi her şeyi anlatmanın zamanının çoktan geldiğinden ve Han Jisung'un ertesi gün her şeyi öğreneceğinden" cümlesini bu bölümde Jisung'un her şeyi öğrenmesini planlayarak yazmıştım.

Ama bu diğer bölümde olacak. Çünkü neden olmasın? Ne de olsa diğer bölümde "ertesi gün" sayılıyor dimi?

-

Jisung edebiyet öğretmenlerinin içeriden çıkmasıyla yaklaşık on beş dakikadır önünde durduğu kapıyı tıklatmıştı.

"Girebilir miyim? "

"Tabii. Gel içeri."

Jisung yavaş adımlarla mavinin en güzel tonlarıyla boyanmış odaya girip kapıyı usulca kapatmıştı.

"Sorun nedir... " Odasına hiç tereddüt etmeden giren bu oğlanın adını bilmediğinden birkaç saniye duraksamıştı. Özensizce ütülenmiş beyaz formasının üzerindeki yaka kartına bakıp devam ettirmişti cümlesini. "Sorun nedir Han Jisung? "

Han Jisung. Minho dışında ona soyadıyla seslenen tek kişiydi bu adam.

"Hocam..." demişti Jisung, Minho ve çetesini bu kadar zor durumda bırakan bu adamdan nefret etmiyormuş gibi davranarak. "Lee Minho ve çetesi... "

Cümlesinin devamını getirmeden ağlamaya başlamıştı.

İlk birkaç saniye karşısında ağlayan bu oğlana nasıl davranacağını bilemeyen müdürleri ise kendini toparlayıp her zamanki sert tavırlarından ödün vermeyerek konuşmaya başlamıştı tekrardan.

"Neden ağladığınızı öğrenebilir miyim Han Jisung? Minho ve çetesi ne yaptılar...? "

O, diğer eğitimcilerden farklı olarak ağlayan öğrencilere yumuşak davranmazdı. Öğrenci ve genç psikolojisine oldukça hakimdi.
Ancak bilmediği bir şey vardı. Bazı öğrenciler düşündüğünden daha iyi bir oyuncuydu.

Jisung kendinden emin bir şekilde gözyaşlarını silmiş ve sesini titreyerek konuşmaya başlamıştı.

"Ama bunu size söyleyemem. Eğer söylersem... "

Müdür, oğlanın sözünü kesmişti.

"Sana hiçbir şey yapamazlar. Sadece ne olduğunu anlat, hemen. "

Bu konunun hemen kapanmasını istiyordu. O dörtlünün okuldaki son günlerinde bile sorun çıkarmasını beklememişti. Elinde herhangi bir kanıt olsaydı iş buralara gelmeden önce hepsini dava ederdi. Şimdiye kadar sonları gelmiş olurdu.

Jisung kendini biraz zorlayarak dudağını titretmiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Beni okulun arkasındaki depoya çağırdılar. Eğer gelmezsem... "

Sözlerini bitirmeden elleriyle yüzünü kapatıp ağlama numarasına devam etmişti. Şüphesiz çok iyi bir oyuncuydu.

"Ne zaman orada olman gerekiyor? "

Siktir. Jisung bunu hiç düşünmemişti. Kafasını yavaşça kaldırırken Minhoları bulup onlara planını anlatmsının yaklaşık kaç saat süreceğini hesaplamaya çalışmıştı.

"Saat 6'da. "

Müdür yüzüne küçük ve kurnazca bir tebessüm yerleştirmişti. Günlerdir o dört öğrenciyi okuldan neden attığını yönetim kuruluna nasıl açıklayacağı düşünüyordu.

Artık elinde bir kanıtı vardı; Han Jisung.

Tabii Jisung o sırada okul müdürlerini kandırmanın gururunu yaşıyordu.

School Life/MinsungWhere stories live. Discover now