28.Bölüm

81 24 17
                                    

Bütün herkes ısrar edince yeni bir aile yemeği saçmalığını kabul etmek zorunda kalmıştım. Jihyo'yu gördüğümde sinirlerime hakim olamayacağım düşüncesi yüzünden gitmek istememiştim ama önce ailem bastırmaya başlamıştı sonradan Kyungsoo, Jihyo'yu çok ciddi bir şekilde uyardığını söyleyince arkadaşlarım ve Kyungsoo da ısrar edince mecbur kalmıştım. Fazlasıyla boş geçen bir yemeğin sonlarına doğru tabiki susma kararımdan vazgeçip Jihyo'ya çemkirdim ve kavga çıktı. Abim zaten kızdı sen de kızma diye yalandan ağlayıp milleti üstüme saldı ve ben de buna delirdiğim için mekanı derhal terk ettim. Annem ve babam da benim yüzümden kimseyle vedalaşamadan benimle gelmek zorunda kalmışlardı ama umrumda bile değildi. Biraz daha orada kalsaydım Jihyo'ya saldırabilirdim. Bundan sonra ben Areum'ı onlardan alıp hiçbirine göstermeyecektim. Kyungsoo'ya iki haftada bir izin verecektim ama benimle birlikteyken görüştürecektim o ailesine götürmesine izin vermeyecektim. Kararım kesindi. 

Bu düşünceler eşliğinde burnumdan solurken araba kullanmaya çalışmak çok zor olduğu için ışıkta duramayıp önümdeki arabaya arkadan çarpmıştım. Hemen dönüp annemle babamı kontrol ettim onlara da bir şey olmamıştı zaten çok sert çarpmamıştım. Biz evliyken genelde Kyungsoo sürdüğü için hayatımda ilk defa kendi sürdüğüm arabayla kaza yapıyordum. Emin olmak için tekrar sordum. ''Anne, baba iyisiniz değil mi?'' 

''İyiyiz.'' Babam böyle demişti ama annem boynunu ovalıyordu. ''Boynum kasıldı sadece iyiyim.'' 

''Emin mis-'' emin misin diye soracakken camıma neredeyse kırılacak kadar sert vurulmasıyla oraya baktım. Arabasına çarptığım adam olmalıydı. Çok sert bakıyordu beni şuracıkta öldürebilecek gibiydi hem de.

Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Elimi kapı koluna attığım anda babam atıldı. ''Sen dur kızım.'' Hemen bıraktım çünkü adam çok korkutucuydu yine de babamın halledeceğini düşünmüştüm ama babam normal normal yanına vardığı an kaç yaşında adamı ittirince duramadım yerimde ve arabadan indim. İndiğim an adam bana bağırmaya başladı ve üstüme yürümeye başladı. Özür dilemeye çalışmıştım ama dinlememeye yemin etmiş bir maganda vardı karşımda babam karışmaya kalkıştığında adamı yaşına başına bakmadan ittiriyordu. Bu beni daha çok sinirlendirmekle birlikte bir o kadar da geriyordu. 

Yanımıza bir araba durduğunda umursamadım ama ismimi duyunca dönüp baktım. Abimdi. Kahramanım benim, hayatımın kahramanı. ''Abi!'' isyan edercesine söylemiştim. Abim hemen adamla arama girerken Sana abimle aynı anda arabadan inmiş ve bana sımsıkı sarılıp beni adamdan uzaklaştırmıştı. Dizlerim titriyordu, ayakta çok zor duruyordum. 

Sana saçlarımı okşadı yavaş yavaş. ''Tamam ablacığım, abin halledecek şimdi sakin ol.'' 

Abimin arabasına baktım. Minseok ve Momo cama yapışmış bir magandayla tartışan abime, bir çocuk gibi korkup Sana'ya sarılmış bana bakıyorlardı. Kavga gittikçe hararetleniyordu abime zarar verecekti. Zorla Sana'dan ayrıldım. ''Abime bir şey olacak.'' O da endişeleniyordu. Yüzünden anlıyordum ama hem adamdan korkusuna hem de beni bırakamadığı için bir yere gidemiyordu. Tanıdık bir araba daha durunca dikkatle oraya baktım. Kyungsoo'nun arabasıydı ama onlar bu yoldan gelmiyordu ki nasıl haberleri olmuştu? Aynı anda polis de gelmişti. Ben sorarcasına Sana'ya baktığımda o da aynı şekilde bana baktı. Bir iki saniye duraksadıktan sonra konuştu. ''Kyungsoo'yu çocuklar aramıştır ama polisi bilmiyorum.'' 

Polis geldikten sonra adamın yakınında olmak zorunda kaldığım birkaç dakika  geçirmek zorunda kaldım ve bu beni daha da germişti. Kulaklarım uğulduyordu, gözlerim sürekli dolu doluydu resmen etrafı flu görüyordum üstüne üstlük tüm vücudum titriyordu. Kendi kendimi sakinleştirmeyi denemiştim ama ne kalbimin deli gibi atışı ne de titremelerim geçiyordu. Dışarıdan anlaşılıyor muydu acaba? Polisler de adam da gittikten sonra sıkıca abime sarıldım ve sadece onun duyabileceği bir sesle sordum. ''Annemleri sen bırakır mısın?'' 

Don't Fight The Feeling | Twice × ExoWhere stories live. Discover now