17.Bölüm

115 27 9
                                    

Areum'ı hiç canım istemeyerek annemlere bıraktıktan sonra Chaeyoung'un doğum günü için oraya gittim.

Chaeyoung kapıyı aşırı mutlu bir şekilde açmıştı ama kendisi hiç de parti havasında görünmüyordu. İstemsizce kaşlarımı çattım ve içeri girerken merakla sordum. ''Çok mu erken geldim? Hazır değilsin.''

Ağzı kulaklarına varana kadar sırıttı. ''Hayır tam zamanında geldin. Kyungsoo da geldi az önce, salonda şu an. Sen de geç ben giyinip geleyim.'' 

Göz devirip salona yürüdüm. İçeri girdiğimde yüzüne bile bakmadan soğukça bir selam verip bir koltuğa geçtim ve en son geldiğimden beri odada değişen bir şeyler olup olmadığını merak ettiğim için dikkatlice etrafıma bakındım. Televizyonun altında daha önce orada olmayan küçük bir dolap vardı bu dikkatimi çekmişti sonrasında salonda bulunan yemek masasında parti yiyeceği olabilecek abur cuburlar veya kuru pastalar yerine sadece bir tencere ve 2 tabak vardı bu daha çok dikkatimi çekmişti. Bunları sormak için Chaeyoung'un yanına gitmek için ayağa kalkmıştım ki Chaeyoung odaya girdi o yüzden geri oturdum. Üstünü falan değiştirmemişti ve yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı. Burada bir şeyler dönüyordu. Şaşkınca ona bakınca elindeki anahtarı gösterdi bana ve hafifçe güldü. ''Sabah görüşürüz canlarım.'' dedi ve hızla kapıyı kapatıp kilitledi. Kyungsoo şokla bana bakmıştı, ben de ona... Şoktan çıkınca hızlı adımlarla kapıya gidip vururken Chaeyoung'a bağırmaya başladım. ''Chaeyoung salak mısın aç şu kapıyı hiç komik değil! Ayrıca hani parti veriyordun ne dönüyor burada?!'' 

Ayak sesleri yaklaştı ve konuşmaya başladı. ''Partide bir değişiklik yok Nayeon bu sadece sizi bir araya getirmek için yaptığımız bir plandı.'' dedikten sonra kahkaha atarken konuştu. ''Çok da güzel yediniz.'' Göz devirerek kahkahasının kesilmesini bekledim. Sakinleştikten sonra devam etti. ''Açsanız baş başa romantik sayamayacağımız bir yemek yiyebilirsiniz. Değilseniz boşverin. Televizyonun altındaki dolapta pijama, yastık, örtü falan var onları kullanın. Sizin için özel dolap aldım bak kıymetini bil Nayeon. Her neyse, sabaha kadar çıkış yasak tuvaletiniz gelirse masanın altında kova var ona yapıp balkona koyun.'' Son cümlesiyle ikinci bir şok yaşayıp masanın altına baktım. Gerçekten büyük bir kova vardı. ''Sen dalga mı geçiyorsun?!'' diye bağırdım. Yeni bir kahkaha attı. ''Çok zor durumda kalırsanız diye tedbir olması için koydum. Bir taraflarınızı da yırtsanız sizi tuvalete çıkarmayacağım boşa bağırmayın. Bolca suyunuz da var. Ben odamdayım. Etrafı fazla kirletmeyin. İyi geceler canım arkadaşlarım hepimiz ikinizi de çok seviyoruz.'' 

Ayak sesleri iyice uzaklaşıp kapı kapanma sesi gelince hışımlı bir ses çıkartıp kapıya vurdum. Kyungsoo sadece susuyordu. ''Bir şey desene sen de mi bu işin içindesin yoksa?'' 

''Hayır benim hiçbir şeyden haberim yoktu.'' 

Sesinin tonundan ikna olmuştum. Onu o kadar iyi tanıyordum ki gözlerine baktığımda bile haberi olmadığına emin olabilirdim. 

Yanıma yaklaşıp yavaşça sordu. ''Ben açım sen de aç mısın?'' 

''Çok değilim.'' dedim iç çekerek ''Ama sana eşlik ederim.'' 

İkimizin tabaklarını da doldurdum ve karşılıklı oturarak yemeğimizi derin bir sessizlikle yedik. Arada ona kaçamak bakışlar atıyordum ama yemeğiyle meşguldü. Kyungsoo kafasında beni bitirmiş olabilir miydi? Areum'ın kolunu kırmasına yol açtığı için üzerine uçmamdan korktuğundan dolayı susuyor da olabilir bilemiyorum.

Yemekten sonra Kyungsoo televizyonu açtı ama telefonuyla ilgilenmeye başladı. Evlilik günlerimizi hatırlatmıştı bu bana. Areum'ı uyutup salona her gelişimde Kyungsoo'yu bu halde bulurdum. Bu gece bizi buraya tıktıklarına göre Areum gece annemle kalacak demekti bu. Hemen annemi arayıp kısaca durumu özet geçtim. Beklediğim tepkiyi vermemişti. İç çektim. ''Anne gece uyumadan önce öksürük şurubunu ver. Gece birkaç kere ateşlendi mi diye kontrol et ve bir de kırık kolunun üstüne yatmak istiyor sürekli buna da dikkat et engel ol olur mu? Aklım onda.'' 

Don't Fight The Feeling | Twice × ExoWhere stories live. Discover now